Almanya’da yayınlanan aylık Rotfuchs dergisi Mayıs 2021 sayısında ‘Suriye’de amaca ulaşılamadığından cihatçıların yeni göreve teşfik edildiği, Bir Kuşak Bir Yol hattına yerleştirileceği ve İpek Yolu’na karşı sabotaj eylemleri yapabilecekleri’ analizine yer veriliyor.
02 Haziran tarihli Aydınlık’ta “Suriye’den ayrılan cihatçılar İpek Yolu’na yerleştiriliyor” başlıklı habere de anlam bütünlüğü sağlayacak ilave bilgileri aktaralım.
Cihatçılar Suriye’de kaldıkları ve savaştıkları sürece, kim tarafından desteklendi? Bu soruyu açık yanıtlayan ve somut değerlendiren Avusturyalı parlamentere kulak vererek devam edelim.
'SURİYE’DEKİ CİHATÇILARI ABD EĞİTİYOR'
Avusturyalı parlamenter Robert Lugar, Suriye’deki cihatçılarla ilgili, önemli tespitte bulunuyor. 18 Aralık 2016’da Avusturya devlet televizyonu ORF’ye konuşan ve Team Stronach (Stronach ekibi) partisi adına konuk olan Lugar; “Suriye’deki cihatçıları ABD (Amerika Birleşik Devletleri) eğitiyor” açıklaması yaparak, dikkatleri üzerine çekiyor. TV programında sunucuların itirazına rağmen, Robert Lugar konuşmaya devam ediyor.
Konuyu şöyle değerlendiriyor: “Suriye savaşı dışarıdan hazırlandı. ABD; İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan’la birlikte, Suriye’deki isyancıları eğitiyor ve silahlandırıyor. Çünkü Esad’ı devirmek istiyorlar (sunucu itiraz ederek: masal anlatıyorsunuz...). Esad saldırıyor, siviller ölüyor algısı doğru değil (sunucu: ama insanlar ölüyor...). Tabii ki insan ölümü korkunç, ancak yılda 3 milyon insanın açlıktan ölmesi kimsenin umrunda değil, bu da korkunç! Evet savaşta insanlar ölüyor, ama bu savaşı kim başlattı nasıl yapılıyor ve kim destekliyor? (sunucu itiraz ederek araya giriyor...) Tekrar vurgulamak istiyorum seyircilerimiz duymak ister; Suriye’de savaşan isyancıları ABD eğitiyor ve isyancılar da bunu açıkça ifade ediyor. Yani savaş dışarıdan besleniyor, ayakta tutulmaya çalışılıyor ve eğitilen isyancılar sivil halka ve Esad’a ateş açıyor. Suriye ordusu Rusya’nın desteğiyle Halep’in doğusunu cihatçılardan kurtarmaya başladığında, isyancılar sivil halkı kalkan olarak kullandı. Sonra Halep’in bir bölgesinde halk değil, 10 bin isyancı sıkıştırıldı ve AB (Avrupa Birliği) sivil halkı koruma bahanesiyle yardıma koştu. Ancak burada kamuoyu aldatılıyor! Çünkü kurtarılmak istenen sivil halk değil 10 bin isyancıydı! AB isyancıları kurtararak Esad’a karşı savaşı sürdürmelerini istiyor. (sunucu: anlaşılması zor, jeopolitik karışık bir durum...) Hayır hiç karışık değil gayet basit ve anlaşılır! İran Körfezi’nden planlanan ve Suriye içerisinden geçmesi istenilen gaz boru hattına, Esad hayır dediği için, ortadan kaldırılmak isteniyor.”
Lugar bir başka açıklamasında ise “Suriye’de barışın sağlanması, ancak Beşar Esad’ı muhatap almakla mümkündür” diyor.
5 BİN UYGUR CİHATÇISI GERİ DÖNEBİLİR
Cihatçıların Suriye’de yenildiği bir gerçek, ancak buradan ayrılanlara ne oldu? Suriye’deki cihatçıların buradan çıkartılıp Çin liderliğindeki Bir KuşakBir Yol projesine yönlendirilmesiyle ilgili, Kasım 2017’de Alman ‘multiperspektivisch.de’ adlı sitede yer alan Modhamed Ghazi imzalı, önemli değerlendirmeyle devam edelim. Suriye’de ElKaide saflarında savaşmış 5 bin Uygur cihatçısı Çin açısından tehlike arz ediyor. 'Bir KuşakBir Yol projesinin tamamlanması için hem Suriye’de hem de Sinciang Uygur Özerk Bölgesi'nde, barışın sağlanması lazım’ deniliyor. Suriye’de savaş eğitimi almış ve tecrübesi olan 5 bin Uygur militanının geri dönüşü, Çin hükümeti tarafından tehlike olarak görülüyor.
CİHATÇILAR NEREYE KONUŞLANDIRILIYOR?
Alman Bilim ve Politika Vakfı’nın (Stiftung für Wissenschaft und Politik) konuyla ilgili Haziran 2018 tarihli raporunun 9. bölümünde Çin’in ‘terör, bölücülük ve irticaya’ karşı olan savaşına yer veriliyor. “Yaklaşan Halifelik (das kommende Kalifat)” adlı raporda IŞİD’in 2014 yılında Çin Halk Cumhuriyetini’de hedef ülkeler arasına koyduğunu ve bundan dolayı hükümetin güvenlik önlemlerini üst seviyeye çıkardığını yazıyor. Cihatçıların tam olarak nerede konuşlandırılacağı bilinmediği için, güvenlik en üst seviyede tutuluyor. Rapor; cihatçıların konuşlanmayla ilgili bilgi ve veri eksikliğine dikkat çekiyor. Sinciang Uygur Özerk Bölgesi'nin İpek Yolu projesi bakımından çok önemli olduğu vurgulanıyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nin İpek Yolu’nun geçeceği ülkelerle işbirliğini geliştirmek, güvenlik ve istikrarı sağlamak istediği ayrıca belirtiliyor.
Çin’in Jillin Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olan Alman Prof. Wolfram Elsner, Suriye’de yenilen cihatçıların merkezi ve doğu Asya’ya göç ettiklerini, paralı askerlerin de Sinciang Uygur Özerk bölgesine yerleştirilebileceğini iddia ediyor. Cihatçıların sayısının 8 ile 20 bin arasında olduğunu söylüyor. “Uygur bölgesinde cihatçılara özel bir görev mi verildi” sorusuna “Cihatçılara özellikle altyapı projelerine yönelik sabotaj eylemleri yaptırılmak isteniyor” diye yanıt veren Prof. Elsner, “İpek Yolu eksenindeki yeni dünya artık kabul edilmeli, eskiye talılıp kalmamalı” eleştirisinde bulunuyor.
İPEK YOLUNU KESME GİRİŞİMİ
Jasmin Kosubek’in internette hazırlayıp ve sunduğu ‘der fehlende Part’ (eksik kısım) programında konuk olan gazeteciyazar Ernst Wolff “Çin Halk Cumhuriyeti İpek Yolu projesini 2049’da yani devrimin 100. yılında tamamlamak istiyor. 90’a yakın ülkeyle anlaştı ancak ABD bu projenin ilerlemesini durdurmaya çalışacak” diyor. Wolff, İpek Yolu’nun geçeceği İran kolunu göstererek, proje hattının burada kesintiye uğrayabileceğine dikkat çekiyor.
BERLİNBAĞDAT DEMİRYOLU VE İPEK YOLU
Wissensmanufaktur (bilgi üretimi) kurucularından Andreas Popp “Tarih tekerrür etmiyor, tarihte uyuşmalar oluyor” diyerek, yeni İpek Yolu projesinin kesintiye uğratılmak istendiğini, tarihi bir kıyaslamayla hatırlatmaya çalışıyor. Mayıs 2020’de konuyu şöyle analiz ediyor: “Alman İmparatorluğu’nun Berlin – Bağdat demiryolu projesinin, iki ucunu birbirinden koparmak için harekete geçilir, projenin hattı Sırbistan’da koparıldı.”
Popp, Avusturya Prensi Franz Ferdinand ve eşine suikast düzenlenerek, 1. Dünya Savaşı’nın başlatıldığını özellikle hatırlatıyor. “Ticaret yollarının hakimiyetini ve güvenliğini sağlamak, ancak büyük savaşları önlemekle mümkündür. İpek Yolu’nda bulunan ülkelere yaptırımların uygulanması, projenin kesintiye uğratılmak istendiğinin göstergesidir” diyen Popp, haritalar üzerinde yeni İpek Yolu’nun bağlantılarına dikkat çekerek, yüzyılın en büyük projesi olduğunu, Batı ekonomisinin ‘Great Reset’le çökeceğini ve Avrasya’nın da tam tersine yükseleceğini öngörü şeklinde yorumluyor.