CHP’nin başını çektiği ve toplam yedi partiden oluşan ittifak üyeleri son iki yıldır sürekli birbiriyle buluşup buluşup dağılıyorlar. Biz de “Cumhurbaşkanı adayı belirlemeye çalışıyorlar” diye düşünüyorduk. Ama Kılıçdaroğlu geçtiğimiz gün katıldığı bir televizyon programında “İttifakın liderleri bu konuda hiç bir araya gelmedi ve bu konuyu hiç konuşmadık” açıklamasını yaptı. Bu açıklama inandırıcı mı? Elbette değil. Hadi buna “inandık” diyelim. O hâlde bu durum 7 ittifak üyesi partinin zekâ düzeyindeki düşüklüğü göstermiyor mu peki?
Son iki yıl içinde her gün birbirinizi ziyaret ediyorsunuz. O ona, o buna, o şuna gidiyor. Bu konuyu konuşmuyorsunuz da ne konuşuyorsunuz? Çay, kahve eşliğinde pasta yiyip dağılıyor musunuz? Siz bilmiyorsanız, en çok görüştüğünüz ABD Büyükelçisi bilir mi? Ona soralım mı?
Son iki yıldır “erken seçim” isteyip 2022 yılına kavuşmaya haftalar varken “Cumhurbaşkanı adayını hiç konuşmadık” demek siyasi paçozluk değil de nedir?
Tipitip Özgür Özel de 3 gün önce yine Atatürk istismarı yaparak “Adayımızın ismini açıkladığımızı bu partinin kurucusu görseydi, duysaydı işte benim cumhurbaşkanım der” şeklinde açıklama yaparak sanki adayları belirlenmiş rolleri oynuyordu.
Ortada “Cumhurbaşkanı adayını hiç konuşmadık” diyen bir genel başkan ve şizofreni vakası yaşayan CHP’liler var. Atatürk duysaydı, görseydi ne Kemal’e, ne Meral’e, ne Ekrem’e, ne Mansur’a, ne Gül’e, ne Demirtaş’a “işte benim cumhurbaşkanım” demeyeceğine göre, bu şizofrenler neyin peşindedir?
Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı programdaki “Cumhurbaşkanı adayı olmayı ister misiniz?” sorusuna “İttifak kabul ederse bir sorun yok. Bir ittifakımız var. İttifakın liderleri bu konuda hiç bir araya gelmedi ve bu konuyu hiç konuşmadık. Benim ittifak adına konuşma diye bir yetkim yok. İttifak kabul ederse adaylık konusunda, bundan onur duyarım” açıklaması yapmış…
Ama Kemal Kılıçdaroğlu öyle zavallı bir hâldeki, Meclise sayesinde girmiş (aksi hâlde barajı aşamadı) baston parti İP’in yetkilisi Koray Aydın bile kamuoyunda kendini kastederek “Kazanamama ihtimali olan birinin uygun olmayacağını söyleyeceğiz” demiştir.
Kemal Kılıçdaroğlu da hâlâ “İttifak kabul ederse bir sorun yok” masallarıyla kendini avutuyor.
İhaleyi, kadroyu, müdürlüğü, şefliği Ekrem & Mansur ikilisinden hangisi daha çok verirse İP’in gönlü onda olur. Kemal Kılıçdaroğlu TV ekranlarından destek dilenmek yerine bence bu yoldan gitsin, destek konusunda böylelikle sonuç alır.

Türkgün