Hakan'ın yazısı şöyle:
Bir FETÖ firarisi, Twitter’da...
“Türkiye halkları, Bahçeli’siz siyaset dönemine hazır olmalı” diye bir paylaşım yaptı.
*
ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği’nin resmi Twitter hesabı, işte bu paylaşıma “like” verdi. Beğendi yani!
*
Doğal olarak kıyamet kopunca da...
ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği hesabından...
“Vallahi billahi yanlışlıkla oldu... Elimiz kaydı... Pardon yani...” anlamına gelecek bir açıklama geldi.
*
Şu işe bakın hele!
Koskoca Amerika Birleşik Devletleri...
Sosyal medyada sonradan pişman olacakları bir paylaşım yaptıklarında “Ben yazmadım, kuzenim yazmış” diye yırtma girişiminde bulunan çapsızlara döndü.
AHMET ERCANCIYIM! ŞENER ÜŞÜMEZSOYCUYUM!
DEPREM uzmanı Ahmet Ercan diyor ki:
“İstanbul’da 2045’ten önce büyük deprem olmaz. Yatın uyuyun”.
*
Deprem uzmanı Şener Üşümezsoy diyor ki:
“Büyük bir deprem riski yok, boşuna korkutuyorlar. Rahat oynayın”.
*
Kendimi bu iki bilim insanına emanet etmenin derin huzuru içinde...
Başımı daha yastığa koymadan mışıl mışıl uyuyorum.
GAZETELER ARASI AYRIMCILIK BİTSİN
İKİ talebim var:
BİR: Türk Hava Yolları’nın muhalif gazetelere uyguladığı ambargo bir an önce kalksın.
İKİ: İstanbul Büyükşehir Belediyesi sadece Cumhuriyet gazetesini koruyup kollamaktan vazgeçsin.
İLK KİM?
Araba konvoyu yapıp kornalara basmayı İLK KİM akıl etti?
Eşine İLK KİM “aşkitom” dedi?
İLK KİM “Kemal Kılıçdaroğlu iyi adam ama lider değil” yorumunu yaptı?
Tahin ile pekmezi İLK KİM birbirine karıştırdı?
Lüzumsuz ve aşırı dikkat çekmeye İLK KİM “duyar kasma” dedi?
İLK KİM “Hadi ateistler, bunu da açıklayın” diye çıkıştı?
Otellerde yatak üstüne havlulardan kuğu yapmayı İLK KİM buldu?
TAYYİP ERDOĞAN NEFRETİNİ YENMENİN YOLU BULUNMALI
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir kütüphane açılmış.
Fotoğraflarına, videolarına baktım:
Gerçekten muazzam, gerçekten görkemli görünüyordu.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kütüphanede inceleme yapıp fotoğraflarını sosyal medyada paylaşınca...
Tayyip Erdoğan nefretiyle kendilerini yiyip bitiren tipler başladılar nefretlerini ortaya koymaya:
Kitap eline hiç yakışmıyor.
Acaba hiç kitap okumuş mu?
Arka kapakta yazılanlara bile bakmıyor.
*
Kitap üzerinden bile, kütüphane üzerinden bile Erdoğan’a muhalefet etmek...
Erdoğan muhalifliğinin değil, Erdoğan nefretinin apaçık bir göstergesidir.
*
Türkiye’de siyasetin normalleşmesi, biraz da bu nefretin yenilmesine bağlı...
BIRAKIN BARİ DERTLERİNİ ANLATSIN KHK’LILAR!
KHK’lılar var bu ülkede...
Ceza almamışlar, FETÖ’cü oldukları kanıtlanmamış, hatta mahkemede yargılanıp beraat bile etmişler.
Ama atılmaktan bir türlü kurtulamamışlar.
*
İşte bu KHK’lılar, hafta sonu Ankara’da toplanıp dertlerini anlatacaklardı. Ancak Ankara Valiliği, bu toplantıya yasak koydu.
*
İş vermiyorsunuz... Başvuracak merci bırakmamışsınız... Hiçbir çıkış kapısı bırakmamışsınız...
Bırakın da bari dertlerini anlatacak bir toplantı yapsınlar yahu!
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
Dün İstanbul’un işgalden kurtuluşunun yıldönümüydü.
*
Bu vesileyle belirteyim:
Atatürk’ün işgal İstanbul’undaki düşman gemilerine bakarak...
“Geldikleri gibi giderler” demesi...
Tarihte verilmiş en büyük ayarlar silsilesinin ilk 10’una kesin girer.
YAŞAMAK MI ZOR ÇİNCE Mİ?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, metroda falan Çince tabelalar koymaya başlamış.
“İstanbul Çinli kaynıyor” durumu yokken böyle bir şey nereden çıktı acaba?
*
Bir zamanlar şair Osman Konuk’un...
“Aramızda tartışıyoruz/Yaşamak mı zor Çince mi” dizeleri dilimizden düşmezdi.
*
İstanbul’da Çince tabelaları her gördüğümde...
Aklıma bu iki dize geliyor ve gençliğime gidiyorum.
Teşekkürler İstanbul Belediyesi!
UYKULAR HARAM OLDU
Fatih Bulut isimli bir sanatçımızın “Çok sevdim yalan oldu” diye bir şarkısı var.
Saçma bir şarkı... Fakat ilginç bir çekiciliği var. Maruz kaldığınızda kendinizi koruma altına alamıyorsunuz.
Ve bu tuhaf şarkı dilinize pelesenk oluyor.
Benim başıma gelen de tam olarak budur.
*
Sekter’i severken, bakkala giderken, yazı yazarken, film izlerken, Soho’da otururken, geveze bir arkadaşı dinlerken, New York sokaklarında dolaşırken, yağmuru beklerken...
Kısacası her durumda mırıldanıyorum:
*
“Uykular haram oldu/Gençliğim bak talan da oldu/Çok sevdim yalan oldu/Zalim geceler/Geceler geceler yıktı geceler/Geceler geceler zalim geceler”.