Türkiye’nin medarı iftiharı denizcisi E. Tümamiral Cem Gürdeniz’in Mavi Uygarlık isimli kitabını okumanızı hararetle tavsiye ederim.

Çünkü o kitabı okursanız, dün ne olduğunu anladığınız gibi, bugün de dünyada nelerin olup bitmekte olduğunu anlamanız kolaylaşır.

Jeopolitik eşittir küresel güç, küresel güç eşittir dünya deniz ve limanlarına hakim olma kabiliyeti.

Okyanuslara açılmadan imparatorluk olunmaz.

İşte tam da o yüzden Osmanlı hiç bir zaman cihan imparatoru olamamıştır.

Avrupa ve devamında Amerika’nın en temel üstünlüğü deniz gücüdür.

Sanayi ve ticareti de deniz yeteneklerine dayalıdır.

Avrupa ne zaman ki, İpekyolu’na hakim olan Arap ve Türkleri bay pas etmek için harekete geçmiştir, o zaman dünyaya egemen olma süreci de başlamıştır.

Portekiz, İspanya, Hollanda, İngiltere ve son olarak ABD, dünya denizlerine büyük ölçüde hakim olmuş ve küresel ticareti hegemonyasına almıştır.

Sterlin ve doların 2 yüz yıldır küresel rezerv para birimi olması tamamen bundandır.

Gelelim asıl konumuza...

Amiral Cem Gürdeniz, deniz hakimiyetlerinin devir tesliminin uzun bir süreç olduğunu söyler. Ortalama 100 yılda bir denizlerde üstünlük bir başkasına geçmiştir.

İşte 20. Yüzyılın başından itibaren donanması ile küresel üstünlük kazanan ABD de, artık bu rolünü Asya güçlerine, başta Çin ve Rusya olmak üzere Türkiye, İran ve Pakistan’a bırakmaktadır.

ASYA ÇAĞI

Bu dönüşümün adı, Çin’in öncülüğüyle başlatılan Kuşak ve Yol girişimidir.

ABD’nin günümüzde temel stratejisi, Çin ve Rusya’nın, yani Asya güçlerinin birlikteliğini önlemek ve onları karasal sınırlarına hapsetmektir.

ABD’nin Afganistan, Irak, Suriye, İran, Libya,Yemen, Venezuela ve hatta Türkiye’ye yönelik (askeri, ekonomik ve siyasi) saldırı ve düşmanca tavırları da gün geçtikçe dünyanın dört bir köşesine uzanmakta olan Çin’in önünü kesmek içindir.

ABD’nin Yugoslavya’yı parçalayıp, Ukrayna, Gürcistan, Moldova, Ermenistan ve Kuzey Denizi’nden baskıları da, Rusya’yı taciz, bölme ve güçten düşürme üzerine kuruludur.

Ancak hiç bir batılı argüman, ABD’nin bugün artık miyadını doldurmuş, çaptan düşmüş ve gerileyen bir hegemon olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Çok enteresan bir şekilde, Amerikan yönetimi Rusya ve Çin’e karşı, bugün yaşları 100’e yaklaşan iki eski stratejistten medet umuyor.

Bunlardan bir tanesi Rockefeller ailesinin himayesinde 1970’lerden beri Amerikan dış politikasına yön vermiş, bugün 95’inde olan Henry Kissinger.

1924 doğumlu Kissinger, resmen Trump yönemitinde görev almasa da Amerikan devletinin sinir uçlarında hâlâ çok etkili bir isim.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bire bir görüşme yapacak kadar da forsunu koruyor.

Henry%20Kissinger
Henry Kissinger

Ancak Kissinger’in tavsiyesini dinleyen de Amerikan Devleti’nden çok Putin oldu.

“Küresel egemenlik için mutlaka Çin ve Rusya’yı birbirine düşman etmeliyiz” diyen Kissinger, ABD’yi bu yönde ikna edemedi ama Putin’in Çin ile çok yakın ve stratejik ilişkiler geliştirmesinde belki de öncü oldu.

Putin, Kissinger’i tersten okudu yani.

Trump yönetimi Çin konusunda ise bir başka eski tüfeği göreve çağırdı.

“Gelecek Stratejilerini” belirlemek üzere Nixon tarafından 1973’te getirildiği Pentagon görevini 2015’e kadar sürdüren ve 94 yaşında “emekliye ayrılan” Andrew Marshall, Trump tarafından Çin konusunda yeni strateji geliştirmek üzere tam 98 yaşında göreve geri çağrıldı.

Andrew%20Marshall
Andrew Marshall

Adam 100 yaşına gelmiş (1921 doğumlu), felç geçirmiş, bir sürü ameliyat olmuş hâlâ ondan medet umuluyor.

Bilgisayar, tablet ve akıllı telefon kullanmayı da reddediyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Marshall, ABD’nin Çin’i bir tehdit olarak görmekte geç kaldığını düşünüyor.

Yani ABD, Çin’e karşı daha da sert oynamayı planlıyor.

Zaten Trump ve avanesinin eylem ve söylemlerinden bu net biçimde anlaşılıyor.

MAFYA YÖNTEMLERİ

Kirli savaş uzmanı bir ekibi etrafında toplayan Trump, “Rusya tehdidine” karşı Avrupa’dan haraç alma politikasını açıkladı geçenlerde.

Buna göre Avrupa’daki Amerikan üslerinin tüm giderleri ev sahibi ülkeden alınırken, üzerine bir de yüzde 50 koruma parası yani bildiğiniz haraç istenecekmiş.

Bloomberg’in haberine göre “Maliyetler artı yüzde 50” adı verilen bu yeni sistemde Avrupa’nın savunma harcamaları yüzde 600 artacak.

Trump’ın orta menzilli füze anlaşmasından (INF) tek taraflı çekilmesi sonrası Rusya sınırlarına yerleştirilecek füze sistemleri ve tüm askeri lojistik harcamaları da yine Avrupalılardan alınacak.

ABD ayrıca Rusya ile TürkAkım ve KuzeyAkım projelerinden de hiç hazetmiyor. Almanya ve Türkiye’yi oradan da tehdit ediyor.

ABD’nin Avrupa paniği sadece Rusya konusunda değil, asıl korkusu Avrupa ile Asya’yı birleştirecek Kuşak ve Yol Girişimi.

Financial Times KvY projesini, “Tartışmalı, İhtilaflı Altyapı Programı” olarak tanımlıyor.

Tartışma ve ihtilaf ise aslında bir tek ülkeden kaynaklanıyor, o da ABD.

Beyaz Saray sözcüsü projeyi, “Çin için ve Çin yapımı” olarak niteledi.

O da yetmedi, ilk kez üst düzey bir Amerikalı General, CENTCOM Komutanı Joseph Votel, Kuşak ve Yol girişiminden endişeli olduklarını açıkladı. Votel, projenin, Pakistan’dan Afrika’ya kadar deniz yollarını değiştirip Amerikan çıkarlarını tehdit edeceğini söyledi açıkça.

Oysa bir süreden beri Avrupa’da “16+1” grubu çok aktif bu proje konusunda.

Çin ve 16 Avrupa ülkesi sürekli toplantılar yapıyor.

Şİ CİNPİNG’İN TARİHİ İTALYA ZİYARETİ

22 Mart’ta da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, İtalya’yı ziyaret edecek.

Ziyarette İtalyan mallarının Çin pazarlarına ulaşması için Venedik Limanı’nın Çin ile birlikte geliştirilmesi görüşülecek.

Avrupa’nın üçüncü büyüğü olan Venedik Limanı’na gelen Çin malları, buradan Avusturya, Almanya, İsviçre, Slovenya ve Macaristan’a dağılıyor.

Diplomatik gözlemciler, Şi’nin tarihi İtalya ziyaretini 1972’de ABD Başkanı Richard Nixon’un Pekin ziyaretine benzetiyorlar.

Nixon’un o ziyaretiyle Çin batı ile ilişki başlatmıştı, şimdi ise ilk kez bir Avrupa ülkesi İtalya Çin’in Kuşak ve Yol girişiminde etkin rol alma iradesini beyan ediyor.

Marko Polo’nun ülkesiyle yeniden İpekyolu görüşmesi öncesinde, (Türkiye ile de görüşmeleri kesme yanlısı olan) Avrupa’nın Atlantikçi odakları da harekete geçti.

Şi’nin ziyareti öncesi 21 Mart’ta Brüksel’de Çin ile Kuşak ve Yol konulu toplanacaklar.

Maksat AB’de bu konuda bir ortak strateji belirlenmesi. Yani sansürlemek.

Ancak ABD ve hempaları ne kadar uğraşsalar boşuna, Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya, Rusya ile enerji, Çin ile ticaret işbirliğini her geçen gün derinleştiriyor.

Almanya’nın Ruhr Vadisi’nde yeni İpekyolu rotası Duisburg’a çıkıyor.

11 bin kilometrelik Yuxinou Kargo Konteyner Tren rotası, 2014’ten beri Çongking’den, Kazakistan, Rusya, Belarus ve Polonya üzerinden Duisburg’a mal akışını sağlıyor.

ABD Çin ticaret savaşında ateşkes görüşmeleri de Washington’un aşırı şartları yüzünden akamete uğradı.

Çin Siyasi Danışma Meclisi Başkan Yardımcısı Zang Qingli, “Çin kimse ile ticaret savaşı istemiyor ancak her türlü savaşa da hazırdır. ABD görüşmelerde istedikleri yapılmazsa ticaret savaşını daha da keskinleştirme tehditleri savuruyor” dedi.

Reklamdan sonra devam ediyor 

ABD’nin tehdit konuları arasında, Çin’in Huawei 5G gibi yüksek teknoloji sistemlerine baskı uygulanması gibi kabul edilemeyecek şartlar var.

Trump, Rusya için 95 yaşındaki Kissinger’ı, Çin için 98 yaşındaki Marshall’ı, Venezuela için ise nispeten genç 71 yaşındaki eli kanlı Elliott Abrams’ı göreve çağırıyor.

Rusya ile nükleer füze anlaşmasından çekiliyor, Çin’e ticaret savaşını sertleştiriyor, Venezuela’da rejim değişikliği için kongreden 500 milyon dolar istiyor.

Trump, Venezuela ve İran ile yakın duran Türkiye’yi ve tüm Avrupa’yı tehdit ediyor, haraç istiyor.

Almanya ise ABD’nin "Huawei 5G’yi kullanmayın" tehditlerine pabuç bırakmıyor, "Çin’i projemizden çıkarırsak ekonomik zarar görürüz" cevabını veriyor.

Çöküş görüntüsü veren Amerikan İmparatorluğu, “zor oyunu bozar” debelenmesi içinde bir görüntü sergiliyor.

Sürekli tehdit, şantaj, zorbalık, çirkeflik...

Oysa Çin ve Rusya ortak ve küresel kalkınma işbirliği politikası yürütüyor.

En önemlisi de artık Çin ve Rusya denizlerin önemini her bakımdan fark etmiş durumda.

Rus donanması sıcak denizlere iner, okyanuslarda devriye atarken, Çin donanması da benzer hareket tarzını benimsiyor.

Daha da önemlisi tüm dünya deniz ticaret yollarında artık Çin gemileri ve konteynerleri var.

HİNDİSTANPAKİSTAN KRİZİNE TÜRKMEN ÇÖZÜMÜ

Son olarak HindistanPakistan Keşmir krizinde de Rusya ve Çin devreye girdi.

ÇinPakistan Ekonomik Koridoru’nu (KvY kapsamındaki) engellemek için tezgahlanan Amerikan oyununu bozan hamle ise Türkmenistan ve Pakistan arasında imzalanan yeni bir anlaşmayla geldi.

Türkmenistan’dan Pakistan’a Afganistan üzerinden fiber, nakliyat ve enerji koridoru açılması projesiyle, Hindistan’ın Rusya ve İran ile NSTC (North South Transport Corridor/Kuzey Güney Nakliye Koridoru) projesi örtüşüyor.

Hatta Pakistan’ın yer aldığı birincisi mesafe ve maliyet bakımından Hindistan’ın önüne geçiyor.

Bu durumda Hindistan’ın Çin ile rakip değil, Kuşak ve Yol’da TürkmenistanPakistan arasındaki bu yeni kuzeygüney nakliyat koridoru projesine katılması çok daha akılcı olacak.

Türkiye’nin de Avrasya geleceği içindeki onurlu yerini alması ve bir an önce Kuşak ve Yol projesine, İtalya’nın yaptığı gibi tüm gücüyle katılması lazım.

S400 alıyorsanız, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olmalısınız, Kuşak ve Yol’un en kritik Orta Koridor ülkesi olarak ABD tehditlerine karşı Asya kalesini de arkanıza almalısınız.

Atatürk’ün bölge merkezli dış politika, ulusal ekonomi programı ile hareket edip, milli hükümet, yerli savunma, mavi vatan anlayışıyla bölgeye ve okyanuslara çıkmalısınız.

Jeopolitiğin gereği budur.

KAYNAKLAR:

Mavi Uygarlık, “Türkiye Denizcileşmelidir” – Cem Gürdeniz (Kırmızı kedi yayınları)

https://www.globalresearch.ca/sinoustradewar/5671106

https://www.globalresearch.ca/centcomscpec/5671108

https://www.globalresearch.ca/usprotection/5671315

https://sputniknews.com/business/201903141073226734huaweihermanyusspat/

https://www.asiatimes.com/2019/03/article/marcopoloisbackinchinaagain/

“Xi Visiting Italy is The 21st Century Version of Nixon’s Visit to China” Adam Garrie/Eurasia Future

“A PakistanTurkmenistan Transport Corridor Could Severely Undercut India’s Zero Sum NSTC Dreams” Adam Garrie/Eurasia Future