Ahmet Hakan'ın köşe yazısından ilgili kısım şu şekilde:

 

Sevgili Hüseyin Öz Dede.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Hüseyin Gazi Cemevi’ni ziyaret etti.

Bir “dede” olarak Erdoğan’la cemevinde buluştunuz, görüştünüz.

Birlikte iftar yaptınız. Dualar ettiniz.

*

Benim gibi ısrarla ve inatla gri bölgede durmaya çalışanlar açısından çok gecikmiş olsa da şahane bir adımdır bu.

 


*

Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhafazakâr kesimlere açılma gayretleri karşısında nasıl niyet ve samimiyet sorgulamasına girmediysem...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ziyaretiyle ilgili olarak da niyet ve samimiyet sorgulamasına girmedim.

*

“Bu güzel bir şey” dedim.

Ardından da ekledim:

“Memleketimizin birlik ve beraberliğine katkı sağlayacak bir adımdır bu. Gerisi de gelir umarım.”

*

Fakat Sevgili Hüseyin Öz Dede.

Maalesef Erdoğan’ın bu ziyaretinden fena halde rahatsız olanlar var.

Erdoğan’ın cemevine gitmesi karşısında...

Öyle çıldırdılar, öyle öfkelendiler, öyle kinlendiler ki...

Şaştım kaldım.

Cemevi duvarındaki resimler üzerinden çıngar çıkarmaya çalışıyorlar. Size saldırıyorlar. Bin türlü kulp takıyorlar.

*

Dertleri nedir bunların?

Diyalog kurulması, güzel bir adım atılması, yılların birikmiş sorunlarının çözümü için asla yeterli olmasa da minik bir yaklaşım sergilenmesi...

Neden bu insanları bu denli delirtiyor?

Ben anlamadım.

Sanırım sen de anlamamışsındır.

*

Sevgili Hüseyin Öz Dede.

İki gündür hepsi senin kapında.

Senden olumsuz bir demeç kapmak için çırpınıyorlar.

*

Sana çok açık bir şey söyleyeceğim:

Azıcık olumlu, çokça olumsuz konuşsan bile...

Kinden, hınçtan, öfkeden kafayı yemişleri sakinleştirmen mümkün olmaz.

*

Bunları yatıştırabilmen için...

Ancak ve ancak...

Şöyle demen lazım:

*

“Silah zoruyla geldiler. Hepimizi rehin aldılar. Bizi misafir olarak kabul etmezseniz sizi öldürürüz dediler. Biz de canımız tehlikede olduğu için mecburen kabul etmek durumunda kaldık.”

*

Böyle dersen...

Ellerinden, dillerinden emin olabilirsin.

Böyle demediğin müddetçe...

Sen artık onlar için açık hedefsin.

*

İşte tam da bu yüzden Sevgili Hüseyin Öz Dede...

Bırak, konuşma bunlarla.

Bunların tepkisini yumuşatmak için çaba içine girme.

“Bir öyle bir böyle diyormuşsun” gibi bir izlenim verme.

*

Kinden, öfkeden, hınçtan başka bir şey bilmeyenlere karşı...

Sadece ve sadece...

Alevilik felsefesinin içinde yer alan...

O engin insan sevgisini, o görkemli bir olma arzusunu, o apaçık yetmiş iki milleti bir görme anlayışını öne çıkar.

Hacı Bektaş gibi “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” diye haykır, yeter.

Gerisini boş ver.