Eski istihbaratçı Enver Altaylı'nın da aralarında bulunduğu üç sanıklı davaya devam edildi. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Enver Altaylı ve Mehmet Barıner ile sanık avukatları katıldı. Duruşmada Altaylı'nın çapraz sorgusunun yapıldı. Mahkeme Başkanı Sebahattin Sarıdoğan, Altaylı'ya etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp faydalanmak istemediğini sordu. Altaylı ise, “Ben hiçbir suç işlemedim. Casusluk yapmadım. Malum örgütün ne üyesi ne de yöneticisiyim. Hiçbir delil yok. Ben suçsuzum. Yaptığıma pişman değilim. İddianamede baştan sona bütün hayatımla suçlanıyorum” yanıtını verdi.
'HAYATI BOYUNCA BU ÜLKEYE YARDIMDA BULUNDU'
İrtibatlı olduğu kişilerin önemli hizmetlerde bulunduğunu kaydeden Altaylı, “Duane Clarridge (CIA'nın eski İstanbul şeflerinden), hayatı boyunca bu ülkeye yardımda bulunmuş. Asala meselesini halleden Hiram Abbas'tır. Ona desteği veren Duane Clarridge'dir. Ülkeme şerefle hizmet ettim. Azerbaycan ordusunun modernize edilmesi sürecini başlatan Enver Altaylı'dır. Suçsuzum, her iki suçlama ile ilgili beraat talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
TUTUKLULUK ŞARTLARINA İTİRAZ
Enver Altaylı'nın avukatı Dilara Yılmaz da, “Bizim şikayetimiz, 39 aydır 77 yaşındaki müvekkilimin tek başına tutulma koşullarına ilişkin. AİHM kriterlerine göre, bu şartlar hapis içerisinde hapis şartlarıdır. Bunlar da müvekkilimin tehlikeli tutuklu statüsünde olduğundan dolayıdır. Müvekkilim halen yargılanmaktadır. 77 yaşındaki bir insan günün 24 saatini tek başına geçirmektedir. Bu tedbiri kaldırma yetkisi mahkemededir. Tutukluluğu devam ettirilecekse bu tedbirin kaldırılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
ERGENEKON VE BALYOZ'LU SAVUNMA
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde de mahkeme başkanı, gözaltına ilişkin arama ve el koyma tutanaklarını okudu. Enver Altaylı da bu tutanaklara ilişkin, “Balyoz ve Ergenekon davalarında verilen bozma kararlarının gerekçesi ortada. Bunları delil olarak kabul edip beni böyle yargılarsanız hukukun bittiği yer olur bu. Bu materyaller delil değil. Gözaltına alındığımda köydeydim. Aynı gün akşan Ankara'ya getirildim. Telefonlarım torba içinde değildi. Ne torbaya konma ne imajını alma var. Beni ölümle tehdit eden polislerin hazırladığı rapora mı inanacaksınız” diye konuştu.
'ÜMİT ÖZDAĞ YALAN SÖYLÜYOR'
Avukat Adem Eroğlu'nun, “Abant toplantılarına katıldınız mı? Fetullah Gülen'in emrindeki televizyonların programlarına çağırıldınız mı” şeklindeki sorularını yanıtlayan Altaylı, “Hakkımda yürütülen iftira kampanyası ortada. Ben siyasi bir rehinim burada. Ümit Özdağ yalan söylüyor. Gelsin buraya dinlensin. Adı geçen örgütün ne Abant ne de başka toplantısına katılmadım. Yayın organlarında yazı yazmadım. Örgüte yakın hiçbir televizyon kanalında programa çıkmadım. Fetullah'ın en itibarlı olduğu dönemde, devletten birilerinin söylediklerini duyunca utandım” yanıtını verdi.
HEDEFİNDE YİNE DOĞU PERİNÇEK VARDI
İddianamede hakkında yer alan iddialara ilişkin eleştirilerde bulunan Altaylı, “Bu iddiaları Doğu Perinçek yazıyor. İddia makamı Doğu Perinçek'in yazısını mı almış? Doğu Perinçek'in, 'Yargı altın çağını yaşıyor' dediği süreçte istediği kişiler tutuklanıyor. Bu iddianame Rusçu, Avrasyacıların sözleriyle yazılmış. Böyle bir şey olamaz. Ruzi'yi, Clarridge'i Ruslar suçlamış. Onların penceresinden bakılarak bu iddianame yazılmış. Beni mahkum ederseniz, elinize bir Türk vatanseverinin kanı bulaşmış olur” değerlendirmesini yaptı.