Petrol kanununda değişiklik yapılarak akaryakıt fiyatlarında indirime gidilebileceği bildirildi. Aydınlık, 30 Haziran'da konuyu gündeme taşıdı. Rafinerilerin düşük fiyatlı Rus petrolü ithal etmesiyle bu imkan fiziken de doğmuş oldu.

RECEP ERÇİN

Şirketler kâr, Hazine gelir peşinde koşmak yerine enflasyonu düşürücü bu tedbir devreye alınmalı.

Petrol fiyatları geçen yıl 68 dolar civarındayken sonbahardan başlayarak hızla yükseldi. Ukrayna krizi ile birlikte fiyatlar 120 dolarları da aştı. Hem Brent petrol fiyatındaki artış hem de liradaki devalüasyon yüzünden TL bazında enerji maliyetleri katlandı. Bir örnek vermek gerekirse bir varil petrol 580600 liraya alınırken fiyat 2 bin liranın üzerine çıktı. Bu süreçte Türkiye'deki akaryakıt fiyatları yüzde 250 civarında zamlandı.

Brent petrolün varil fiyatı bu hafta içinde 98 doların altına çekildi. 8 Haziran'da fiyat 120 doların üzerindeydi. Aynı tarihte İstanbul Beşiktaş'ta benzinin litresi 26.23 lira, motorinin litresi de 27.89 liraydı. Bu hafta itibarıyla benzin 23.6 liraya düştü. Motorin ise 25.42 lirada. 8 Haziran'da dolar/TL 17.14 idi. Dün itibarıyla 17.49 oldu. Buna göre beş haftalık dönemde lira bazında petrol maliyetimizde yüzde 16.6'lık bir düşüş söz konusu. Ancak bunun akaryakıt pompa fiyatlarına yansıması benzinde yüzde 10.2 iken motorinde yüzde 9.71 düzeyinde.

Türkiye'de enerji fiyatlarının yurt dışına endeksli belirleniyor olmasının nedeni özelleştirmeler. Gerek rafinerilerin gerekse enerji dağıtım ve üretim şirketlerinin özel sektöre bırakılmasıyla kamunun fiyat belirleme yetkisi ortadan kalktı. Yasal düzenlemelerle yurt dışı endeksli fiyat belirlenir oldu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ise kamunun üretimden gelen fiyat belirleme gücü olmadığı için yeterli işlevi gösteremiyor

RUSYA'DAN UCUZ PETROL

Avro bazında baktığımızda akaryakıt fiyatları benzinde 1.34 iken motorinde 1.45 seviyelerinde. Almanya'da ise dizel fiyatları 1.96 avro, Fransa'da 1.99 avro, İtalya'da da 1.98 avro. TL'ye çevirdiğimizde Türkiye ile arada 810 liralık yani 50 centlik bir fark var. Bu girizgahı yapmamızın nedeni Türk vatandaşlarının Avrupa'dan daha uygun fiyata akaryakıt kullandığını vurgulamak değil. Anlatayım; son aylarda Türkiye'nin Brent petrol yerine Rus petrolüne ağırlık vermeye başladığı bilgisi konuşuluyordu. Türkiye'de iki dev rafineri var. Bunların ikisi de zamanında devlet tarafından kuruldular. Daha sonra özelleştirildiler. Bu iki şirket de petrol ithalat yetkisine sahip ve yaptırımlar yüzünden Rus petrolü daha uygun fiyatlı kaldığından buraya ağırlık verdikleri ifade ediliyordu. Perşembe günü Dünya Gazetesi'nde bir analiz kaleme alan Mehmet Kara, Türkiye'nin bu sayede daha ucuz akaryakıt kullanabileceğini ifade etti.

NEDEN İTALYAN KRİTERİ?

Mehmet Kara petrol piyasasında Brent petrolün yanında bir de Rus petrolü fiyatının oluşmasıyla ikili fiyatın gündeme geldiğini aktardı. Bilindiği üzere bir de Batı Teksas Petrolü var. O da ABD'deki fiyatlar için geçerli ve genelde Brent ile fiyatlamalar yakın seyrediyor. Ancak Kara'nın aktardığına göre, Brent petrol 110 dolarlar seviyesindeyken, Rus petrolü kargoları 80 dolarlar seviyesinden el değiştirebildi. Böylece Türkiye'deki ham petrol ithalatçısı rafineri şirketleri ile akaryakıt ithalatçısı ana dağıtım şirketleri ikili fiyat yapısından yararlandı. Ancak bu ucuz petrol, akaryakıt fiyatı tarafında ülke içerisine yansımadı. Çünkü döviz fiyatlarındaki artışın yanında akaryakıt ürün fiyatlamalarında Akdeniz piyasasına (İtalya Lavera/Genova) bakılarak fiyatlama yapılıyor. Petrol Piyasası Kanunu gereğince 1 Ocak 2005 tarihi itibarı ile Serbest Fiyatlandırma Sistemi'ne geçildiği için bu kriter konmuş durumda. Kanunun 10. maddesinde “Petrol alım satımında fiyatlar en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre oluşur.” deniliyor. Bu adres de Genova. Haklı olarak şu sorular akıllara geliyor; ithalat yetkisi verdiğim rafineriler Rus petrolünü son birkaç aydır ucuza alabiliyorsa neden fiyatlamaları daha pahalı kalan İtalya'ya göre yapıyoruz? Mehmet Kara'nın da analizinde dikkat çektiği üzere, “13 bine yakın akaryakıt istasyonunun kâr marjını kısabilen hükümet/idare” neden bu yönde bir karar almıyor?

KÂR KİMİN CEBİNE GİDİYOR?

2020 yılında Türkiye'nin en büyük rafinerisi nette zarar yazdı. Ancak 2021 yılında zararından çok daha fazla net kâr yazdı. Bir rafineri benzin diğeri motorin üretiminde yetkin. Rafineriler ham maddeyi nereden ve hangi fiyata alırsa alsın petrol kanunu gereği akaryakıt fiyatlandırması yukarıda aktardığımız kanun maddesine göre yapılıyor. Şu haliyle bu kanunun değiştirilmesi ve mevcut duruma uygun bir düzenleme gerekiyor. Birkaç aylık yeni bir durum olduğu için bir müddet piyasa gözleniyor olabilir. Ancak fiyatlama bu şekilde devam edecekse iki seçenek akıllara geliyor. Rafineriler çok kâr etsin. Devlet daha çok vergi alsın. Böylece Avrupa'dan 50 cent ucuza vatandaşına sunduğu akaryakıt için vazgeçtiği vergiyi buradan karşılasın! Bir anlamda mümkün. Fakat bunun yerine yeni bir fiyat mekanizması kurularak akaryakıt fiyatı 20 liranın altına çekilebilir.

AYDINLIK DUYURDU SES GETİRDİ

Aydınlık 30 Haziran günü yayınlanan ve Tüketiciler Birliği Federasyonu'nun önerisine yer verilen “Akaryakıtta fiyat maliyete göre belirlensin” başlıklı haberde fiyatlamanın maliyete göre yapılarak yüzde 30 daha ucuz akaryakıt kullanılabileceğini kamuoyuna duyurmuştu. Böylece akaryakıt fiyat artışı kaynaklı enflasyonun da önüne geçilmiş olur. Yakın zamanda sohbet ettiğimiz petrol ve petrol ürünleri piyasasında faaliyet gösteren bir iş insanı ise şunları söyledi: “Devlet bu tür zorunlu ürünlerde piyasada üretici sıfatı ile de yer almalı. Sadece düzenleyici ve denetleyici kurumlar özellikle küreselde krizlerin yaşandığı böyle dönemlerde yeterli olmuyor.”


ÜÇ AYDA 7.5 MİLYAR DOLARLIK GİZLİ İTHALAT

EPDK raporlarına göre Rusya'dan nisanda 1 milyon tondan fazla ham petrol ithal edildi. Bu tutar geçen yıl nisanda 392 bin 973 tondu. Yüzde 154'lük bir artış var. Bu yıl martta ise 303 bin 860 ton oldu. TÜİK veri tabanını incelediğimizde Rusya'dan yapılan “gizli” ithalatın tutarı nisanda 3 milyar 74 milyon dolar. Marttaki tutar 2.3 milyar dolardı. Mayısta da 2 milyar 13 milyon dolar oldu. Geçen yıl nisan ayında ise Rusya'dan “gizli” ithalat 727.8 milyon dolar, mayısta 511 milyon dolar civarındaydı. Nisan ayı özelinde yüzde 321'lik, mayıs ayı özelinde de yüzde 293'lük artış söz konusu. Dış ticaret istatistiklerinde “Gizli veri” genelde fiyatın sır olduğu petrol ve doğal gaz gibi ürünler için uygulanıyor. Geçen yıl nisan ayı boyunca Brent petrolün varil fiyatı 5860 dolardı. Bu yıl 100105 dolar arasında seyretti. Yani yüzde 75 daha yukarıda. Şöyle bir hesap yapalım diyelim ki nisanda bir milyon ton değil de bir milyon varil petrol aldık. 105 milyon dolar eder. Geçen yıl için aynı hesabı yapalım; 23.5 milyon dolar eder. Yüzde 346'lık bir ithalat artışı var. Demek ki, Rusya petrolünün Brent'ten daha uygun olduğunu hesaba katarsak Nisan 2021Nisan 2022'deki gizli veri artışı ile örtüşen bir oran karşımıza çıkıyor. Elbette bu gizli veriye doğal gaz ithalatı da dahil olduğundan net bir fiyat çıkarmak doğru değil.