VERYANSIN TV
AKP’nin eski Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, uzun yıllar sessizliğe bürünmesinin ardından Abdullah Gül’ün himayesiyle yeniden piyasaya sürüldü. Babacan, son günlerde hükümete karşı sert açıklamalarıyla ekran ekran dolaşıyor. Sanki farklı bir programın savunucusuymuş gibi parlatılıyor. Son katıldığı programda ise seçilirse ilk olarak cezaevindeki “düşünce suçlularının” tamamını serbest bırakacağını söyledi. Hangi örgütlere deva olmak istediğini kestirmek zor değil.
Şimdi cezaevlerindeki “düşünce suçlularına” özgürlük isteyen Babacan, FETÖ’nün Türk ordusuna yönelik kumpasları sırasında tutuklanan gazetecilerle ilgili sorulara “Basın mensubu olmak farklı bir dokunulmazlığı beraberinde getirmemeli” demişti.
Babacan’ın 140 journos kanalında yayınlanan propaganda belgeselinde de birçok mesaj veriliyor. Babacan, belgeselin bir bölümünde mezun olduğu ODTÜ’nün stadyumundaki “devrim” yazısının önünden geçiyor. Anıtkabir’e gidiyor…
Oysa “devrimci” değerleri istismar eden Babacan’ın geçmişi tam bir işbirlikçilik örneği.
2003 yılının Şubat ayının son günlerinde verdiği demeçte ABD’nin Irak işgali için Türkiye’nin destek vermesi gerektiğini savunan Ali Babacan, “Irak’a İlk bomba düştüğünde 8.5 milyar hesaba geçecek” sözleriyle tarihe geçiyor.
Sabah gazetesinden Okan Müderrisoğlu’na konuşan Ali Babacan, olası Irak Savaşı’nda Türkiye’nin ekonomik kayıplarının karşılanması için verilecek kredinin, 2004 yılına kadar IMF ile karşılıklı görüş birliği içinde kullanılacağını, 2004’ten sonra IMF gözetimine gerek kalmayacağını, bu noktada ABD’ye yeni bir teklif ilettiklerini söylemişti.
ABD’nin Irak işgaline verilecek destek karşılığında gelecek dolarların iç ve dış borç ödemelerinde kullanılacağını söyleyen Babacan, tezkereye destek istediği milletvekillerine AKP Grubu’nda ise “ABD’den yardım alamazsak enflasyon artar, döviz dalgalanır ve ekonomik dengeler bozulur. 1992’de yaşadığımız sorunlar yeniden yaşanabilir. Türkiye’nin uluslararası piyasalarda borçlanması zorlaşır” mesajını vermişti.
IRAKLILARIN KANI AKARKEN TÜRKİYE’NİN KASASI DOLACAK
Ali Babacan, ABD’nin olası bir operasyonu çerçevesinde Irak’a ilk bomba düştüğünde Türkiye’nin kasasına da sıcak para girişinin olacağını söyledi. Türkiye’nin ABD’nin yanında yer alması gerektiğini savunan Babacan, “Türkiye olası bir savaşa destek verse de vermese de maddi kaybı bir yıl için 21 milyar dolar olarak görünüyor” dedi.
SORAL: ABD VE İNGİLTERE’NİN KOYNUNDA ÖZELLEŞTİRME DEVRİMİ YAPILIR
Ekonomist yazar Bartu Soral ise sosyal medya hesabından Babacan’ın reklam çalışmalarına tepki gösterdi.
Soral, sosyal medya hesanından “Ali Babacan kendisine bir propaganda filmi çektirmiş. ODTÜ standındaki “Devrim” yazısına buğulu gözlerle bakıyormuş… Güler misin ağlar mısın? Amerika ve İngiltere’nin koynunda ancak sıcak para, komisyonculuk ve özelleştirme devrimi yapılır. Ali Babacan budur” mesajını paylaştı.
Ali Babacan kendisine bir propoganda filmi çektirmiş. ODTÜ standındaki “Devrim” yazısına buğulu gözlerle bakıyormuş... Güler misin ağlar mısın? Amerika ve İngiltere’nin koynunda ancak sıcak para, komisyonculuk ve özelleştirme devrimi yapılır.
Ali Babacan budur
Ali Babacan FETÖ Bankası, Bank Asya’nın Ziraat Bankası tarafından alınmasını istiyordu, bizim istediğimiz olur diyordu. Şimdi de bir parmak şıklatırız, hapistekilerin hepsi çıkar diyor. Vay vay vay! Oyuna bakın... sabah.com.tr/gundem/2014/08…
Veryansın TV’ye açıklamalarda bulunan Bartu Soral, Ali Babacan’ın Cüneyt Özdemir’e yaptığı açıklamaları değerlendirdi. Soral, “Tutuklulular FETÖ ve PKK gibi ABD aparatı olunca Ali Babacan’ın fikri değişmiş” dedi. İşte Soral’ın değerlendirmesi:
‘EMPERYAL GÜÇLER YENİ ARAYIŞ İÇİNDE’
“Ali Babacan 2014 yılında FETÖ’nün Bankası Bank Asya’yı Ziraat Bankasının alması için çaba gösteriyordu hatta; “Henüz bu görüşmeler neticelenmedi ama neticelenirse bizim arzu ettiğimiz bir şey oluşur. Ziraat Bankası, Bank Asya’yı satın alırsa böylece kamunun bir katılım bankası olmuş olur” demişti. Bu gece gazeteci Cüneyt Özdemir’e “bir parmağımızı şıklatırız, hapisteki herkesi çıkartırız, onlar düşünce suçlusu, gazeteci” demiş. Oysa 4 Mart 2011 tarihinde, bir gün önce gerçekleştirilen Ergenekon tutuklamaları için; “Gazeteci olmak, basın mensubu olmak, farklı bir dokunulmazlığı beraberinde getirmemeli” demişti. Tutuklulular FETÖ ve PKK gibi ABD aparatı olunca Ali Babacan’ın fikri değişmiş. Bir de diyor ki; içeride kalıp düzeltmeye çalıştık. Türk milletinin aklıyla alay ediyor. Açıkça görülüyor ki uluslararası finans çevreleri ve emperyal güçler, kendilerine Türkiye’de yeni bir eleman arayışı içine girmişler. Bizim ne oraya ne buraya bırakacak ülkemiz yoktur. Türk milleti her taraftan uğradığı bu sıkıştırmayı yarmak zorundadır; daha önce yaptık. Yine yaparız. Biz bu ülkenin aydınları üstümüze düşen ne görev varsa elbette üstlenmekten kaçınmayacağız.”
ilgili haberler: Kılıçdaroğlu Müstevlilerin maşaları ‘BabacanDavutoğlu'na sahip çıktı!
