FURKAN KAPLAN
Fransa seçimlerine sayılı gün kaldı. Öte tarafta, Türkiye düşmanlığı herkesçe malum olan ABD güdümlü Macron var.
Beri tarafta, bağımsız ve başı dik Fransa’yı temsil eden Avrasyacı Le Pen...
Ötede, Atlantikçi, tek kutupçu Macron,
Beride, Avrasyacı, çok kutupçu Le Pen…
Yani bu seçim, emperyalist ABD saltanatına karşı, insancıl Yeni Dünya arasında.
Marine Le Pen, Avrupa’nın bağrında “NATO’dan ve AB’den çıkacağız” diye oy topluyor. “Filistin’i tanıyacağız, Suriye’yle anlaşacağız” diyor.
Le Pen’in olası zaferi, NATO ve AB’nin dağılmasında domino etkisi yaratacak. Bu zafer, ABD’den gelen emperyalist kuşatma ve tehditlere karşı Türkiye’yi rahatlatacak.
TÜRKİYE’Yİ KURTARACAK MİLLİ UFUK
Ahmet Hakan’ın 12 Nisan’da Hürriyet’te yayımlanan yazısını hatırlayalım:
“Bir kişi...
Macaristan’da Orbancı,
Pakistan’da İmran Hancı,
Ukrayna işinde Putinci,
Fransa’da Marineci ise
O kişi Doğu Perinçek çizgisinde buz gibi bir Avrasyacıdır.”
Vatan Partisi her şeyden önce antiemperyalist ve tam bağımsızlıkçıdır. Emperyalizmin zararına olan, Türkiye’nin ve insanlığın yararınadır. Bu yüzden her yerde emperyalizmin karşısında konumlanırız. Cemal Süreya’nın deyimiyle “Bütün kara parçalarında, Afrika dahil.”
TÜRKİYE’Yİ PAÇASINDAN ÇEKEN STRATEJİK KÖRLÜK
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, 18 Nisan 2022 günü yaptığı basın açıklamasıyla, ABD’nin adamı Macron’a karşı, Marine Le Pen’e destek çağrısında bulundu. Türkleri, Cezayirlileri, Arapları, bütün Müslümanları, Afrikalıları ve Fransız dostları Marine Le Pen’e oy vermeye çağırdı.
Sözde “Türkiyeci” özde Atlantikçi basından gelen tepkiler şaşırtmadı.
Dün Akit gazetesi, bugün Ahmet Hakan…
Neymiş? “Le Pen başörtüsü düşmanıymış”.
Ahmet Hakan “Din elden gidiyor.” diye feveran eden bezirgân gibi haykırmış:
“Avrasyacılık buysa adı batsın!”
Akit gazetesi, epey zorlamış:
“Perinçek’in başörtüsü düşmanlığı hortladı.”
Doğu Perinçek’in “başörtüsü düşmanlığı” yoktu ve hortlamadı ama “Türkiyeci” basının Amerikancılığı capcanlı, dipdiri…
“Başörtüsü” dedikleri, anamızın ninemizin örtüsü değil, kendi Amerikancılıklarının örtüsü. Afganistan’da “Kadınların başını örtecek.” diye Taliban’a karşı çıkanlar, Fransa’da “Başörtüsünü kaldıracak” diye Le Pen’e karşı çıkıyorlar.
Mavi Vatan, Türkiye’nin güvenliği, NATO tehdidi, 15 Temmuz, Suriye’nin kuzeyinde binlerce tır silahla donatılmış PKK… Umurlarında değil. “Biz onu bunu bilmezük.” diyorlar; “Başörtüsüne karşıysa bitmiştir…”
“Başörtüsü” Eksenli Yaklaşım
Le Pen’in “başörtüsü” dostu olduğunu ispatlamaya çalışacak değiliz. Dünyadaki gelişmelere “başörtüsü” üzerinden bakmak, başörtülü/başörtüsüz cümle Türk milleti için felakettir.
ABD ve İsrail’le birlikte, Akdeniz’de Türkiye’ye karşı tatbikatlar yapan Macron “başörtüsü dostu”,
“Filisin’i tanıyacağım, Suriye’yle anlaşacağım.” diyen Le Pen “başörtüsü düşmanı.”
Türkiye’yi “Ermeni soykırımcısı” ilan eden Macron “başörtüsü dostu”,
Müslüman ve Afrikalı Senegal’i Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne almak isteyen Le Pen “başörtüsü düşmanı”.
Elysée Sarayı’nda PKK (SDG) heyetini ağırlayan, Lafarge çimento fabrikasıyla PKK’ya “siper” olan Macron “başörtüsü dostu”,
PKK’yı yöneten NATO ve Avrupa Birliği’ne meydan okuyan Le Pen “başörtüsü düşmanı”.
Karabağ’da işgalci Ermenistan’dan yana olan Macron “başörtüsü dostu”,
Rusya, Türkiye, Çin, Afrika ve Asya’yla işbirliğini savunan Le Pen “başörtüsü düşmanı”.
Hz. Muhammed’e hakaret eden karikatürleri devlet binalarına yansıtan, İslam’a ve Müslümanlara namlu doğrultan Macron “başörtüsü dostu”,
Filistin, Suriye ve Afrikalı Müslüman ülkelerle işbirliğini savunan Le Pen “başörtüsü düşmanı”.
TAŞIMA SUYLA ABD DEĞİRMENİ DÖNMEZ
ABD ferman buyuruyor: “Her kim ki bana karşı gele, Odur ki “Aşırı sağcı, otokrat, totokrat, diktatör ve faşist…”
Dünyada, milli devleti, aileyi, insanlık onurunu ve bağımsızlığı savunan herkes “aşırı sağcı” ilan ediliyor. BBC, CNN, Euronews gibi “Amerika’nın Sesi” olan medya, bu liderlere karşı kampanya yürütüyor. Yine bu medya, “Biz aşırı sağcıyız, biz Nazi’yiz” diyen Azov Taburu’nu özgürlük savaşçısı gibi gösteriyor. “Sonuna kadar Zelenskiciyim” diyen Ahmet Hakan da bunlara dahil.
Dünyanın her yerinde yenilen ve yıkıma uğrayan ABD emperyalizmini, gerçeği ters çevirerek, siyaha beyaz, beyaza siyah diyerek kurtarma çabaları boşunadır. İnsanlık cephesi, savunmada değil taarruzdadır ve galip gelecektir.