30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI YAZILARI:
KANLA İRFANLA KURDUK BİZ BU CUMHURİYETİ ! CEHENNEMLER KUDURSA ÖLMEZ NİGÂHBANIYIZ!
Şüphe yok ki, Türk İstiklal Mücadelesi Anadolu'daki bin yıllık Türk varlığının en can alıcı devresi olarak tarihe geçmiştir. Öyle ki, Birinci Cihan Harbi sonunda son Türkİslâm imparatorluğu yıkılmış, 500 yıllık Osmanlı başkenti işgal edilmiş ve orduları terhis edilmişti. Bu elim hadise bir yönüyle Anadolu’daki bin yıllık Türk hakimiyetinin sonu demekti.
Fakat Mondros Mütarekesi'nin ardından bu ağır şartlara tahammül edemeyen bazı Türk kurmayları çareler aramaya başlamışlardı. 1919 yılında bir vesileyle Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa bu kurmay kadronun başını çekiyordu. İşte 1919 yılından 1922 yılına kadar tüm dünyanın takip ettiği Türk İstiklal Mücadelesinin Afrika basınına yansıyan yönlerini ortaya koymaya çalışacağız.
Durban şehri Müslüman ileri gelenlerinden Hacı Musa Adem 1939 yılında vefat ettiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’ne 30 bin İngiliz sterlini miras bıraktı, Kasım 1939.
AFRİKA BASININDA MİLLİ MÜCADELE
Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkmasıyla başlayan Kurtuluş Savaşı, her ne kadar sadece işgal altındaki Anadolu topraklarını ve insanını ilgilendiriyorsa da Asya ve Afrika ülkeleri tarafından günbegün takip ediliyordu. Hindistan'dan Gandhi, Libya'dan Ahmet Senusi ve neredeyse tüm Afrikalılar Türk Milli Mücadelesini destekliyorlardı. Bunun temel sebebi Türklerin topraklarını sadece Cihan Harbi’nin sonunda işgal eden sömürgeci Batı, Asya ve Afrika'daki halkların topraklarını yüzyıllar önce işgal etmişti. Dolayısıyla Afrikalılar Fransız'ı, İngiliz'i ya da İtalyan'ı sömürgecilikten ötürü iyi tanıyorlardı. Onların Anadolu'ya ne amaçla geldiklerini de iyi biliyorlardı. Atatürk de onların Türklere karşı olan bu sempatisinden haberdardı… Trablusgarp’ı savunurken birçok Afrikalı liderle görüşmüş ve dostluk kurmuştu. Henüz 1919 yılında "Yarın güneşin doğacağına nasıl inanıyorsam bir gün Asya ve Afrika halklarının hürriyetlerine kavuşacaklarına da öyle inanıyorum" sözleriyle Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşı’nın tüm emperyalistlere karşı bir savaş olduğunun da sinyallerini veriyordu. Güney Afrika'dan bir cami imamının 1922 yılında Ankara'ya gönderdiği bir mektubuna "Ey celal sahibi Allah'ım, senin uğruna savaşan Mustafa Kemal Paşa ve ordusuna yardım et" şeklinde başlaması da yine Afrika'da Türklere karşı olan kayda değer bir muhabbetin tezahürüdür. Güney Afrika’nın bir İngiliz sömürgesi olmasına rağmen Şeyh Ahmet'in bu cesur mektubu tarihi öneme sahip olması yanında takdire şayandır.
AFRİKA BASININDA BÜYÜK ZAFER
1922 yılının Temmuz ayına gelindiğinde Afrika gazeteleri Yunanlıların Türklere karşı başarılı olamadığını yazmaktaydı. Ağustos ayının sonlarında ise gazeteler Türk ordusunun önündeki tüm engelleri yıkıp geçtiğini kaydetmişti. Elbette bu 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin Afrika basınındaki tezahürleriydi. Bu tarihte Mozambik basınında Mustafa Kemal Paşa'nın Gazi unvanını aldığı haber edilmişti. Yine Mozambik basınında Topal Osman Ağa'nın Doğu Karadeniz'deki Rum ve Ermeni çetelerini ortadan kaldırdığını zalimce bir saldırı olarak kaydetmekteydi.
12 Eylül'den sonra ise Güney Afrika'dan Uganda'ya kadar gazeteler ‘Büyük Türk Zaferi, Adam Mustafa Kemal Paşa’ gibi manşetler atmışlardı. Bu haberlerin birisinde Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'da demirleyen İngiliz donanmasına pılını pırtını topla git manasında "Back and Baggage" şeklinde ültimatom verdiğini kaydedilmişti. Mustafa Kemal Paşa'nın bunu İngiltere eski devlet başkanı Gladstone'a bir cevap mahiyetinde söylediğini de rapor eden gazete haberinde bunun çok ağır bir cevap olduğunu ve Gladstone'nun herhalde mezarında ters döndüğünü yazmıştı. İşte Türk ordusunun Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki bu zaferi Afrika'da Batı sömürgesi altında ezilen halk için Batı'ya verilen bir cevap olarak kaydedilmekteydi.
Kut'ül Amare ve Çanakkale'de yenilmez İngiliz ordusunu mağlup eden Türklerin 30 Ağustos'taki büyük zaferi bu sebeple emperyalist Batının da bir güç tarafından yenilebileceğini ortaya koymuştu.
Bunlarla birlikte Afrika halklarının Türklere olan hayranlığı Büyük Türk Zaferinden sonra da devam etmiştir. Özellikle kıtanın iki ayrı ucunda Libya ve Güney Afrika'da Müslüman halk Türkiye'yi yakından takip etmeye devam etmiştir. 1939 yılında Güney Afrika'da vefat eden zengin bir tüccarın tüm mirasını Kızılay'a bağışlaması Türk ordusunun büyük zaferinin akabinde Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne olan muhabbetin somut tezahürlerinden birisidir.