Yiğit Amiral Soner’i 2 Ekim 2019 günü Zincirlikuyu’da Vatan Toprağının koynuna teslim ettik. Binlerce seveni onu toprak gemiye emanet etti. Deniz Kuvvetlerimizin mükemmel yönetim ve yönlendirmesinde icra edilen askeri törende devlet ve milletin tek yumruk olduğunu gördük. Özlemini çektiği birlik ve beraberlik tablosu son yolculuğunda onu temsil ediyordu. Törene katılan siyah takım elbiseli binlerce sevgi dolu genç Vatan Partisi mensubu, Başkan Yardımcıları Soner Polat’a olan saygı ve bağlılıklarını asil duruşları ve gözyaşları ile dışa vuruyorlardı. Cesur ve erdem sahibi bir lidere ancak böyle veda edilirdi.
Son eseri Mavi Vatan için Jeopolitik Rota isimli kitabının adını vermemi ve önsözünü yazmamı istemişti. Önsözde Soner’i şöyle tarif etmiştim:
“Şüphesiz onun en büyük erdemi cesaretidir. Montaigne, Denemeler’inde şöyle der: Bir adamın değeri yüreğindedir. Gerçek orada yatar. Yiğitlik kolların bacakların değil cesaretin ve ruhun sağlamlığındadır. Yiğit, düşünce cesaretini yitirmeyendir. Ölüm korkusuyla özgüvenini hiç yitirmeyen, ruhunu teslim ederken yılmadan ve horlayan gözlerle düşmana bakan yenilebilir ama onu yenen düşmanı değil talihidir. Erdemin onuru, yenmekte değil dövüşmektedir. (MontaigneDenemeler)
SONER DAİMA DÖVÜŞTÜ
Asla boyun eğmedi. Fikir ve görüşlerini şark kurnazlığının sisli duvarları arasında, üst ve amirlerinin beklediği ve onları memnun edecek doz ve kapsamda değil, gerçeği, mutlak gerçeği rehber edinerek söyledi. Hiçbir zaman ön sıralara geçip kendini göstermeye çalışmadı. Neyse o oldu. Engin bilgisi her daim pusulası oldu. Gerçeği aradı. Ona erişmek için daima okudu. Tartıştı. Bilginin erdemle birleştiğinde en büyük güç olduğunu hem astlarına hem üstlerine öğretti. Diğer yandan etrafına devamlı umut aşılayan ve asla ümitsizliğe kapılmayan üstün ruha sahipti. 2017 yılında Ankara’da icra edilen Vatan Partisi kurultayında okuduğu Nazım Hikmet’in aşağıdaki dizeleri gerçekte onu tarif ediyordu:
“Düşmezse düşmesin yakamızdan ölüm; Bizim de üstümüze güneş doğacak gülüm...;
Gülüşüne bir kurşun sıksa da ölüm; Unutma ki umuda kurşun işlemez gülüm...’’
YAZAR SONER POLAT
Soner 3.5 yıllık Balyoz kumpasının son döneminde Ulusal Kanal’a haftalık makaleler yazmaya başladı. 12 Ağustos 2015 tarihinde Aydınlık gazetesinde Bismillah Vira adını verdiği köşesinde ilk yazısını yayınladı. Son yazısı hastalığının ağır bir safhaya girdiği 7 Mayıs 2019 tarihine kadar devam etti. Sadece Aydınlık’ta 650 yazıya ruh verdi. Ulusal Kanal’a yazdıkları ile birlikte toplamda 900’e yakın makalenin sahibi oldu. Dile kolay. Bu zenginliğin yanına son 4 yılda yazılan ve her biri çok sayıda yeni baskı yapan baş yapıt 3 kitabı ve Deniz Kuvvetleri’nde aktif görevdeyken yazdığı İstiklal Harbinde Bahriyemiz kitabını eklerseniz, karşımızdaki entelektüel birikimin ve yüksek enerjinin farkına varabiliriz.
YAZDIĞI HER KELİMENİN KAĞITTAKİ İZİ MUSTAFA KEMAL'DİR
İlk makalesi olan Aydınlık’ta İlk Seyir’in son bölümünde şunları yazmıştı: “Dürüstçe ifade edeyim. Ben taraf tutan bir yazarım. Atatürk ilke ve devrimlerinde tarafım... Cumhuriyet değerlerinde tarafım...Vatan, millet, bayrak kavgası varsa sapına kadar tarafım...Türkiye’nin milli bütünlüğü ve tam bağımsızlığı konusunda tarafım...Türkiye’nin ulusal çıkarları konusunda tarafım... Mehmetçik söz konusu ise kayıtsız koşulsuz tarafım... İşçinin, emekçinin ve ezilen halkın kavgasında tarafım... Emperyalizm ile boğuşan tüm milletlerin kavgasında tarafım... Üretime dayanan milli bir ekonomi için tarafım... Demir alarak Aydınlık seyrine başlarken köşemin adını ‘Bismillah Vira!’ koydum. İnşallah Allah utandırmaz ve geçmişten gelip geleceğe uzanan bu kutlu hareket için bir çivi de ben çakarım...’’
ŞAŞMAYAN PUSULA
Soner Polat, gideceği limanı bilen, rotasını çizen ve şartlar ne olursa olsun zig zag yapmadan, yalpalamadan, kararsızlığa asla sürüklenmeden hedefine ilerleyen bir akıldır. Bir düşünce yoludur. Türkiye’nin Avrupa Atlantik yapıya teslim olduğu son 73 yılın her alanda yarattığı döneklik, iki yüzlülük, sahte kahramanlık, şark kurnazlığı, bilgisiz bilgiçlik, kalleşlik, kirlilik, hedonizme teslimiyet ve onursuzluğa inat, erdemin, sadeliğin, dürüstlüğün, yüksek kültürün, cesaret ve vefanın kısacası Aydınlığın sembolüdür. Yüksek teorik altyapısı ve pragmatik liderliği ile Türkiye’nin geleceğine büyük katma değerler üretmiştir. Vatana ve Mavi Vatana adanmış asil ruhu ve öğretileri Türkiye’nin en karanlık anlarında devlet adamından siyasetçiye; askerinden, öğretmenine toplumun her kesimine yol göstermiştir. Bu rehber fikirler sonsuza dek ışık tutmaya devam edecektir.
DEVLEŞEN AMİRAL: SONER POLAT
Türkiye’nin başka boyut ve düzlemde yaşadığı farklı bir Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği konjonktürde Soner gibi bir Amirali tasfiye ederek özgürlüğünü çalan cellatlar, yaşamaya devam etseler de her gün yalnızlaşacaklardır. Yaşarken saklanan ve onursuzlaşanlara inat, o aramızdan ayrılırken bile devleşmiştir. Tarihin kayıtlarında hain olarak kaydedilen kirli isimler karanlıklara gömülürken, bu dönemin Soner gibi vatanseverleri, aydınlık ve onurlu sayfalarda sonsuza dek başrol alacaklardır. Ne mutlu haysiyetiyle yaşayan ve doğru tarafta olan insanlara. Ne mutlu Mustafa Kemal’in gerçek fedailerine.
SÖZ VERİYORUM
Soner’e bu köşeden, Mavi Vatan’dan söz veriyorum. Çizdiğin Jeopolitik Rota’da viyalayacağız. O limana mutlaka varacağız. Kurtuluş Savaşını gerçekleştiren yüzde birin gücü ile mutlaka varacağız.
Eşi Sevgi ve ailesinin kıymetli fertleri ile Türkiye’deki ve yurtdışındaki vatansever dostlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Onun Vatan ve Mavi Vatan için yaptıkları önünde tazimle eğiliyorum. Mavi Vatan gemisinin köprüüstünden, onu alnından öperek sonsuzluğa uğurluyorum. Allah Selamet Versin Soner Abi.
“Denizciler öperler ve giderler.
Ve ölüm yatırır onları bir gece denizin döşeğine.
Hayranım öpüşlerde paylaşılan sevdaya, döşekte ve ekmekte paylaşılan.
Sevda bu, kimi sonsuza uzar, kimi bir yıldız gibi kayar.”
Pablo Neruda