Dr. Öğr. Gör. İpek Ada, TİTCK verilerine göre 2017'de tüketilen 2 milyar kutu ilaçtan yaklaşık 170 milyonun antibiyoriklere ait olduğunu belirterek, antibiyotik kullanımına bağlı antimikrobiyal direncinde yükseldiğini söyledi.


Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile Hastalık Dinamikleri, Ekonomisi ve Politikaları Merkezi (CDDEP) verilerine göre Türkiye yüzde 38.8 antibiyotik direnç oranı ve antibiyotik kullanım oranı ile Dünya ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Reçetesiz antibiyotik satışının yasaklanması ile birlikte Türkiye’de antibiyotik kullanım oranının 2018'de yüzde 15.81 seviyesine kadar gerilediğini dile getiren Dr. Öğr. Gör. İpek Ada, “2050 yılında milyonlarca insanın bakteriyel enfeksiyonlara yakalanacağı ve antibiyotik direncinden dolayı hayatını kaybedeceğini tahmin etmekteyiz” dedi.

“YOKSUL ÜLKELERDE ANTİBİYOTİK KULLANIM SAYISI YÜKSEK”

Açıklanan verileri değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Ameliyathane Hizmetleri Programı Dr. Öğr. Gör. İpek Ada, antimikrobiyal direncin, mikroorganizmaların yok edilmesi için kullanılan ajanlara rağmen varlığını sürdürerek yaşamaları anlamına geldiğini belirterek özellikle ‘yatay gen transferi’ ile diğer tür mikroorganizmaların da direnç kazanarak nesilden nesile aktarımla önemli boyutlarda halk sağlığı problemlerine neden olduklarını vurguladı.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun verilerine göre 2017 yılında tüketilen 2 milyar kutu ilaçtan yaklaşık 170 milyonunun antibiyotiklere ait olduğu belirlendiğini söyleyen Dr. Öğr. Gör. İpek Ada, şunları kaydetti: “Hastalık Dinamikleri, Ekonomisi ve Politikaları Merkezi (CDDEP) verilerine göre Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 76 ülkenin bulunduğu çalışmada 2000 ile 2015 yılları arasında antibiyotik kullanımının yüzde 65 arttığı, ve tüketilen antibiyotik miktarının 21.1 milyardan 34.8 milyara yükseldiği görülmüş durumda. Aynı zamanda yapılan araştırmaya göre Türkiye yüzde 38.8 antibiyotik direnç oranı ve antibiyotik kullanım oranı ile Dünya ülkeleri arasında ilk sırada yer aldığı belirlendi.”

“2050’LERDE MİLYONLARCA İNSANIN HAYATINA MAL OLABİLİR”

Reçetesiz antibiyotik satışının yasaklanması ile birlikte ülkemizde antibiyotik kullanım oranının 2018'de yüzde 15.81 seviyesine kadar gerilese de yine de Türkiye’nin dünya antibiyotik kullanım oranı bakımından ilk sıralarda yer aldığını kaydeden Dr. Öğr. Gör. İpek Ada, “Elde edilen verilere göre, farkındalık seviyesi ve ekonomik düzeyi düşük ülkelerde antibiyotik bilinci gelişmediğinden antibiyotik kullanım oranı her geçen yıl artıyor. 2050 yılında milyonlarca insanın bakteriyel enfeksiyonlara yakalanacağı ve antibiyotik direncinden dolayı hayatını kaybedeceğini tahmin etmekteyiz” dedi.

Ada, “Doktorunuz reçetenize yazmadığı sürece geniş spektrumlu antibiyotik kullanılmamalı. Eğer doktor önerisi dahilinde geniş spektrumlu antibiyotik kullanmaya başlandıysa belirtilen doz ve sürede kullanmaya devam edilmeli, şikayetler kesilse bile tedavi yarıda bırakılmamalı” uyarılarında bulundu.

ANTİBİYOTİK DİRENCİNE KARŞI UYARILAR

Dr. Öpr. Gör. İpek Ada, “Bal, zencefil, soğan, sarımsak, zerdeçal, çörek otu ve narın bol tüketilmesi gerekiyor. Yüksek sayıda antibiyotik kullanımına rağmen bakteriyel enfeksiyona yakalanan birey sayısının da artmasının nedeni bilinçsiz antibiyotik kullanımı” ifadelerini kullandı.

Altınbaş Üniversitesi Ameliyathane Hizmetleri Programı Dr. Öğr. Gör. İpek Ada, bilinçsiz antibiyotik kullanımına yol açan faktörlerin yanı sıra bu konudaki öneri ve uyarılarını şöyle sıraladı:

Hastanın doktorundan reçetesine ısrarla antibiyotik yazmasını istemesi

Antibiyotik kullanan bireyin çevresindeki hastaya, kullandığı antibiyotik ile ilgili tavsiyelerde bulunması ve antibiyotik kullanırsa iyileşeceğine dair yanılgılar

Hastanelerde enfekte organ ya da dokuya ait bakteriyolojik kültür tanıları yapılmadan direkt antibiyotik tedavisine başlanması

Hasta bireyin, benzer semptomlar gösteren hastalıklarda bile doktora gitmeksizin eski tedavi

sürecine dayalı antibiyotikleri eczanelerden temin etmeye çalışması ya da evde kalan antibiyotiklere yeniden başlaması

Sporadik (tesadüfi), nozokomiyal (hastane enfeksiyonları) ve seyahat ile ilişkili enfeksiyonlar ile ilgili önlemlerin alınmaması

Doğal antibiyotik etki gösteren ve bağışıklık sistemimizi güçlendiren besinleri (bal, zencefil, soğan, sarımsak, zerdeçal, çörek otu, nar vb. gibi) yeterince tüketmemek

Antibiyotikli yemlerle beslenen hayvan etlerini tüketmek