Değerli okuyucular, bir iddianame düşünün.
Bir kişi FETÖ’cü eski bir MİT görevlisini yurtdışına kaçırmaya çalışıyor. Kendisi eski MİT görevlisi…
Yetmiyor, damadını da yurtdışına kaçırmaya çalışıyor.
Operasyon yapılıyor ve evde arama başlıyor.
Fetullah Gülen’e yazılan mektuplar, CIA’ya yazılan raporlar, yazılan FETÖ’nün raporlarında yaptığı düzeltmeler ortaya çıkıyor.
Bu şu anlama geliyor:
FETÖCIAGladyo ilk kez bu kadar somut birlikte bir hukuk metninin içerisine giriyor.
“FETÖ demek CIA demek” diyoruz ya.
İşte bu iddianame bunun belgesi.
O yüzden bu iddianame bence tarihi bir iddianame…
***
Şimdi size Enver Altaylı’nın hem savcılık hem de emniyete verdiği ifadeleri üzerinden başka bağlantılar anlatacağım.
Enver Altaylı’nın kimlerle temas halinde olduğu önemli. Bu nedenle de zaten polisler de savcı da bu soruyu sormuş ki, Altaylı görüşmelerin bir kısmını anlatıyor.
Bir kere şunu çok net söyleyelim. Altaylı, FETÖ’nün ikinci adamı olduğu belirtilen “Türkiye imamı” ile irtibatlı. İddianameye göre, bu ilişki yakın bir ilişki…
15 Temmuz’da da bu kişiyle telefonda görüşüyor.
Ne konuştuklarını bilmiyoruz.
Altaylı’nın ifadelerinden 15 Temmuz gecesine dönelim o zaman.
Kendisi söylüyor, 15 Temmuz’dan önce Ankara’ya geliyor ve görüşme yapıyor.
Sadece bir görüşmesine odaklanacağız bugün.
Furkan Torlak.
Bazı insanlar hayata 10 önde başlar. Enver Altaylı’nın yanındakiler de akrabaları da hep öyle.
Furkan Torlak da bunlardan biri…
Kim mi?
Enver Altaylı’nın bir başka yeğeni…
“Türkiye’de radikal İslamcılığın ve Hizbullah’ın oluşumundaki kilit isim” diye hakkında açık kaynaklarda iddialar ve haberler çıkan Burhan Kavuncu’nun damadı. (Kavuncu ailesini dün yazmıştık ancak Burhan Kavuncu’dan bahsetmemiştik.)
Enver Altaylı ile Burhan Kavuncu dayı çocukları… Torlak da doğal olarak yeğen.
Torlak, Suriye’de 6 yıl boyunca Felsefe ve İslam Hukuku alanlarında eğitim görmüş.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirmiş.
Sonra gazeteci olmaya karar vermiş.
Başarmış!
Önce Kanal 24, CNN Türk, 6NEWS, TRT Arapça ve TRT Türk’te gazeteci olarak çalışmış.
(Buraya bir dipnot düşmek istiyorum. Bir gazeteci bu kadar kısa bir sürede bu kadar kanalı nasıl geziyor, hepsi nasıl kabul ediyor merak ediyorum doğrusu.)
2007 yılında Doğan Yayın Holding tarafından yılın En Yaratıcı Yeni Gazeteci Ödülü alıyor Torlak. Sonra SETA Dış Politika Direktörlüğünde araştırma asistanı oluyor. Bu sürede Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsünde yüksek lisans yapıyor.
Sonra ne mi oluyor?
Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri.
Peki Furkan Torlak’ı bu göreve kim alıyor?
Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala.
O dönem hain FETÖ’cüler yasa dışı dinleme yapıyor. (FETÖ’cüler o dönem hem Furkan Torlak hem de eşi yani Burhan Kavuncu’nun kızı Sümeyye Nur Torlak’ı da dinlemeye almışlar. Daha sonra 2014’te ‘paralel devletin gözaltı listesi’ adı altında çıkan ancak doğru olup olmadığı net olmayan bir listede ikisinin de ismi bulunuyor. Yani Furkan Torlak FETÖ’nün 1725 Aralık sonrası hedefinde görünüyor. Furkan Torlak öğrendiğim kadarıyla geçen sene eşinden ayrıldı. Yakın çevresine tedirgin olduğunu ifade etmiş.)
Ve Burhan Kavuncu ile Efkan Ala’nın 4 Ocak 2013’teki konuşması dinlemeye takılıyor.
Burhan Kavuncu, Ala’ya şu ifadeyi kullanıyor:
“Bizim Furkan’ın şeyi varmış galiba, Başbakanlık Danışmanlığı için, Sayın Başbakan talimat vermiş.”
Yani Furkan Torlak, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın girişimiyle Başbakanlık’ta göreve başlıyor.
Ama Furkan Torlak burada da fazla durmuyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un basın danışmanı oluyor. Uzun süre bu görevi yapıyor.
Polis Akademisinde doktorasını da yapan Furkan Torlak, Numan Kurtulmuş’un yanından da ayrılıyor.
Peki şimdi nerede görev yapıyor dersiniz?
AKP MYK ve MKYK üyesi, parti sözcüsü Ömer Çelik’in yanında. Çelik’in basın danışmanı.
Yani Enver Altaylı’nın yeğeni, Burhan Kavuncu’nun damadı AKP’nin en üstlerinden destek almış.
Bu Furkan Torlak’ı suçlu yapmaz. Ancak eğer CHP’de başdanışman olan Rasim Bölücek ile ilişkiden iddianame varsa, bu ilişki ağları da merak konusu olur.
Enver Altaylı ne kadar güçlü ki, nüfuz kullanabiliyor!
Ya da Kavuncu ailesi ne kadar güçlü ki İçişleri Bakanını rahatça arayabiliyor!
Şimdi soralım…
Yeğeni Ömer Çelik’in danışmanı olan Enver Altaylı, Ömer Çelik’le hiç görüşmüş müdür?
Numan Kurtulmuş ile ilişkisi var mıdır?
Ergenekon’dan 4 yıl hapis yatmış emekli Albay Levent Göktaş, gazeteci Barış Terkoğlu’na, Altaylı gözaltına alındıktan sonra hakkında çıkan iddialarla ilgili bilgi verdi. Altaylı ile iki görüşme yaptığını birisinde yanında Erol Olçok olduğunu söyleyen Göktaş, Altaylı ile yaptığı ikinci görüşmeye ilişkin şunları söyledi:
“Diğer görüşmemiz de Enver Altaylı‘nın yeğeni Furkan Torlak ile. Numan Kurtulmuş‘un eski, Ömer Çelik‘in yeni danışmanıdır Furkan Torlak. ‘Komutanım gidiyoruz’ dediler ve davet etti, gittik; 1520 dakika çay içtik. Bunun dışında ne yüz yüze ne de telefonla görüşmemiz var.”
Yani Altaylı ile Torlak doğal olarak sürekli görüşüyorlar. 15 Temmuz akşamı da bir araya geldiklerini Altaylı söylüyor.
Peki bu görüşmeler incelendi mi? Yoksa görüşmeleri sizce akraba sohbetlerinden mi ibaret?
Yani demek istiyorum ki…
CIA için önemli, CIA’ya çalışmış, eski MİT mensubu, bir CIA ajanının tedrisatından geçmiş, FETÖ ile çok yakın ilişkisi olan ve hakkında hazırlanan iddianameye göre FETÖ üyesi olan, FETÖ’cü kaçırmaya çalışan, Amerikalılar arasında para trafiği olan biri kişiden bahsediyoruz.
Bu kişinin ne yaptığı, kimlerle ne konuştuğu, neler yaptığı, çok ama çok önemlidir.
Yani sormak istiyorum ki…
Çok sayıda AKP’li yönetici ile tanışıklığı olan Altaylı’nın bunlarla ne gibi temasları olmuştur? Altaylı ile içli dışlı olan AKP’liler kimlerdir ve ortaya çıkacak mıdır?
Çıkmazlarsa ki çıkacaklarını pek sanmıyorum, gerçekleri ortaya çıkaran bir savcı bulunacak mıdır?
Altaylı’nın CHP ilişkisi ortaya çıkınca sevinçten çığlık atan yandaş medya ya da değerli AKP’li seçmen kardeşim.
Altaylı’nın AKP ilişkilerine de sevinç çığlıkları atmanı bekliyoruz.
Son not:
Kimseyle hesabımız yok, kimseye garazımız yok. Biz ülkemizi ve milletimizi seviyoruz. Ne varsa ortaya çıkmasını istiyoruz.
***
BÖLÜCEK’İN AÇIKLAMASINA ÇAĞRIM
Dün yazdığımız ve çok konuşulan “Yok böyle bir ilişki ağı! Enver Altaylı’nın ‘kadrosu’” başlıklı yazıya CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Rasim Bölücek’in ağabeyi Sayın Hasan Bölücek açıklama göndermiş.
Biz de noktasına, virgülüne dokunmadan olduğu gibi yayınladık.
Ben iddianamede ne varsa onu yazdım. İddianameyi yazan savcının ismi var. Bu bilgiler yalansa Sayın Bölücek cevabı bize değil, savcılığa vermelidir.
Açıklamada, “Şayet bilgi belge varsa bunu da ilgili makamlara iletmek gazetecilerin görevidir” demiş Hasan Bölücek.
Sayın Bölücek yanlış biliyorsunuz. Gazeteci bilgisini belgesini bir makama sunmaz. Sadece millete, halka sunar.
Siz siyasetçisiniz, kardeşiniz de siyasetçi sayılabilir. Bir siyasetçinin AKP’deki FETÖ’cülerle ilgili bir belgesi veya bilgisi varsa bunu ilgili makamlara iletmelidir. Her şeyden öte vicdani olarak sorumludur.
Şöyle diyor Hasan Bölücek:
“Şayet FETÖ bağlantısı aranıyorsa önce iktidarın içinde aranmalıdır.
İKTİDARIN FETÖ KİRİNİ TEMİZLEMEK İÇİN KESELEMEYE KALKARSANIZ YARISI KİR OLARAK AKAR.”
Buyurun Sayın Bölücek…
İktidar içerisindeki FETÖ bağlantılarını ilgili makamlara iletin. Ya da buyurun gelin veyahut biz gelelim, sizinle bir söyleşi yapalım, ne biliyorsanız bize anlatın, biz de sizin ağzınızdan bu anlattıklarınızı yayınlayalım.
Gelin sizinle birlikte iktidarın içerisinde yuvalanmış FETÖ’cüleri bitirelim.
Var mısınız?
Ben yazmaya hazırım, siz söylemeye hazır mısınız?
veryansıntv