KAAN ARSLAN
Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Din Özgürlükleri Komisyonu 2022 Yıllık Raporu yayınlandı. 25 Nisan’da yayınlanan raporda ABD hükümetine, yurt dışında din veya inanç özgürlüğünü teşvik etmesine yönelik tavsiyelerde bulunuluyor.
Komisyon’un resmi internet sitesinde 2022 raporuna ilişkin verilen özet bilgide, Çin’in Uygur soykırımı yaptığı iddiası yinelendi. Raporda, Dışişleri Bakanlığı'nın en yüksel organlarından Uluslararası Din Özgürlüğü Ofisi ve İzleme Özel Elçiliği Ofisi yetkililerine, “Antisemitizmle Mücadele ve Din veya İnanç Özgürlüğü” konuları doğrultusunda Türkiye'ye seyahat etmeleri önerildi.
“Dünya çapında din özgürlüğünü en kötü şekilde ihlal edenlere odaklama” amacıyla hazırlandığı öne sürülen raporda Türkiye ve ABD emperyalizmine direnen ülkeler hedef alındı.
Raporda Türkiye’ye ilişkin 2 sayfalık değerlendirme yapılırken terör örgütü YPG, Türkiye’deki azınlıklar, S400’ler ve Osman Kavala ile Fener Rum Patrikhanesi’ne yönelik vurgular dikkat çekti.
ASYA ÜLKELERİ ‘ÖZEL’ LİSTEYE
Komisyon, raporda incelenen ülke, örgüt ve kuruluşları üç listeye ayırdı. Bu listeler Özel Endişe Arz Eden Ülkeler, Özel İzleme Listesi ve Özel İlgi Alanı Olarak Tanımlananlar şeklinde belirtildi. Bu listelerden “Özel İzleme Listesi”ne Türkiye de eklendi.
Komisyon, ABD Kongresi ve Dışişleri Bakanlığı'na “Özel Endişe Duyulan Ülkeler” listesine eklenmesini için Afganistan, Burma, Çin, Eritre, Hindistan, İran, Nijerya, Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti), Pakistan, Rusya, Suudi Arabistan, Suriye, Tacikistan, Türkmenistan ve Vietnam’ı önerdi.
Özel İzleme Listesi’ne dahil edilmesi için ise önerilen 12 ülke arasında Türkiye de yer aldı. Listede Cezayir, Küba, Nikaragua, Azerbaycan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Endonezya, Irak, Kazakistan, Malezya, Türkiye ve Özbekistan yer aldı.
‘YPG PKK İLE AYNI KEFEDE DEĞİL’
Raporda ABD, Suriye’de Rojava olarak ayrı bir bölge tanımlandırdı. Bölgede yer alan YPG ile PKK’nın aynı kefeye koyulmadığı da açıkça belirtildi, Türkiye’nin bu bölgedeki terörle mücadelesi “saldırganlık ve işgal” şeklinde yıpratılmaya çalışıldı:
“Türk hükümeti, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (Rojava) terörist grup PKK ile yanlış bir şekilde aynı kefeye koymakta da ısrar etti. Türkiye, SDG'nin bir bölümü olan Halk Koruma Birimleri (YPG) de dahil olmak üzere diğer Suriyeli Kürt ve Arap aktörlere karşı benzer terör suçlamalarında bulundu.”
‘SİVİL KATLİAMI’ SÖYLEMİNDE ISRAR
Türkiye’nin terörle mücadelesine yönelik karalama iddialarından “sivil katliamı”, bu raporda da yer aldı. Raporda YPG’ye yönelik operasyonlar için şunlar kaydedildi: “Türkiye, kuzey ve doğu Suriye'de Rojava’yı ve din özgürlüğünü tehdit etmeye devam etti. Doğrudan Türk işgali ve kuzey Suriye'deki askeri saldırıların yanı sıra Türkiye destekli muhaliflerin operasyonları, savunmasız Ezidi, Hıristiyan ve Türkmen bölgelerini harap etti. Eylül ayında Kuzeydoğu Suriye'deki Rojava/SDG bölgelerine yönelik Türk hava saldırıları ve bombardımanı, Hristiyanların çoğunlukta olduğu Tel Tamer kasabasının birçok sakinini yerinden etmeye zorlayan bir saldırı içeriyordu.”
Öte yandan Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarının Irak ve Suriye'de dini açıdan istikrarsızlaştırıcı koşullara neden olduğu da iddia edildi.
Raporda Türkiye’yle ilgili bir başka iddia da azınlıklara yönelik saldırganlık olduğuydu. Türkiye’deki en büyük azınlığın Aleviler olduğu belirtilen raporda, Alevilere “Vandalizm” seviyesinde saldırıların olduğu öne sürüldü. Alevilere yönelik şu ifadelere yer verildi:
“Aleviler geçmiş yıllarda olduğu gibi bir dizi tehdit edici olayla karşı karşıya kaldı. Ağustos ayında, Alevilerin ibadethanesine baskın düzenlendi ve bazı Alevilerin evleri işaretlendi. Adana ve Yalova illerinde bazı ibadethaneler tahrip edildi.”
S400 VE KAVALA VURGUSU
Raporun dikkat çeken noktalarından biri de S400 ve Osman Kavala vurgusu oldu. Türkiye’nin AİHM kararlarına uymadığı belirtilirken şu vurgu yapıldı: “Rus S400 füze sisteminin satın alınması ve temel insan hakları ve özgürlükler konusunda ihmaller devam etti. Ekimde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin ABD Büyükelçisini sınır dışı etmekle tehdit etti. Türkiye, David M. Satterfield, dokuz diğer büyükelçi ile birlikte, haksız yere hapsedilişinin dördüncü yıldönümünde Türk hayırsever Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısında bulundu.”
FENER PATRİĞİ'NİN TALEPLERİ DE RAPORDA
Ekim 2021’de ABD Başkanı Biden’ı ziyaret eden Fener Rum Patriği Bartholomeos’un talepleri de raporda yer aldı. Patrikhane için hukuka aykırı olarak “Ekümenik” ifadesi kullanılırken Heybeliada Ruhban Okulu konusu burada da gündeme getirildi. Raporda Patrikhaneye ilişkin şu ifadeler kullanıldı:
“Türk hükümeti, Ekümenik Patrikhanenin okulu, Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmaya izin vermedi, zorunlu askere gitmek istemeyenleri de mahkum etti.
“ABD hükümeti din özgürlüğü konusunda daha güçlü bir duruş sergiledi. Haziran ayında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapanışının 50. yılı münasebetiyle bir basın açıklaması yaptı. Türk hükümetine çağrıda bulunan Price, din veya inanç özgürlüğüne saygı duyulması, okulun yeniden açılması için izin verilmesi ve tüm dini grupların din adamları yetiştirmesine izin verilmesini söyledi. Ekimde, Başkan Joseph R. Biden, Kutsal Hazretleri Ekümenik Törenine ev sahipliği yaptı. Dışişleri Bakanı Antony J. Blinken da Ekümenik Patrik ile bir araya geldi. Patrik ziyareti sırasında ABD'nin din konusundaki endişelerinin altını çizildi. Partik, Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması ve Türkiye'deki azınlıkları ABD hükümetinin önceliklendirmesini istedi.”
ABD KONGRESİNE ‘ÖNERİLER’
Raporun Türkiye’yle ilgili öneriler bölümünde ABD Kongresi’ne şu tavsiyelerde bulunuldu: “Türkiye'nin muamelesi dikkate alınmalı. Dini azınlıkların insan hakları sorunlarının devam etmesi durumunda ABDTürkiye ikili ilişkileri değerlendirilmeli. Türkiye'de 2021 İnsan Haklarının Geliştirilmesi Yasası ve Türkiye ve Ekümenik Patrikhane 2021 Din Özgürlüğü Yasası çıkarılması için görüşülmeli.”Aydınlık