AK Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Sisteminin ayrıntılarını açıkladı.
“Kur Korumalı TL Mevduat Sistemi, Hazine’nin kaynaklarını zenginlere mi aktarmaktadır? Bu Sistem, garibanın döviz sahibini fonladığı saçma sapan karanlık bir düzen midir? Baştan söyleyelim. Bu iki sorunun da cevabı kocaman bir HAYIR’dır” diyen Canikli şunları kaydetti:
“Bu Sistem’in temel araçlarından birisi, döviz tevdiat hesabını vadeli TL mevduat hesabına dönüştüren kişiye, vade başı ile vade sonu arasındaki kur farkının, vade sonunda hesaplanan faiz tutarından büyük olması halinde aradaki farkın Hazine tarafından ödenmesidir. İlk bakışta, kur farkının faiz tutarını aşan kısmının, Hazine tarafından, vadeli TL hesap sahibi olan kişiye ödendiği gibi bir görüntü ortaya çıksa da gerçek tablo çok farklıdır. Somutlaştıralım. Bu Sistem yerine, reel faizin 0, nominal faizin enflasyon oranı kadar olduğu geleneksel faiz politikasının uygulandığı bir sistem yürütülmüş olsaydı, vadeli TL mevduat sahibi vade sonunda, enflasyon oranı kadar garantili bir faiz geliri elde edecekti. Yeni Sistem’de ise aynı mevduat sahibi, enflasyon oranından daha düşük orandaki politika faizi oranında garantili faiz geliri elde etmektedir. Kur farkının faiz oranının üzerinde gerçekleşmesi halinde de mevduat sahibine, aradaki fark kadar ilave ödeme yapılmaktadır.
Geleneksel sistem nasıl işliyor?
Rakamlandıralım. Varsayalım ki enflasyon oranı % 21, politika faiz oranı % 14, 12 aylık dönemdeki kur değişim oranı a) % 12, b) % 16 olsun. Geleneksel faiz politikasının uygulandığı sistemde, bankada 100.000 TL mevduatı olan bir kişi dönem sonunda, garantili olarak 21.000 TL faiz geliri elde edecektir. Eğer Devlet, yatırımları teşvik etmek amacıyla, yatırımcının finansman maliyetinin bir bölümünü üstlenmek ve sübvanse etmek istiyorsa, bu tutar Hazine tarafından yatırımcıya ödenecektir. Diyelim ki Devlet, %21’lik faiz oranının % 7’lik kısmını sübvanse etmek istesin. Bu durumda yatırımcıya Hazine’den 7.000 TL ödeme yapılacaktır. Yatırımcının finansman yükü de % 21’den % 14’e düşmüş olacaktır. (Basitleştirmek için banka komisyon ve masrafları ihmal edilmiştir.)
Yeni sistemde, kur farkı oluşumu halinde:
Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Sistemi’nde ise, aynı mevduat sahibi 12 aylık dönemde garantili olarak 14.000 TL faiz geliri elde edecektir.
Eğer a) şıkkı gerçekleşirse, yani 12 aylık dönemde Dolar kuru % 12 oranında artarsa, 12.000 TL’lik kur farkı ortaya çıkacaktır. 12.000 TL’lik kur farkı, 14.000 TL’lik garantili faizden küçük olduğu için Hazine tarafından mevduat sahibine ödeme yapılmayacaktır. Yatırımcı,politika faiz oranı olan % 14’lük orandan kredi kullanacağı için de yatırımcıya Hazine’den ayrıca bir destek ödemesi yapılmayacaktır.
Eğer b) şıkkı gerçekleşirse, yani 12 aylık dönemde Dolar kuru % 16 oranında artar ise 16.000 TL’lik kur farkı ortaya çıkacaktır. 16.000 TL’lik kur farkı, faiz gelirinden büyük olduğu için aradaki fark olan 2.000 TL, Hazine tarafından mevduat sahibine ödenecektir.
Yatırımcı bu Sistem’de, politika faiz oranı olan % 14 üzerinden, yani enflasyon oranından 7 puan daha düşük bir oranda kredi kullanacağı için Hazine tarafından yatırımcıya herhangi bir destek ödemesi yapılmayacaktır.
Açıkça ortaya konulduğu üzere, Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Sistemi’nde, yatırımcıya aktarılacak finansman desteği Hazine tarafından değil bu Sistem tarafından karşılanmaktadır.
Bu Sistem’de, kur farkının faiz gelirinden yüksek olması nedeniyle, mevduat sahibine Hazine tarafından aktarılan kaynak, esasında, yatırımcıya fiilen aktarılan finansman desteğine dönüşmektedir.
Özetlemek gerekirse, bu Sistem’de gariban, döviz sahibini fonlamamakta, tam aksine zengin mevduat sahibi, yatırımcıyı sübvanse etmektedir.