ORÇUN GÖKTÜRK

Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ ve Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, bölgedeki son gelişmeleri ve göç sorununu Aydınlık için değerlendirdi.

Psikolojik Harp Uzmanı ve Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, ABD’nin geri çekilirken ana amaçlarından birinin yeni oluşturacağı “Yeşil Kuşak Projesi”ne zaman kazandırmak olduğunu vurguluyor. Başbuğ, “ABD, Afganistan’daki kaosu tırmandırarak Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ Girişimini engellemek istiyor. G7 zirvesinde bu Biden tarafından dile getirildi ve İngiltere, Fransa ve Kanada bu fikri destekledi. Sadece İngiltere, ‘doğrudan Çin’i hedef almayalım tutumu’ takındı.” dedi. Başbuğ, Aydınlık’a verdiği demeçte ayrıca şunları vurguladı:  

“ABD burada bir kaos yarattı ve kendi aklınca bölge ülkelerini de bu bataklığa çekmeye çalışıyor. Bu kapsamda ABD çekiliyor ama bu temelli tamamen bir çıkış mı olacak yoksa görünen askeri varlığını çekip orada bazı unsurlar mı bırakacak? Üzerinde düşünülmesi lazım. Şu an için ABD ikincisini tercih etti. Blackwater denen yapının Afganistan’da uzun süredir çok ciddi bir yapılanması var. Blackwater’ın tepesindeki isim Eric Prince’in de ABD’ye ‘Afganistan’da özel kuvvetlerden birtakım askerlerle takviye edelim’ diye bir önerisi vardı. Bu öneri kabul gördü. Bu, Pentagon ve Beyaz Saray’a yönelik 2017’de yapılan bir teklifti. Teklif şu an için sahada uygulanıyor. Bu tekliften sonra, ABD’de de tepki alan Blackwater yine bir Amerikan dergisine tam sayfa ‘Geliyoruz’ diyerek ilan verdiler. Bu ilan Afganistan’da bugün olanların da habercisiydi. Dolayısıyla ben ABD’nin Afganistan’tan tamamen çekildiğini asla düşünmüyorum. Orada bu yapıların misyonu devam ediyor."

“Biden Amerikan derin devletinin önemli bir organı olan CFR’nin Foreign Affairs’e bir makale yazdı. Seçimden önce yazdığı makalede ‘ABD’nin bu kazanılmaz savaşlardan geri çekilmesi gerektiğini, çekilirken de istihbarat yapısını ve birtakım özel kuvvetler unsurlarını bölgede bırakması ve yerel güçlerle ilişkileri sürdürmesi gerektiğini’ ifade etti. Bu yapılanma ile de savaşın sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. ABD şu anda bu stratejiyi uyguluyor. Zaten şu an ABD, Taliban güçlerini kendisine müttefik yapmış durumda. “CIA raporlarında da şu belirtiliyordu: Biz Afganistan’dan çekildikten 6 ay sonra Taliban ülkeye hâkim olur. Taliban da şu anda o yönde ilerliyor. Son gelişmelere baktığımızda Mezarı Şerif’e saldırıyorlar. Orayı da elde etmek üzereler. Dikkat ederseniz burada esas hedef coğrafyada Türklerin yoğunlukla yaşadığı kuzey bölgesi, diğer adıyla Güney Türkistan. Suriye’de olduğu gibi orada da bir etnik savaş çıkardılar ve etnik bir temizlik var. Bu saldırılar planlı olarak yapılıyor. Amaç Afganistan’daki Türk varlığını sonlandırmak.”

BİDEN’IN TÜRKİYE’DE İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ PLANI

Biden’ın iktidara gelmeden “Türkiye’de muhalefeti iktidara getirme” stratejisini açıkladığını ifade eden Başbuğ, şöyle devam ediyor: “ABD iki hedefi var, hem Türkiye’yi sıkıştırma hem de Çin’in Kuşak ve Yol Girişimini geciktirme. Türkiye ile ilgili planı daha da açarsak, göç dalgası karşısında diğer devletler çok katı bir tutum aldı. Bu konuda sınırlarını ilk açan ülke İran oldu. İran da burada göç dalgasını direkt bize yönlendiriyor. Bu açıdan baktığımızda İran ile ABD arasında gizli bir iş birliği var.

“ABD’nin esas hedefi 2023. ABD bu süreci oldukça hayati olarak görüyor ve bunda da haklı. Zira 2023’te altta kalan taraf bir daha kalkamaz. Eğer Cumhur İttifakı devam ederse, ABD ve müesses nizamın diğer unsurları Türkiye ve bölgede çok ciddi bir yara alacak. ABD de bunu bildiği için 2023’te öyle ya da böyle muhakkak iktidar değişikliğini şart görüyor.

“Biden planı, Türkiye’de bir kaos ve iktidarı çürüterek muhalefetin onun yerini almasını sağlamak üzerine. İktidar değişikliği için hükümeti yıpratıp, ülkede kaosu artırıp ‘Türkiye yönetilemiyor’ algısını yaratacak hamlelere ihtiyaç duyuyorlar.”

2023’TE İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ STRATEJİSİ

“Öyle bir süreçteyiz ki Türkiye’de iç ve dışta hiçbir olay tesadüf olarak gelişmiyor. İçteki hiçbir gelişme tesadüf olmuyor.” diye vurgulayan Başbuğ, şunları söylüyor:

“Sedat Peker denen hainin oluşturmaya çalıştığı algı operasyonundan orman yangınları ve göç dalgasına kadar diğer tüm münferit olaylar, ABD’nin 2023 planına dönük sinsi oyunlar. Düdüklü tencere misali doldura doldura seçim zamanı patlatma stratejisi izleniyor. Bunun önemli bir ayağı da ‘göç’. Bu sayede infial yaratılmak isteniyor. ‘Yol geçen hanı olduk’, ‘kuşatıldık’ başlıkları altında kamuoyu oluşturulmak isteniyor. Afganistan’dan gelenler ciddi bir sorun. Bu gelenler cidden Afgan mı? Afgan ise Taliban ile bağlantısı var mı? Hangi suçlara karışmış? İçlerinde ABD’ye çalışan istihbarat elemanı veya provokatör var mı? Gibi cevaplandırılması gereken çok sayıda soru var. Biz bu sıkıntıyı 1991 yılında yaşadık. O zaman Irak’tan göç sırasında bir dolu PKK’lı ülkeye sızdırıldı. Bu Afgan göçmenlerin çoğunun belli bir yaş grubunda olması, göç dalgası ile ülkede varlık göstermesi ciddi bir tehdit.”

‘SINIRDA ÖNLEM, İÇERDE OPERASYON’

“Sonuçta bu tehdidi ortadan kaldırmanın en önemli yolu sınırda gerekli güvenlik önlemlerini almak ve içerde de ciddi operasyon yapmak lazım. Bir mülteci araştırması yapılması lazım. Bu başladı, devlet şu anda İran sınırında çok ciddi tedbirler alıyor. Hem elektronik hem fizikî olarak tedbirler artırılıyor. Aynı zamanda oraya komandolar ve özel harekât polislerini de yığmaya başladık. Iğdır ve Ağrı’nın çok büyük bir kısmı beton duvarlarla kapatıldı. Hakkâri ve Van’da çalışmalar çalışmalar devam ediyor. Devletin bu konuda gösterdiği refleks çok yerinde bir hareket. Ülke içinde de özellikle İstanbul’da polis operasyonları var, bazı unsurlarla bağlantılı Afganlar tespit edildi.

ABD planlı olarak Türkiye'yi göçmenlerle sıkıştırmak istiyor. Tüm bunlarda da nihaî amaç, iktidarı yıpratmak. ABD, halkta oluşan tepkiyi kullanmak istiyor. Sınırda güvenliği artırıp İran’la konuşmamız lazım.”

ABD ‘KONTROLSÜZ KAOS’ STRATEJİSİNE GEÇTİ

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nden Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı Ünal Atalay, gazetemize yaptığı açıklamada Afganistan’dan çekilen ABD’nin “Kontrollü kaostan kontrolsüz kaos” planına geçtiğini şöyle ifade ediyor:

“Afganistan’da ABD’nin ve NATO’nun bulunduğu dönem içerisinde ‘Kontrollü Kaos’ stratejisi uygulandı. Şimdi ABD askerlerinin çekilmesiyle artık “Kontrolsüz Kaos” stratejisine geçiliyor. ABD’nin geriye bakmadan hızla çekilmesinin nedeni de bu. Peki, niçin bu uygulanıyor? Çünkü Afganistan, AsyaPasifik bölgesi açısından düşündüğümüzde Asya yönü, Batı’nın tali cephesi olacak, ama Pasifik açısından düşündüğümüzde asıl merkez orası olacak. “Burada Taliban’ın otoritesini kurması, Kabil geçici hükümet çatışmasının esas nedeni. Belki ileride Taliban hükümet olacak. Ama bu şu demek değildir, ABD’nin orada kalan unsurlarıyla, yani özel kuvvetleri ve 20 bine yakın yer altı unsurlarıyla, Taliban’ın parçalanması yönünde çalışmalar devam edecek. Bu kaosun devamıdır.

ÇİNPAKİSTANAFGANİSTAN ARASI ALTYAPI PROJELERİ

Bölge ülkelerinin Afganistan krizine siyasi, askeri ve ekonomik planları ile ilgili Atabay, şunları belirtiyor:

“Çin’in bölgede yapmak istediği yatırımlar var. Hatta bazı alanlarda da Taliban’la da görüşmek suretiyle yer altı madenlerine odaklı faaliyetleri var. Bunun daha açık ve güvenli bir şekilde sürdürülmesi için Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) içinde Afganistan’ı değerlendirmek istiyorlar. Elbette bu başta Çin ve Rusya açısından Afganistan’ın sadece siyasi ve askeri açıdan değil; aynı zamanda ekonomik olarak kontrolünü kolaylaştırır. Zaten Çin’in Pakistan ile bir “Ekonomik Koridor”u var. Pakistan üzerine giden yatırım projelerinin Afganistan’a eklemlenme isteği var. ÇinPakistan Ekonomik Koridoru aynı zamanda Afganistan Ekonomik Koridoru’dur. Böyle bakıldığında ŞİÖ içerisinde Afganistan ile bölgesel iş birliğini tetiklemek veya oradaki projelerin hayata geçirilmesi için Afganistan coğrafyası, o bölgenin ayrılmaz bir parçası."

‘TÜRKİYE’YE GÖÇ AKINI, KAOS PLANININ BİR PARÇASI’

“Türkiye bir göç istasyonu değil. Göç deposu da değil. Türkiye, egemen ve bağımsız bir devlettir. ABD’nin özel isteği veya dayatmasıyla burada biz milyonlarca göçmeni muhafaza edip onlara bakacağız, Avrupa’nın güvenliğini sağlamak adına biz burada bunları bloke edeceğiz diye bir misyonumuz yok, olamaz. 2 bin 500 km'yi aylarca yüremeyecek Afganlar araçlara bindiriliyor. Şimdi bunu kim yapıyor, niçin yapıyor? Türkiye'nin demografik yapısının bozulmasının önüne geçilmeli. Gerek Afgan gerek Suriyeliler kendi ülkesine gönderilmeli."

Aydınlık