IMF'yi çözüm olarak savunan Babacan, "Eğer döviz ihtiyacımız karşılanmazsa kurdaki artış hızlanabilir bu gelir daha sonra enflasyonu vurur. Bir yandan kendi iç kaynaklarımızı harekete geçirirken bir yandan da yeteri kadar dış kaynak bulmamız lazım" dedi.
İsmail Küçükkaya’nın “Türkiye IMF’ye başvurmalı mı?” sorusuna, “Türkiye’nin şu anda döviz ihtiyacını karşılaması çok önemli. Türk Lirası ihtiyacını kendimiz kendi iç mekanizmalarımızla karşılarız, yaparız. Eğer döviz ihtiyacımız karşılanmazsa kurdaki artış hızlanabilir bu gelir daha sonra enflasyonu vurur. Bir yandan kendi iç kaynaklarımızı harekete geçirirken bir yandan da yeteri kadar dış kaynak bulmamız lazım. Bu piyasadan olabilir, rezerv üreten merkez bankalarından olabilir veya uluslararası kuruluşlardan olabilir. Şu anda Türkiye’nin en uygun maliyetle döviz ihtiyacını karşılaması gerek. Eğer bu kısa zaman içinde karşılanmazsa bu krizin derinleşmesi kaçınılmazdır. Hem iç kaynak hem dış kaynak bunlar beraberce koordine edilerek yürütülmek zorundadır” diyerek cevap veren Babacan IMF’ye başvurulması gerektiğini Türkiye’nin ancak bu şekilde ekonomik krizden kurtulabileceğini savundu.

“ULUSALCILIK BİR HASTALIKTIR”
Neredeyse dünyanın tamamının kafasında COVİD19’dan sonra yeni bir dünya mı bizi bekliyor sorusuna da yanıt veren Babacan, “Ulusalcılık bir hastalık. Özellikle kapalı ülkelerin yapmış olduğu ulusalcılık, kafatasçılık bunlar birer hastalıktır. Otokratik rejimlerin bu tür krizleri fırsat olarak görüp kendi rejimlerini bilinçlendirecek güçlendirecek uygulamalara girmesi ve o toplumların bunlara razı olması çok tehlikelidir. Biz Deva Partisi olarak daha çok özgürlük, daha iyi bir gelecek istiyoruz. Türkiye tek bir noktadan, tek bir merkezden, tek bir akıldan yönetilmeyecek kadar büyük bir ülkedir” diyerek ulusalcı yönetim anlayışını doğru bulmadığını söyledi.

Babacan küresel bir dünya yönetiminin "doğru" olduğunu savundu.