Çağımızda ilericiliğin ve devrimciliğin mihenk taşı veya turnusol kağıdı, emperyalizme karşı takınılan tavırdır.
ABD emperyalizmi, Mehmet Akif Ersoy'un ifadesiyle, "tek dişi kalmış bir canavar"dır. Hem eşini kaybetmiş bir "dişi canavar" gibi saldırganlaşmıştır hem de yalnızca "tek dişi" kalmış bir canavar gibi güçsüzdür.
ABD emperyalizminin dünyadaki saldırı hedeflerinin başında günümüzde Türkiye ve Venezuela gelmektedir.
ABD'nin Türkiye'deki zayıf karnı, ABD üsleridir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1975 yılında ABD'ye meydan okumuş, Türkiye'deki ABD üslerine el koyma cesaretini göstermişti.
Günümüzde ABD'ye karşı bu kartın kullanılması, Türkiye'nin milli çıkarları açısından öncelikli önemdedir.
Ancak iktidar bu konuda gereken cesareti gösteremiyor; yıllardır Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında hareket edenler, Türkiye'ye yönelik bu saldırı karşısında bu kartı gündeme getirmekten kaçınıyor.
Süleyman Demirel'in 1975 yılında yaptığını, 2019 yılında yapamıyorlar.
İktidar böyle davranırken, CHP ne yapıyor?
GEÇMİŞTE CHP'NİN TAVRI NEYDİ?
CHP, daha 1968 yılında, günümüzden 51 yıl önce, Türkiye'deki ABD üslerine karşı çıkıyor, bunların kapatılmasını talep ediyordu.
Cumhuriyet gazetesinin 8 Şubat 1975 günlü nüshasında bir bölümü yayımlanan 1968 tarihli rapor, CHP'nin tavrını çok açık bir biçimde ortaya koyuyordu.
1968 yılında İsmet Paşa, CHP'nin Genel Başkanı, Bülent Ecevit de Genel Sekreteri idi.
Cumhuriyet Halk Partisi, 1968 yılında, Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay yetkilileriyle görüşerek, NATO'ya ilişkin bir rapor hazırladı. Bu rapor, CHP Parti Meclisi tarafından da onaylandı.
Bu raporda Türkiye'deki Amerikan üs ve tesislerinin kaldırılması ve Türkiye'nin özellikle Adana İncirlik Üssü'nden en kısa sürede kurtulması isteniyordu.
CHP'nin raporunun ilgili bölümleri şöyledir:
"Türkiye'yi nükleer hedef haline getirecek üs ve tesisler kaldırılmalı, Türkiye'nin atomik silahlardan tecridi sağlanmalıdır. Nükleer taarruzlar için planlayıcı olarak görev alınmamalıdır."
"Adana İncirlik üssündeki Amerikan Stratejik Bombardıman Kuvvetinin, keza, yeni strateji muvacehesinde Türkiye'ye muhtemel tecavüzün, birinci konvansiyonel ve ikinci konvansiyonel, taktik atom silahları karışımlı mukabele safhalarında, herhangi bir fonksiyonu kalmamıştır. Faydalı olabileceği sanılan üçüncü nükleer tırmanma safhasında ise, mütecaviz için nükleer stratejik bir tehdit teşkil edeceğinden, bu safhaya erişilmeden evvel kesin surette imha edileceği kabul edilmelidir. Bu şartlar altında faydası olmadan, Türkiye'nin bir bölgesini nükleer hedef haline getirecek bir üsten, Türkiye'nin mümkün olduğu kadar çabuk arınması, her bakımdan bir zarurettir."
GÜNÜMÜZDEKİ CHP'NİN ÇİZGİSİ
CHP, ne yazık ki günümüzde Türkiye'nin NATO'dan çıkmasını, Türkiye'deki yabancı üs ve tesislerin ve özellikle de Adana İncirlik Üssü'nün kapatılmasını savunmuyor.
Türkiye'nin bağımsızlığı ve demokratikleşmesi, öncelikli olarak ABD emperyalizmine karşı verilecek mücadeleyle gerçekleşebilir. Türkiye'de bölücülüğün ve irticanın kaynağı, ABD emperyalizmidir. ABD emperyalizminin somut olarak geriletilebilmesinin bir aracı da Türkiye'deki ABD üslerinin Türk Ordusu'na devridir. İktidar ve muhalefet, 1975 yılında olduğu gibi elele verirse, ABD'ye geri adım attırılabilir. Bu konudaki öncelikli görev de CHP'nindir.
Aydınlık