Abdurrahman Dilipak’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilginç mesajlar geldi. “Bakın bir yandan da hem FETÖ’cüler, hem de Ergenekon’cular, her iki kanat da hem yaralı, hem öfkeli, hem de giderek güçleniyor ve mevzi kazanmaya çalışıyorlar” diyen Dilipak, “danışmanlar” konusunda da uyardı.
Dilipak’ın yazısının satırbaşları şöyle:
“Önce içimizdeki Pensilvanyalılarla baş etmemiz gerek. Ama adamlar giderek güçleniyorlar. Kushner lobisini ve danışmanlık şirketi görünümlü yabancı lobi şirketlerinin iş tuttuğu akademisyen, STK, gazetecileri ne yapacağız.
Bakın bir yandan da hem FETÖ’cüler, hem de Ergenekon’cular, her iki kanat da hem yaralı, hem öfkeli, hem de giderek güçleniyor ve mevzi kazanmaya çalışıyorlar.. ABD PYD’yi okudu üfledi, Amerikan vatandaşı yaptı. Kiminin cebine “Green Card” koydu, kiminin cebine “Blackwater” kartı. Kimini paralı asker, kimini istihbarat elemanı gibi kullanıyor. Şimdi, Kürtleri, Arapları, DAEŞ’i örgütlüyor, iteleyerek Türkiye sınırına sürüyor. Rejim de bu oyuna destek veriyor…
Gideceği yeri bilmeyen kaptana hiçbir rüzgâr fayda sağlamaz. Biz inanıyoruz ki, “Hüküm Allah’ındır” öyle ise yüzümüzü O’na dönelim. Bu girdaptan kurtulmak günü kurtarmaya yönelik taktik saldırı ve geri çekilmelerle mümkün değil. Yahudi teolojisinde Tanrı yarattığı kulunun zekâsını görmek ister, onun önüne engeller koyar ve onu destekler, sonunda torununa yenilen dede gibi yenilir ve yarattığı kulunun zekâsını ödüllendirir. Modern savaş stratejilerinin tahtında müstetir olan savaş oyunlarının aklı budur. Oysa bizim yapabileceklerimiz ve yapamayacaklarımız bellidir. Biz Allah’ın rızasına uygun davranacak olursak o bizim işimizi kolaylaştıracaktır. Yeter ki zalimlerden olmayalım, cahillik etmeyelim, helale haram katan fasıklardan olmayalım. Sulh ve salah istiyorsak da her daim cenge hazır olalım! Ha! Bu arada “Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmaz” derler. Dost görünenlere, kendilerine makam verdiklerimize danışmanlarımıza, içimizdekilere(!?) dikkat edelim. Kim ne ekerse onun karşılığını bulur. Rüzgâr ekenler de fırtına biçerler.
Bir de biz memleketimizi birbirimizin elinden kurtaralım derken, birileri bu memleketi bizden “kurtarmasın” da! Selam ve dua ile.”