Danıştay saldırganı Alparslan Arslan'ın akıl hocası olarak bilinen Süleyman Esen Üsküdar’daki evinin balkonundan esrarengiz bir şekilde düşerek hayatını kaybetti. 43 yaşındaki Esen'in ölümü polis kayıtlarına şüpheli ölüm olarak geçti. Esen Danıştay saldırıyla bağlantısı nedeniyle avukatlıktan da atılmıştı.
17 Mayıs 2006'da Ankara’da Danıştay binası, avukat Alparslan Arslan tarafından basılmış, İkinci Daire Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin öldürülmüş ve dört üye ağır yaralanmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Arslan’ın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkında dava açmış, dava, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve mahkeme, 13 Şubat 2008’de ilk kararını vermişti. Arslan, Birden’i tasarlayarak öldürmek ve anayasayı ihlal suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş, Sanık Süleyman Esen, "silahlı suç örgütünün üyesi olmak'' suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası almıştı.
Temyiz aşamasında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararı oy birliğiyle bozdu. Daire, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine açılan Ergenekon davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu iddia ederek davaların birleştirilmesinde yönünde karar verdi.
Mahkeme, Ergenekon ana davası ile birleşen dosyada kararını 5 Ağustos 2013'te açıkladı. Ergenekon savcıları Esen hakkında beraat kararı verdi. Peki Süleyman Esen hakkında FETÖ'cü savcıların verdiği beraat kararı yerinde miydi?
SÜLEYMAN ESEN KİMDİR?
Esen, Alparslan Arslan ile Marmara Üniversitesi Hukuk Fakultesi'nden okul arkadaşı ve oldukça yakın ilişkide oldukları dava sürecinde ortaya çıktı. Alparslan'ın “bombaları evime getirdi“ dediği kişi olan Süleyman Esen okul yıllarında muhafazakar sağ görüşlü öğrenci grubuna liderlik yaptı. Uzun yıllardır sözde Şeyh Salih Kunter'in evine gitti ve burada dini sohbetlere katıldı. Salih Kunter'in bütün ihtiyaçlarını o karşıladı, alışverişini yaptı, hastane ve doktor kontrollerine götürdü. Alparslan Aralan’ın ‘‘Bombaları Süleyman’dan aldım‘‘ beyanı üzerine tutuklandı, müebbet hapis cezası aldı, dosyalar birleştirildikten sonra, sorgusu dahi yapılmadan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakıldı. Israrla bombaları verdiğini reddetti, Osman Yıldırım’ı tanımadığını söyledi, oysa Osman Yıldırım ile defalarca telefon görüşmesi yaptığı Ergenekon yargılamasında ortaya çıktı.