Avukat Ceyhan Mumcu Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel'in sorularını yanıtladı.

Mustafa İlker Yücel

Geçen hafta Peker’in açıklamaları üzerinden Uğur Mumcu dosyasındaki son durumu ve yapılması gerekenleri konuşmuştuk. Devam edelim. Mehmet Ali Ağca’nın ev arkadaşı Yalçın Özbey, 1995’teki MİT sorgusunda “Mehmet Ali Ağca ekibi Uğur Mumcu ve Doğu Perinçek’i öldürme planı yaptı” demiş. Neden bunun üzerine gidilmedi?

Yalçın Özbey’in okumadım fakat Alaattin Çakıcı’nın, Perinçek’in öldürülmek istendiğine dair açıklamasını net hatırlıyorum. “Benden Perinçek’e suikast yapmamı istediler, reddettim” demişti. Aydınlık’ta yayımladığınız Yunus adlı gencin ifadeleri çok önemli. Perinçek hep hedef alındı.

2006 yılında Aydınlık’ta duyurmuştuk bu itirafları...

Evet hatırlıyorum. En önemlisi İbrahim Şahin’in 'Bu isme dikkat' diye not alıp Perinçek’e vermesidir. Deneyimli bir eski emniyet müdürü. MHP’ye yakın bir isim. Yazılı bir not bırakıyor ve bu Ergenekon dosyasının içine giriyor. Ona mukabil Müsavat Bey'in açıklamaları hiç inandırıcı değil. Hele hele Mehmet Eymür’ün sözcükleriyle hareket etmesi düştüğü durumu gösteriyor.

Mehmet Eymür’ü bir de sizden dinleyelim...

Mehmet Eymür ömrü boyunca Perinçek’le uğraştı. Ergenekon mahkemesinde Perinçek aleyhinde 1 gün süren tanıklık yapmıştır. Ergenekon karar metni 17 bin sayfa. Mehmet Eymür’ün adı hiç geçmiyor. Mahkeme o uydurma davalarda Eymür’ün ifadesini yollamamış. Ciddiye almamışlar. Sonra o dava sebebiyle bir sürü yeni dava çıktı. Bir beyanda bulunmuştum beni de dava etti.

Beyanınız neydi?

“Tanık değil olsa olsa sanık olur” demiştim. Bunu hakaret saydı. O bana dava açmadan önce bana da “Fabrikatör yardımcısı” sıfatını taktı. Açtığı dava reddedildi. Sözüm eleştiri olarak kabul edildi. Bir de tazminat davası açtı. O dava da reddedildi. Buna mukabil ben ona açtım. Ben ona açmadan evvel benim aleyhimdeki sözler ATV’de yayınlandı. ATV’ye dedim ki bu cevap ve düzeltme hakkımı yayınlamazsanız size de dava açarım. Yayınlamadılar. O zamanlar Mehmet Akarca diye eski ANAP Milletvekili ondan evvel de bir TRT spikeri ATV’yi yönetiyordu. O yayınlatmamış. Yayınlatmayınca dava açtım ve kazandım. Fakat Eymür değil TV kanalı ödedi tazminatı. Ondan sonra bir sürü Perinçek aleyhine açtığı davalara girildi çıkıldı, hepsinde Mehmet Eymür kaybetti. Bu sefer hakimlere başladı “Siz beni hep haksız çıkarıyorsunuz” diye. Müsavat Bey Eymür’ün ağzıyla konuşuyor. Eymür’ün ifadelerini ciddiye almasın. Çünkü onun ifadeleri hiçbir yerde doğrulanmamış. MİT bile rahatsızlığını belirtiyor. Mahkemelere gidiyor iddialarını ispat edemiyor. Kanıt bulamıyor. Mesela Ferit İlsever’i biz bilmem nerede yakaladık da orada İngiliz ajanı vardı, ona bakıyoruz Ferit İlsever’i orada yakalamamış. Koca bir site, bir sürü insanlar oturuyor. Aynı sitede oturduğunuz insanların ne iş yaptığını bilebilir misiniz? Bir apartmanda bile kimin neyle uğraştığını kolay kolay bilemeyiz. Bahsettiği yabancı kişinin İngiliz ajanı olduğuna dair bir mahkeme kararı yok. Yani bir şey söylüyor ama... Bir İngiliz ajanının evinde yakaladık lafının hiçbir şekilde ispatını yapamadı. Onun için en ciddiye alınmayacak şey Mehmet Eymür’ün görüşleridir.

Mehmet Eymür, Peker videoları sonrası süreç için “Bu işin sonu siyasi cinayetlerdir” diyor.

Şimdi lafa bak ya. Sen devletin istihbarat görevlisisin, bunu önlemek görevin. Haber almak ve önlemek. Çıkıp da cinayet olacak diye toplumu paniğe ve endişeye sokmanın bir anlamı var mı? Yani önce vazifeni yap böyle bir bilgin varsa, yıllarca çalıştığın teşkilata haber ver onlar istihbarat yapsınlar, önlesinler.

Süleyman Soylu eski teşkilat mensuplarının konuşmasını doğru bulmadığını açıkladı

Tabi başka teşkilatlarda bu olmaz. O teşkilatların görevi konuşmak değil haberi toplamak ve devletin en üst makamlarına bildirmektir. Yani orası haber toplayıp bir medyanın haber kaynağı gibi olamaz.

Akşener’e dönelim. Bir İçişleri Bakanı Genelkurmay’ı neden dinletir?

Şu soruyu da ekleyelim. Bir tarih öğretmeni neden İçişleri Bakanı yapılır?

Fetullah Gülen’in bir dönem sağ kolu olan Nurettin Veren bunu yıllar sonra söylemişti: ‘Biz yaptık!’

Evet. Hadi şimdi Nurettin Veren’i dava etsin! Milliyetçi diyorlar bir de kendilerine. Derdin ne senin orduyu dinliyorsun? Ne elde edeceksin? Ne adına şüphe duyuyorsun? Yok onbaşı görevlendiriyorsun. Bu bilgileri ne için kullanıyorsun? Önce bunun hesabını ver. Dinleyince ne oldu yani onu da söylesin. Sonra ne oldu?

Sonra yargılandı o ekip...

İzah edemediler, gerekçelendiremediler. Bülent Orakoğlu görevlendirmiş. Diyebilir ki Orakoğlu benden habersiz görevlendirdi. Onu desin. Neyse bir şey desin.

FETÖ’nün önde gelen şefleri onun zamanında inisiyatif kazandı...

Bir de o noktadan bakmak lazım. Şöyle de bir iddiası var: FETÖ mücadelesinde garibanlar tutuklanıyor, üst taraf tutuklanmıyor. ByLock kullanan subaylar mı yargıçlar mı kim yani? Ergenekon, Balyoz'daki yargıçlar mı? Onlar mı çaycı çorbacı? Çok hafif bir açıklama. Kimin yargılanmasını istiyor. Gitsin savcılığa suç duyurusunda bulunsun. Bilgisi varsa ki var ki konuşuyor. Bunu açıklasın. Kamuoyuyla paylaşsın.

Son sözünüzü alalım.

Herkesi Vatan Partisi’nin Kürecik ve İncirlik'le ilgili başlattığı imza kampanyasına desteğe davet ediyorum. Ayrıca eAbone almayan kalmasın!