Diyarbakır’da HDP il binası önünde PKK tarafından kaçırılan ya da kandırılan 58 çocuğun ailesi nöbette 100 günü geride bıraktı. Annelerin eylem alanı dün Türkiye’nin farklı noktalarından desteğe gelen yurttaşları ve örgütleri ağırladı. Anneler Türkiye’yi birleştirdi.

FÜSUN İKİKARDEŞ / DİYARBAKIR

Hatice Ceylan, önceki gün oğlu Cafer’e kavuştu, dün yine kader arkadaşlarının yanındaydı. Hem 100. günü doldurmalarının hem eylemlerinin ilk sonucunu almalarının sevincini paylaştılar. Cafer’in dönüşü yüzleri güldürdü, umudu ve heyecanı artırdı.

‘HEPSİ O CEHENNEMDEN KURTULSUN’

Hatice Ceylan’a ‘gözün aydın’ dedik, duygularını sorduk: “Oğluma kavuştuk. İnşallah hepsi evlatlarına kavuşsun. O cehennemden çocukları kurtulsun. Bize destek olan Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanımız, asker, polis, siz gazeteciler... Her kim varsa Allah gönlüne göre versin. İlk günden beri umutluydum, döndü çok şükür...”

Çok değişmiş mi?

Bana dedi ‘anne boyun kısalmış’, ‘yok oğlum. Ben aynıyım senin boyun uzamış...’ dedim. Keşke koltuğa çıkıp sarılsaydım, boyum yetmedi. Devamı da gelecek.

İleri geri konuşmalar varmış, kulağınıza geldi mi?

Var tabii olmaz mı! Yok benim oğlum İstanbul’daymış, devlet ordan getirmiş. Üstü başı yeniymiş, dağdan gelmemiş filan filan... Böyle diyenlerin başına gelsin. Çocuklarının değil kendi başlarına gelsin. Çocuklar masum. Söyleyenler bizim dört yıldır ne çektiğimizi bilmiyor. İçimdeki yangını...

‘BAŞKA DUYANLAR DA VAR GELECEK’

Nereden gelmiş en son?

İnan onu hiç sormadım, sadece durumunu sordum. Polislerin yardımıyla kaçmış, televizyonda görmüş, duymuş sesimizi. Başka duyanlar da varmış, devamı gelecek daha. Bunların maskesi indikçe indi artık.

100. GÜNDE UMUTLAR TAZELENDİ

Ayten Elhaman Diyarbakırlı. Bizi görür görmez “Siz Vatan Partisi’siniz değil mi? Bize en başından beri çok destek oldunuz, sağolun” diyor. Hikayesini dinliyoruz:

“Biz aslen Bingöllüyüz. Oğlum 17’sindeydi gitti. Adı Bayram. Fırında çalışıyordu, bir gün işe diye gitti gidiş o gidiş, sonra hiçbir haber alamadım. Gittiği gibi telefonu kapandı.

ASKERE GİDECEKTİ

“Kobani’ye gitmiş gelmiş bir arkadaşı vardı, o bir iş sözü vermiş, onun peşinden gitti diye duyduk. Ne yapıp edip oğlumu kaçırdılar. Engelli bir çocuğum daha var. Baba rahatsız, bel fıtığı var. Psikolojisi de bozuldu. Biz Bağlar’da yaşıyoruz. Oğlum çalışıp eve bakıyordu... Askere gidecekti, ‘anne benim elimi kınalayıp askere göndereceksin’ derdi, asker olmaya hevesi vardı.

‘BURAYA ÖLÜMÜNE GELMİŞİM’

“Bizi bırakacak bir çocuk değildi, saflığından gitti kandı. Evdeki oğlumun haftada iki gün engelli okulu var, onu götürüyorum. Buraya ölümüne gelmişim aramaya... Cafer döndükten sonra daha da umutlandık. Her zaman gelemiyorum, fırsat buldukça geliyoruz gelmeye de devam edeceğiz.”