AYDINLIK AVRUPA
AfD Avrupa Parlamentosu Milletvekili Dr. Maximilian Eugen Krah, hükümetin ülkeyi yoksullaştırdığı ve savaşa sürüklediği için gözden düştüğünü söyledi. AfD’nin destek kazandığını belirten Dr. Krah, “Bu durum hükümetteki partilerin konumunu tehdit ediyor. Dolayısıyla böyle bir uydurma işlerine geliyor” dedi.
Almanya’da birbirleri ile bağı olmayan 25 kişinin gözaltına alındığı darbe planı soruşturması ülke gündemini meşgul ediyor. Çoğu emekli ve yaşlı olan kişilerin ABD Kongre baskınına benzer bir plan yaptığı öne sürüldü. Aydınlık Avrupa’ya konuşan AfD Avrupa Parlamentosu Milletvekili Dr. Maximilian Eugen Krah, “Parlamento binasına girme fikri terör mü? Kuşkusuz hayır” dedi. Uydurma darbe planı ile partisinin hedef alındığını belirten Krah, “AfD yükseliyor. Biz Rusya’da ucuz doğal gaz almak istiyoruz. LGTBQ politikasına son vermek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Soruşturma tamamlanmadan Şansölye Scholz ve İçişleri Bakanı Faeser, AfD’yi hedef alan açıklamalar yaptı. Sizce bu açıklamaların amacı nedir?
Bu skandal AfD'ye zarar vermek için uydurulmuş gibi görünüyor. Gerçekten bu bir darbe değil, bazı emeklilerin hiçbir pratik eylemi içermeyen saçma bir fikriydi. AfD şu anda Alman Federal Meclisi'ndeki tek muhalefet partisi; başta Hıristiyan Demokratlar olmak üzere diğer tüm partilerse esasen hükümetin gidişatını destekliyor. Mevcut hükümet politikası ülkemizi yoksullaştırdığı ve bir savaşa sürüklediği için giderek gözden düşüyor ve AfD destek kazanıyor. Bu durum hükümetteki partilerin konumunu tehdit ediyor. Dolayısıyla elbette, böyle bir uydurma işlerine geliyor.
‘SOL LİBERAL POLİTİKALARI SORGULUYORUZ’
Operasyon sırasında darbeci oldukları iddia edilenlerin AfD ile ilişkilendirildiği anlaşılıyor. AfD'nin hangi siyasi tutumları devlet aygıtını ve medyayı AfD'ye karşı bu şekilde harekete geçmeye itti?
Yerleşik partilerin uzlaşısını sorguluyoruz. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa sürüklenmek istemiyoruz, Rusya'dan ucuz gaz almaya devam etmek istiyoruz ve hükümetin dediği gibi "Ukrayna için donmak" istemiyoruz.
Kontrolsüz göçü sınırlamak, 43 farklı cinsiyete ve çocukların daha ilkokulda cinselleştiren LGTBQ politikasına son vermek istiyoruz. Sözde insan hakları ihlalleri nedeniyle dünyanın yarısıyla ticaret savaşları istemiyoruz. Sadece Almanların çıkarına vatansever bir politika istiyoruz. Hükümet ve hükümet yanlısı sözde muhalefet ise tüm bunları istemiyor. Yani onların solliberal politikalarını temelden sorguluyoruz.
‘TERÖR SUÇLAMASINA DELİL SUNULMADI’
“Terör örgütü” suçlamalarına ilişkin herhangi bir dayanak ve somut kanıtlar var mı?
Şu ana kadar hiçbir delil sunulmuş değil. Toplam bir adet keskin alet ele geçirilmiştir, belki ikinci bir silah daha bulunur. Ortada, parlamentoya girme fikri dışında, ne bir destek ağı ne yurt dışı bağlantıları ne yabancı desteği ne patlayıcı madde ne saldırı planları var. Bu terör mü? Kuşkusuz hayır.
‘GÖZALTINDA MUVAZZAF KİMSE YOK’
İsnat edilen suçlama darbe planı yapmak. Kaç muvazzaf subay ve kaç tümen iddia edilen darbecilerin tarafındaydı? Federal Cumhuriyet'in hangi güvenlik güçleri iddia edilen darbe için güçlerini birleştirdi?
Tam olarak sıfır. Tekrar ediyorum: sıfır. Çoğu emekli 25 kişi tutuklandı. Belki birkaç emekli daha bu işin içindeydi. Ne muvazzaf asker ne de yeterince genç aktivist vardı. Tüm bu olay o kadar saçma ki, evde bu konuda şaka yapıyoruz ve yurt dışında anlatmaya utanıyoruz.
‘AfD İDDİALARI UYDURMA’
Gözaltına alınan isimler arasında birisi eski milletvekili iki AfD’li de var, kendini prens olarak tanıtan kişi de. Bu isimlerin arasında bir bağlantı var mı?
Bir parti, üyelerinden herhangi birinin yaptıklarından sorumlu değildir. Söz konusu iki AfD üyesinin herhangi bir parti görevi yok. İçlerinden birinin 2021 yılına kadar parlamento üyesi olduğu doğru, fakat o kişi aynı zamanda bir yargıçtı ve her parti saflarına yargıç katmak ister. Üyelerimizin kalplerine bakamayız. Bu kişilerin parti yönetimiyle ya da mevcut milletvekillerimizle herhangi bir ilişkisi yok. Bu yöndeki iddialar uydurmadır ve sadece muhalefete suçlamalar yöneltmeye hizmet etmektedir. Ancak hükümetin yaklaşımı o kadar ahmakça ki herkes bunu görebiliyor ve hatta anketlerde oy oranlarımız yükseliyor.
Operasyon için 4 yıl beklenmiş
Almanya’da darbe hazırlığında olduğu iddia edilen Reichsbürger (Reich vatandaşları) ile bağlantılı kişi sayısının 23 bin olduğunu belirtildi. İçişleri Bakanı Nancy Faeser ise grupla bağlantılı kişi sayısının son bir yılda 2 bin kişi arttığını ve 2018’den bu yana yaklaşık 19 bin istihbaratçının bu grubu izlemek için görevlendirildiğini kaydetti.
‘DARBECİLER BERLİN’İN ABD İŞGALİNDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR’
Alman Federal Meclisi’nde ana muhalefetteki Hıristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) dış politika sözcüsü Jürgen Hardt, Rûdaw’a konuştu. Hardt, “Darbeye girişen grup Alman devletinin gayri meşru olduğuna” ve Berlin’in ABD tarafından işgal edildiğine” inandığını söyledi. Hardt şunları ifade etti:
“Şu anda soruşturma altındaki kişilerden biri, sağcı AfD’nin eski milletvekili. Daha önce Meclis’te de konuşmalar yapmıştı. Aptal olduğunu ve psikolojik sorunları olduğunu düşündük ama dün olanlara baktığınız zaman grubun liderlerinden biri olduğunu görüyoruz ve bu yüzden ciddiye almamız lazım. Sayıları yaklaşık 20 bin ancak yaklaşık 2 bini devlet kurumlarına karşı silah kullanmaya istekli. Bazıları silahlıysa parlamento dâhil devlet kurumlarına, diğer kurumlara ve hükümet yetkililerine ciddi zararlar verebilirler. Bu yüzden bu derinlemesine incelenmesi gereken bir durum. Solcu ve komünist terör örgütlerinin devlet kurumlarına yönelik şiddet eylemlerini gördük ve şimdi sağdan böyle bir şeyin gelmemesi için dikkat etmeliyiz.”
TRUMP, BREXİT, LE PEN BENZERLİĞİ
“Bu inançlara sahip insanlar da bu konuları sadece kendi aralarında tartışırlar, Alman toplumundaki diğer kesimlerle konuşmazlar. Dolayısıyla Almanya'da herkesin kendileriyle aynı fikirde olduğu gibi yanlış bir değerlendirme yapabilirler. Ancak bu, ABD’de Donald Trump kampanyası sırasında da olmuş bir şey. Aynı durum, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması ile ilgili tartışmaların yaşandığı dönem için de geçerliydi. Fransa'da Marie Le Pen ve sağcılar var.”
AfD, koalisyon ortakları yeşiller ile CDU/CSU’nun hedefinde
Almanya’daki sözde darbe girişimi ile ilgili partilerdende açıklamalar geldi. Parti başkan ve temsilcileri şu açıklamaları yaptı
* SPD Eş Başkanı Lars Klingbeil:
"AfD'nin tamamı parlamentolarda, mahkemelerde ya da kamu hizmetlerinde değil, Anayasayı Koruma Dairesi'nin izleme listesinde yer almalıdır.”
* Yeşiller Partisi Genel Başkanı Omid Nouripour:
"AfD, cumhuriyeti istemeyenlerin parlamenter koludur.”
* CSU Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder:
“AfD'yi Reichsbürger çevresiyle iç içe geçmiş durumda. AfD giderek bu tür aşırı sağcı güçler için bir toplanma noktasına dönüşüyor, açıkça onları kendine çekiyor.”
* FDP Parlamento Grubunun Başkan Yardımcısı Konstantin Kuhle:
“Tüm eski AfD parlamenterlerinin Federal Meclis'e giriş hakları gözden geçirilmelidir.”
* SPD’li Milletvekili Katja Mast:
"Gerçek şu ki AfD uzun zamandır antidemokratik hareketlerin parlamento kolu haline gelmiştir.”
* SPD’li Aşağı Saksonya İçişleri Bakanı Boris Pistorius:
“AfD, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin (NSDAP) yolundan gidiyor. NSDAP de 1920’li yılların sonlarına doğru kendi kadrolarını güvenlik birimleri ve adalet makamlarının içine sızdırmıştı, AfD’nin de yöntemi aynı. AfD’de kesinlikle aşırı sağa yönelik bir hareket var. O nedenle AfD’nin faaliyetleri izlenmeli. Henüz AfD’nin yasaklanması aşamasına gelinmedi. Ama bu partinin faaliyetlerini çok iyi izlemeli, veriler toplamalıyız.”
* Thüringen eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Stephan Kramer:
“Reichsbürger grubu üyeleri çeşitli gösterilerde AfD üyeleri ve aşırı sağcılarla birlikte görülüyor. AfD üyelerinin Reichsbürger’in dilini, söylemini pervasızca kullanmaları dikkat çekici.”
* Uluslararası Auschwitz Komitesi Başkan Yardımcısı Christoph Heubner:
“AfD Federal Meclis'te daha yakından izlenmeli. AfD’nin yıllarca Reichsbürger çevresini destekleyip kışkırttıktan sonra bugünlerde gizlice kaçmaya çalışması tuhaf ve gülünç görünüyor.”
''AfD kapatılmalı'' tartışması
Thüringen Eyaleti İçişleri Bakanı Georg Maier, AfD’nin kapatılması için hazırlık yapılması çağrısı yaptı. Sosyal Demokrat Partili Maier, Taz gazetesine yaptığı açıklamada, "Yasaklama prosedürü için şimdiden hazırlık yapılması gerektiği kanaatindeyim" dedi.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz ise AfD'nin yasaklanmasının yararsız olacağını söyledi. Merz, "Bu tür yasaklama prosedürlerini pek yararlı bulmuyorum. Kendilerini yeniden organize ediyorlar ve başka bir partide yer alıyorlar. Sonra oyun yeniden başlıyor" ifadelerini kullandı.
‘50 EMEKLİ SAN MARİNO BELEDİYE BİNASINI BİLE ALAMAZ’
Suçlamalar karşısında AfD merkez yönetimi sessizliğini koruyor. Ancak AfD’li milletvekili ve yöneticiler iddialara karşı değerlendirmeler yaptı.
AfD milletvekili Petr Bystron "50 emekliyle darbe mi olur?” diye sorarak şunları söyledi: “San Marino'nun belediye binasını bile alamazlar! 'Sağdan gelen bir tehdit' uydurma çabaları giderek saçma bir hal alıyor.”
AfD parlamento grubunun kültür politikası sözcüsü ve SaksonyaAnhalt eyalet parlamentosu üyesi HansThomas Tillschneider, Anayasayı Koruma Dairesi tarafından darbe hazırlığı gerekçesiyle izlenen kişiler arasında yer alıyordu. Tillschneider sosyal medya hesabından yayınladığı videoda yetkilileri, dikkatleri Illerkirchberg'de iki kız öğrenciye yönelik bıçaklı saldırıdan uzaklaştırmak amacıyla bir Reichsbürger terör grubu uydurmakla suçladı.
20172019’da AfD’nin başkan yardımcılığı ve 20172021 döneminde Berlin Eyalet Meclisi'nde parti grubunun başkanlığını yapmış olan Georg Pazderski, operasyon hakkında "zekice sahnelenmiş ve harika bir sinema” ifadesini kullandı.
AFD’NİN DURUMU
Almanya’nın ünlü stratejik araştırma kuruluşunun anketlerine göre AfD’nin oy oranı önemli bir yükselişe geçerek yaklaşık yüzde 15’e ulaştı. AfD bilhassa ülkenin doğu bölgelerinde güçlendi.
AfD Ukrayna’daki savaşın başından beri Alman hükümetinin Rusya politikasına karşı tavır aldı. Rusya'ya yaptırımlara karşı çıkan AfD, bu yönde kararlarının faturasının Alman halkına kesildiğini vurguluyor. Bu yöndeki politikalarını dillendirdikleri Ekim ayında Berlin’deki AfD mitingine polis rakamlarına göre yaklaşık 10 bin kişi katıldı.
Diğer yandan hükümet ve istihbarat birimleri son aylardaki açıklama ve raporlarında “ekonomik sorunları gerekçe göstererek halkı kışkırtabilecek aşırı sağ gruplara” karşı uyarılarda bulunuyordu. Ocak ayında ise eski bir AfD milletvekili, kovid güvenlik önlemlerine karşı protestolar sırasında 2020'de Federal Meclis’in merdivenlerine yapılan saldırının bir parçası olarak Alman devletinin devrilmesi çağrısında bulunduğu iddiasıyla mahkemeye çıkarılmıştı.
Beyaz Saray: Aşırıcılıkla mücadeleyi alkışlıyoruz
Beyaz Saray Sözcüsü Karine JeanPierre 7 Kasım’daki basın toplantısında Almanya’daki gelişmeler hakkındaki soruya “Alman hükümetini, kolluk kuvvetlerini ve özel kuvvetlerini şiddet yanlısı aşırıcılıkla mücadelede gösterdikleri gayret ve vatandaşlarını güvende ve hükümet tesislerini emniyette tuttukları için alkışlıyoruz” yanıtını verdi.
Ayrıca Amerikan basınında Reich Vatandaşları ile 6 Ocak 2021’deki ABD Kongre Baskını ve QAnon ile benzerliğe dikkat çeken yayınlar yer aldı.