“Elbette, gözümüz kulağımız Gazze'de... İsrail savaş makinesini şimdilik durduran "insani aranın" kalıcı ateşkese dönüşmesi, masum sivillerin hayatta kalması ise insanlıktan nasibini almış herkesin ortak dileği. Yakın çevremize, sinsi kurgulara dikkat kesilmiş olmamız, Türkiye'yi doğrudan hedef alan karanlık tezgâha karşı teyakkuz halimizi etkilemiyor. Birbirinden bağlantısız gibi sunulsa da Irak, Suriye ve Gazze'nin kuzeyinde olup bitenler birbirinden bağımsız değil! Tam da bu nedenle, bilhassa Suriye'de ve Fırat Nehri'nin doğusunda ABD bayrağı altında dolaşan teröristlere karşı yürütülen operasyonların seyrini hatırlamak durumundayız. Hele ki Amerikalıların tutarsızlıkları giderek derinleşmekte iken...
1 Ekim'de, TBMM'nin yeni yasama yılına başladığı gün, İçişleri Bakanlığı'nı hedef alan terör eyleminin PKK/YPG tarafından Suriye'de planlandığı kesinleşince Ankara, kapsamlı hava harekatları düzenledi. Öncekilerden farklı olarak terör örgütünün iletişim ve ulaşım altyapısı ile lojistik trafiği felç edildi. Harekât noktaları, bölgedeki ABD askeri unsurlarını telaşlandırdı. Ve maalesef, ABD F16'ları Suriye'nin kuzeybatısında, Haseke yakınlarında Türkiye'ye ait bir SİHA'yı düşürdü. ABD Savunma Bakanlığı, SİHA'nın vurulmasını "üzüntü verici bir olay" olarak niteledi, SİHA'nın ABD güçlerine 500 metre kala mesafede "tehdit!" olarak değerlendirildiğini ileri sürdü. Aslında fiili durumu ve gerçekleri çarpıttı. Neden? Çünkü, bugün ortaya çıkan radar kayıtları, Türk SİHA'sının bölgedeki YPG'li teröristleri takip için kuzey Suriye'de belirli derinliklere girip çıktığını lakin düşürüldüğü sırada ABD askeri üs/kontrol noktalarına 8 mil (1314 km) mesafede olduğunu teyit ediyor.
İlk açıklamalarda, "Üçüncü taraflarla işletilen çatışmasızlık mekanizmasındaki farklı teknik değerlendirmeler nedeniyle bir SİHA'nın kaybedildiği" belirtilse de bu ifadeler, Amerikalıların işbirliği yaptığı PKK/YPG terör unsurlarını kapsamıyor. Oldukça hassas çizgide yürütülen operasyonlar sırasında tüm mesele, YPG teröristlerinin ABD bayrağı çekilmiş araçlarda veya sahra tesislerinde bulunmasından kaynaklanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ve İstihbarat Teşkilatı, ABD askerlerinin konumlarını metrekaresine varıncaya kadar biliyor ve nokta operasyonlarda özen gösteriyor. Özetle... Suriye'nin kuzeyindeki operasyonlara fren yaptırma hamlesinin bir tarafında ABD, diğer tarafında Rusya yer alıyor. Amerikan tarafı güya DEAŞ'a karşı bekçilik yaptırdığı YPG'lileri, Ruslar ise Suriye rejimini koruma kollama misyonunu (!) sürdürüyor…”