ABD seçimleri doğal olarak sadece Amerika Birleşik Devletleri'ni değil, dünyayı da etkiliyor. Örneğin pandemi dolayısı ile piyasaya sürülmesi düşünülen ek yardımlar için hem Cumhuriyetçilerin, hem demokratların ortak kanaatleri oluşmuş durumda. Ama kimin önerisi kabul edilecek. Trump yönetimi en son 1.5 trilyon dolara geldi. Demokratlar ise 2.3 trilyon doları, çoğunlukta oldukları Temsilciler Meclisinden geçirdiler. Senato’da çoğunluk Cumhuriyetçiler ’de olduğu için bir sonuç vermedi.

Bu bile dünyayı etkileyen bir konu. ABD piyasaya ne kadar para sürecek.

Seçim sonuçları içinse çok farklı yorumlar yapılıyor. Herkesin üzerinde anlaştığı bir husus var. O da Biden’ın önde olduğu, Trump’ın ikince kez seçilmesinin olanaksız olduğu yönünde. 

SONUÇLAR GERÇEĞİ DEĞİŞTİRMEYECEK

Bir önceki seçimi hatırlayanlar. O seçimde de Hillary Clinton’un kazanmasına kesin gözü ile bakıldığını hatırlayacaklardır. Seçim sonuçları Trump lehine sonuçlandığında herkes şaşırmıştı. 

Trump’ın kazanması birçok değişik açıdan yorumlansa da, bence en doğru yorum Amerika’nın tercihini kendi içine dönük olmaktan yana geliştirdiğini gösteriyordu. Her ne kadar Trump beş yıl boyunca Irak, Afganistan ve Suriye’den Amerikan askerlerini geri çekmeyi başaramadı ise de Amerika’da çok önemli bir eğilimin baş göstermesine neden oldu.

3 Kasım seçim sonuçlarının nasıl sonuçlanacağı, kaybedenin mutlaka itiraz edeceği çok ciddi şekilde dillendiriliyor. Hatta ordunun göreve çağrılacağı vb. gibi çok ciddi söylentiler de var. 

Seçim sonuçları ne olursa olsun, Amerika’nın dünya hakimiyetinin sona doğru gittiği gerçeğini değiştirmeyecek.

***

SOSYAL MEDYA YASASI VE TİKTOK HADİSESİ

Geçen haftanın en ilginç gelişmelerinden biri Sosyal Medya Yasasının yürürlüğe girmesinden sonraki gelişmeler oldu.

Bu yasa, muhalefet önünü arkasını düşünmeden, “yapılmak istenen sosyal medya sansürüdür, bunları sosyal medya yıkacak” gibi “Tayyip gitsin de, kim gelirse gelsin” muhalefetinin bu konudaki “derin” “her şeyi önceden görür”, ”bunlar ne yaparlarsa yapsınlar kötüdür. Kötü olmasa da çamur at izi kalsın” tarzındaki eleştirilerin yoğun biçimde yapıldığı bir yasa oldu.

Muhalefet sosyal medya şirketlerinin bu yasayı dikkate almayacakları öngörüsü ayrıca çokça dillendirildi.  

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı tarafından sosyal ağ sağlayıcılara yönelik bilgilendirme toplantısında, bir ay içinde hepsinin Türkiye’de temsilcilik açacaklarının bildirimi yapıldı.

Sosyal medya yasasına, sanki sadece Türkiye’de uygulanıyor gibi tepki gösteriliyor. Hâlbuki Almanya, İngiltere, Fransa, Avustralya gibi birçok ülkede sosyal medya üzerinde denetim uygulanıyor. Ayrıca BBC Türkçe internet sayfasında AB’nin de sosyal medya ağ sağlayıcıları ile ilgili denetimlere hazırlandığını bildiriyor.

ABD, TikTok adlı Çin kökenli sosyal ağ sağlayıcının, elindeki bilgileri Çin istihbaratı ile paylaştığını iddia edip, Avrupalı müttefiklerinin de TikTok’u yasaklamaları konusunda baskı yapıyor.

Çin’de Twitter, Google ve WhatsApp gibi sosyal medya sağlayıcıların ABD istihbaratına bilgi aktardığını söylüyor. 

1 Ekim’de yürürlüğe giren bu yasaya uyulmaması durumunda; kasım, ardından aralık aylarında idari para cezası. Ocak 2021’de reklam yasağı. Nisan ayına kadar koşullara uyulmazsa internet bant aralığının daraltılması yaptırımları uygulanacak.

EMPERYALİSTLERE VERİLEN DERS 

Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu, İsveç Dışişleri Bakanı'nın Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi konusundaki uyarısı üzerine; 

"Siz hangi yetkiyle Türkiye'nin Suriye'den çekilmesini istiyorsunuz? Biz işgalci değil topraklarının güvenliğini sağlayan bir ülkeyiz. Siz PKK'ya ülkenizde ofis açtırıyorsunuz. O örgüt anneleri çocuksuz, çocukları anasız babasız bırakıyor. Siz de bir annesiniz buna ne diyeceksiniz?"

Diyerek ağzının payını verdi.

Çavuşoğlu daha önce de Fransız parlamentere soykırım konusunda gerekli dersi vermişti.

Emperyalizm kiminle dans ettiğini bilecek. Sosyal medyada özgürlük, insan hakları, demokrasi, yeşillik, böceklik diyerek içişlerimize karışamamayı öğrenecek.


Hakan Topkurulu

Aydınlık