Suç Örgütüne yönelik davada, aralarında örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılanmasına İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salonda devam ediliyor.

"ABUK SUBUK ŞEYLER SÖYLÜYOR"
Duruşmaya müşteki sıfatıyla katılan ve 1999 yılında Adnan Oktar ve grubuna yönelik düzenlenen operasyonun başında bulunan dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü , duruşma salonu önünde basın mensuplarına açıklama yaptı.

Duruşmada savunma yapan sanık Adnan Oktar'ın kendisine yönelik suçlamalara yanıt verdiğini anlatan Saçan, "Hep İngilizlerin devleti onu aldırmış. O alınınca dolar yükselmiş. Mübarek bir insanmış. İslam onların üzerinde yükseliyormuş' gibi abuk subuk şeyler söylüyor. Somut suçlamalarla ilgili 'ben niye öyle yapayım ki' falan diyor." ifadelerini kullandı.

Sanık avukatlarının talepleri doğrultusunda mahkeme başkanının iddianamenin okunmasına karar verdiğini dile getiren Saçan, "İddianameyi okudu. Sanıkların kimlik tespiti yapılmadı. O da itirazlar arasındaydı. Yetki ve görev itirazları vardı, mahkeme onları da reddetti. Doğrudan Adnan Oktar'ın bir numaralı şüpheli olarak savunmasına geçti ve devam ediyor şu anda." şeklinde konuştu.

"GİZLİ SİCİL DOSYALARIMI ZEKERİYA ÖZ'E VERDİLER"
Saçan, sanıkların  ile bağlantılı olup olmadıklarına ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti:

"Ergenekon soruşturmasında burada, tam arkanızdaki mahkemede müdahil oldular. Benim kendimde bile olmayan gizli sicil dosyalarımı Zekeriya Öz'e verdiler. Bunlar dava dosyasında var. Ve bunlardan firarda olan Emre Çalıkoğlu denilen şahıs buraya gelip aleyhimde tanıklık yaptı. Güya 1999'da biz bunları alınca 'Sizi Ergenekon adına aldık.' demişiz. Doğrudan müdahale ettiler. O zamanki savcı Zekeriya Öz ile son derece sıkı fıkıydılar. O konuda söyledikleri hiçbir şey doğru değil. Zaten zaman bunu gösterecek. Bu bahsettiğim konu Ergenekon yargılama dosyasında var. İstedikleri kadar inkar etsinler. Dosyalar, belgeler konuşur."

Saçan, davada müşteki olduğunu ancak "bir numaralı" müşteki olmadığını dile getirerek, "Adım A ve D ile başladığı için fihrist nedeniyle öyle." diye konuştu.

ADNAN OKTAR'A ZEHİR ZEMBEREK SÖZLER: AKLİ YARGILARI SAPIK
Adnan Oktar suç örgütüne yönelik davada davada, aralarında örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılanmasına, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salonda devam ediliyor.
Duruşmaya müşteki sıfatıyla katılan ve mühendis olduğunu belirten Develioğlu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 20 yıl önce örgütten ayrıldığını ancak örgütün hala peşini bırakmadığını söyledi.

Örgüt üyelerinin hala birtakım iftira ve şantajlarla istikballerini karartmaya çalıştığını öne süren Develioğlu, "Daha bugün bile hakkımızda türlü zırvayla, bunların kaçak göçek internet siteleriyle iftiralar, karalama, şantaj, tehdit yapıyorlar. İstikbalimizi karartacaklarını düşünüyorlar. Buradayız, ayaktayız. Birtakım insanlara zarar vermediler mi? Verebiliyorlar. Biz de birinci refleksimiz olarak Türk adaletine gittik. Adalet de gereğini yaptı, operasyon yaptı. Daha örgütün kaçak ve yurt dışındaki uzantıları var. İçerideki dosyanın durumuna göre anlıyoruz ki çok ağır cezalar çıkacak. Çünkü deliller duruyor. Bir şekilde bu örgüt bitecektir. Bitince de Türkiye rahat edecektir." diye konuştu.

FETÖ ile Adnan Oktar organize suç örgütünün insanların canını yaktığını kaydeden Develioğlu, ailesinin de mağdur olduğunu söyledi.

Örgüt lideriyle çok vakit geçirdiğini belirten Develioğlu, "Onun gerçek yüzünü gördüm. Akli yargılarının normal insan yargısı gibi değil de sapık yargıları olarak çalıştığına birebir de şahit olunca ayrıldım. Suç işlemeye yönelik de ciddi bir meyil gösteriyordu. Ben suç işlemek istemedim. Peşimizi bırakmadı. Ayrıldıktan 1718 sene sonra bile zarar vermeye çalıştı. Kızımın peşine yakışıklı müritlerini taktı. Bir sürü kendi hileleriyle birtakım şeyler yaptı. Başarıya kavuşmadı ama başarıya kavuşanlardan bazıları burada mağdur olarak yer alıyor." ifadelerini kullandı.

"FETÖ İLE HER ZAMAN BAĞLANTISI OLDU"
Develioğlu, 1986 yılında üniversite okuduğu zamanlarda örgütle tanıştığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Dini duyguları çok bilmiyorduk. Dini duygularımız kullanılarak, yıllar içinde siyasi başarılar elde ettiğimizi düşünürken örgüt lideri sapıtmaya başladı. Benim ilgimi çeken şey 1999'da bu hale getirmişken, bu adam 20 yıl daha devam etti. FETÖ tarafından korumuş olması dolayısıyla. FETÖ ne zaman devletten çıktı, çıktığı gün de tahkikat başlamış. FETÖ ile her zaman bağlantısı oldu. Kendisi de inkar etmiyor. Biraz önce bu beyanda bulundu. 'Fettullah Gülen beni sever, ben de onu severim.' diye televizyonlarda söylediği sözü var."

.