Türkiye’de üzerinde çok konuşulan, fakat az bilinen bir konu var: Fener Rum Patrikhanesi ve onun “ekümenikliği” konusu.
Patrikhanenin, 1453’ten beridir Osmanlı Devleti/Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olmasına rağmen, Türkiye’de Ortodoks kiliselerinin tarihi, Fener’in diğer kiliselerle ilişkileri konusunda çok fazla çalışma yok.
Patrikhanenin “ekümenikliği” konusuysa, dini olmaktan çok, siyasi bir konu.
ABD’yle Rusya arasında Doğu Avrupa ve Akdeniz havzasında güç mücadelesinin giderek kızıştığını, Karadeniz’de suların giderek ısındığını görüyoruz. Nisan ayında Ukrayna nedeniylew ABDRusya ilişkilerinin nasıl bir krize sürüklendiği, “acaba Rusya’yla Ukrayna arasında savaş mı çıkıyor” sorularının sorulduğu, hatırlardadır. ABD’yle Rusya arasındaki nüfuz mücadelesi, Joe Biden’ın bu yıl başkanlık koltuğuna oturmasıyla, daha da kızıştı.
İşte Fener Rum Patrikhanesi, ABD’nin 1940’lardan bu yana Rusya’ya karşı yürüttüğü bu mücadelenin dini ayağını oluşturuyor. Doğu Avrupa ve Akdeniz havzasındaki Ortodoks nüfusun etki altına alınması konusunda ABD, 1940’ların sonlarından beri Fener Patrikhanesi’ni kullanmaya çalışırken, Kremlin yönetimi de (eski Sovyetler Birliği, şimdiki Rusya Federasyonu yönetimi), Moskova Patrikhanesi’ne destek veriyor.
ABD’nin Fener Patrikhanesi’ne verdiği bu destek, gayet açık nitelikte: 1948’de ABD’nin girişimiyle Fener Patrikhanesi’nin başına getirilen ABD Ortodoksları’nın başı Athenagoras, Amerika’dan İstanbul’a, ABD Başkanı Harry Truman’ın özel uçağıyla gelmişti. Athenagoras, yıllar sonra verdiği bir röportajda, “ben, Truman Doktrini’nin dini ayağını oluşturuyordum”, diyecekti.
Aslında, bu kadar uzağa gitmeye de gerek yok: ABD yönetimi, Fener Patrikhanesi’nin Ukrayna’yı kendi dini alanına almasına açık destek verdi. ABD’nin bir önceki dışişleri bakanı Mike Pompeo, geçen yıl kasım ayında Türkiye’ye geldiğinde, hiçbir Türk devlet yetkilisiyle görüşmezken, sadece ve sadece, Fener Patirği Bartholomeos’la görüştü. Yine Kasım ayında ABD’de cumhurbaşkanlığı seçimlerini Joe Biden’ın kazandığı belli olunca, resmi sonuçların açıklanmasını bile beklemeden Biden’ı “hür dünya” adına tebrik eden kişi, Patrik Bartholomeos idi.
ABD, Türkiye’den, Fener’i “ekümenik” olarak tanımasını, yani, Ortodoks dünyasının lideri olarak kabul etmesini istiyor, fakat aslında Ortodoks dünyası, Fener’i lider olarak tanımıyor. Fener, diğer Ortodoks kiliseleri tarafından, sadece, eşitler arasında birinci olarak tanınmakta.
Gazeteciyazar Deniz Berktay’ın yeni çıkan “RusyaBatı Çatışmasında Fener Rum Patrikhanesi” adlı kitabı, bütün bu konuları ayrıntılı şekilde gözler önüne seriyor. Kitap, Ortodoks kiliselerinin genel yapısını, Fener’in (tarihsel adıyla İstanbul Patrikhanesi’nin) nasıl ortaya çıktığını ve hangi şartların sonucunda zamanla güçlendiğini, diğer kiliselerle ilişkilerini, Türkiye’de bu zamana kadar en ayrıntılı şekilde inceleyen bir eser niteliğini taşıyor. Bunların yanında, dinin Rus ve Ukrayna milli kimliklerindeki rolü, Ruslar’la Rumlar arasındaki çatışmaları yine bu kitapta öğrenme imkanı var. Öte yandan bu kitapta, ABD’nin “ılımlı İslam” projesine benzer bir “ılımlı Ortodoksluk” yaratma gayretini görüyoruz.
Öte yandan, Ukrayna’nın neden Fener’le Moskova arasındaki ilişkilerin kopmasına neden olduğunu, Ukrayna’nın hem bu iki kilise hem de ABD ve Rusya için taşıdığı önemi, bu kitapta görüyoruz.
14 yıldan beri Ukrayna’da gazetecilik yapan ve Doğu Avrupa ülkeleri ve Ortodoks kiliseleri hakkında makaleler yazan Deniz Berktay’ın bu kitabı, onun Ukrayna’da bölge siyaseti ve Ortodoksluk konusunda yıllardan beri yürüttüğü araştırmanın ürünü. Kitapta bölümlerin sonlarında özetlerin olması, kitabı okumayı daha da kolay kılıyor.
Deniz Berktay’ın bu kitabını, Fener Patrikhanesi ve Ortodoksluk hakkında bilgi edinmek isteyenlere, Rusya, Ukrayna ve Doğu Avrupa’nın siyasi gelişmelerini anlamak isteyenlere ve ABD’nin dini nasıl kullandığını görmek isteyenlere tavsiye ederiz.
Kitabı, indirimli olarak, Cumhuriyet Yayınları’nın internet sitesinden temin edebilirsiniz: https://www.cumhuriyetkitap.com.tr/rusyabaticatismasindafenerrumpatrikhanesi