2018 yılını geride bırakırken Türkiye’nin yürüttüğü terörle mücadele ve bölgesel işbirliğindeki ilerleme 2019’a umutla bakmamızı sağlıyor. ABD’nin Suriye’den çekilmek zorunda kaldığı, PKK’nın son demlerini yaşadığı ve Avrasya ittifakının güçlendiği 2019 yılına hoş bulduk!

2018 yılını tek cümle ile özetle denilirse en doğru tarif ‘ABD’nin BOP’a, terörün bataklığa gömüldüğü yıl!’ olurdu. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye son darbeyi vurmaya hazırlanıyor, Suriye Ordusu ve milletinin büyük direnişi, TürkiyeRusyaİran ittifakının bozulmaz birlikteliği ABD’yi işgal ettiği topraklardan söküp atıyor. 2019 yılı artık etnik ve bölücü terörün hem yurtiçinden hem de sınırlarımızdan tamamen temizleneceği ve bölgesel ittifakın tam anlamıyla küresel güce dönüşeceği bir yıl olacak diyebiliriz.

NATO’YA SAVAŞ DERSİ

Ağustos 2015’te PKK’nın doğudaki birçok merkezde başlattığı hendek savaşından galip çıkan ordu ve güvenlik güçlerimiz 15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle etkisiz hale getirilmek istendi. 15 Temmuz 2016, Türkiye’nin dönüm noktası oldu. Halkın ve TSK’nın direnişiyle darbeyi bertaraf eden Türkiye darbeden bir ay sonra, 24 Ağustos 2016’da liberal ve muhalif kesimin ‘bataklık’ diyerek harekâta karşı çıktığı Suriye’ye Gaziantep’in Karkamış ilçesinden giriş yaptı. Sınırımızda ABD/İsrail eliyle oluşturulmak istenen terör koridorunun tamamlama halkası olacak AzezEl BabCerablus hattı 29 Mart 2017’de IŞİD’den temizlendi.

Sözde IŞİD ile mücadele adı altında Suriye’nin kuzeyini PKK/YPG’yle işgal eden ABD/NATO öncülüğündeki koalisyona ilk mesaj Fırat Kalkanı oldu. Bugün halen Suriye’de terör tehdidiyle mücadele ederken konvansiyonel kara birlikleri konuşlandırmama gibi bir çekincesi olmayan tek NATO üyesi ülke Türkiye’dir. ABD’nin ‘kara gücü’ olarak kullandığı PKK/YPG’ye sadece hava harekatları ile destek vermesini göz önünde bulundurduğumuzda TSK’nın 2016 yılındaki ElBab taarruzu, bir NATO ülkesinin büyük, konvansiyonel askeri birliklerinin IŞİD militanlarıyla doğrudan çarpıştığı savaş olma özelliğini koruyor.

İŞGALCİLERE ‘HEZİMET’ DİRENENLERE ‘ZAFER’ YILI

Suriye’deki savaşın işgalci güçler için ‘hezimet’ direnen güçler için de ‘zafer’ yılı ise 2018 oldu. Başarıyla yürütülen TürkiyeRusyaİran öncülüğündeki Astana süreci 2018 yılında siyasi açıdan meyvelerini verirken askeri birliktelik ise Suriye’deki ‘kurtlar sofrası’nı dağıttı.

2018’de sahadaki en büyük galip Suriye Ordusu demek yanlış olmaz. 2011’de Batı’nın Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme projesi olan ‘Arap Baharı saldırısı’ altına giren Suriye, dört yıllık direnişinin ardından 2015’te Rusya’nın fiilen sahaya girmesiyle paramparça olmuş topraklarını kurtarma operasyonunu başlattı. 2017’nin son aylarında Suriye Ordusu, başkent Şam’ın Doğu Guta bölgesindeki İslamcı terör örgütü işgalindeki alana ablukayı sıkılaştırmıştı. 2018’in ilk aylarında da açılan insani koridorlarla siviller tahliye edildi, silah bırakan teröristler etkisiz hale getirildi, direnenler ise silahlı mücadele ile temizlendi. 21 mayısta Şam’ın çevresi, 1531 temmuz günleri arasında ülkenin güney illeri, Ürdün ve İsrail sınırı, tümüyle silahlı muhalif ve terör örgütlerinden temizlendi. Suriye Ordusu, 2018’de 185 bin 180 kilometrekarelik ülkenin yaklaşık yüzde 60’ında hakimiyet sağlarken, silahlı muhalif ve terör örgütlerinin kontrol alanı 21 bin 500 kilometrekare civarından 18 bine düştü.

ASTANA’NIN MEYVESİ: İDLİB

Astana süreci en önemli meyvesini İdlib’de verdi. 6 Eylül’de Tahran’da düzenlenen üçlü zirveye katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin sınır güvenliği ve mülteci akınını göz önüne alarak İdlib’de ateşkes çağrısı yaptı. 17 eylülde Soçi’de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya gelen Erdoğan, burada İdlib’deki ateşkesi korumak için Soçi Mutabakatı’nı imzaladı. Türkiye ve Rusya’nın garantörlüğünde, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ni çevreleyen hattın ağır silahlardan arındırılması için halen çalışmalar sürüyor. Türkiye’nin 12 gözlem noktası kurarak Suriye ve silahlı muhalif güçlerin çatışmasını engellediği İdlib için 2019 yılında önemli adımlar atılması bekleniyor.

ZEYTİN DALI ‘KORİDOR’ UMUDUNU BİTİRDİ

2018’in en önemli gelişmelerinden biri de TSK’nın Zeytin Dalı Harekâtı ile Afrin’i PKK/YPG işgalinden kurtarması ve ‘terör koridoru’na son noktayı koyması oldu. 72 savaş uçağının katılımıyla 20 ocakta başlayıp, 18 marttta tamamlanan operasyonla, 58 gün içinde Afrin ilçe merkezinin yanı sıra Bülbül, Racu, Şeyh Hadid, Şeran, Cinderes ve Mabatlı belde merkezleri teröristlerden temizlendi. Türkiye, harekatın tamamlanmasından sonra güvenliği güçlendirme, eğitim, sağlık, temiz su ve gıda ulaşımı alanlarında da Afrin’de çalışmalar yaptı. Afrinliler, PKK/YPG’nin altı yıllık baskı düzeninin sona ermesinin ardından memleketlerine geri döndü.

KAÇAKÇILIK HATTI KESİLDİ

Afrin’e yapılan harekâtla birlikte terör örgütünün Amanos dağlarını kullanarak Türkiye’ye sızmasına da son verildi. Terör örgütü için aynı zamanda Akdeniz’den Avrupa’ya ulaşma koridoru olan Afrin’in temizlenmesi ile birlikte batıdaki illerimizde terör eylemleri durma noktasına geldi. PKK/YPG’nin Avrupa’ya uyuşturucu kaçakçılığı olan bu hattın kesilmesiyle birlikte ekonomik anlamda çöküntü de hız kazandı.

GÖZLER O NOKTADA...

Artık gözler Fırat’ın doğusu ve Münbiç’te... 2018’in son ayının en önemli gündemi Erdoğan’ın ‘Fırat’ın doğusunu terörden temizleyeceğiz’ açıklamasıyla birlikte bu bölgeye kaydı. 19 aralıkta ABD Başkanı Donald Trump’un ‘Suriye’den çekiliyoruz’ açıklaması ise sahadaki satranç taşlarının sıradaki hamlesinin yeniden düşünülmesine yol açtı.

2019’un en önemli gündemi de yine Suriye olmaya devam edecek. Suriye’deki PKK/YPG varlığına baktığımızda, örgüt Ocak 2014’ten bu yana aldığı ABD desteğiyle iki yıl içinde ülkenin dörtte birini işgal etti. Tüm bu işgal alanı ile PKK/YPG, ABD’nin desteğiyle Suriye’nin enerji kaynaklarının yüzde 70’ten fazlasına hâkim konumda. Ülkenin elektrik ve sulama ihtiyacının yüzde 70’ini karşılayan barajlar da aralık 2015haziran 2017 döneminde ABD’nin hava desteğiyle örgütün eline geçti.

ABD terör örgütüne sadece hava desteği vermekle yetinmedi. Sözde IŞİD’le mücadele adı altında terör örgütüne 20 bin TIR’ın üzerinde silah, mühimmat ve zırhlı araç yardımı yaptı. Havadan yapılan yardımları da eklediğimizde bu sayı iki katına çıkıyor. Suriye’nin tamamında bulunan 23 askeri nokta ve hava üssü ile örgütü koruma altına alan ABD’nin direnci 19 Aralık 2018’e kadar sürdü. ABD Başkanı Donald Trump’un ‘IŞİD’i yendik, Suriye’den çekiliyoruz’ açıklaması ile tam anlamıyla şoke olan terör örgütü dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek işlere kalkıştı. ABD gitmesin diye terör örgütü yandaşları Aynel Arap’daki (Kobani) Amerikan üssüne yürüyüş yaparken, imza kampanyası da başlatmayı ihmal etmediler.

Bu yazı kaleme alınırken halen Suriye sınırına ve Fırat Kalkanı bölgesine hem TSK’nın hem de Özgür Suriye Ordusu’nun takviye sevkıyatları devam ediyor. ABD’nin PKK/YPG’yi yalnız bırakmasıyla olası operasyonun ilk noktası olacak Münbiç’ten kaçan terör örgütünün yerini Suriye Ordusu alıyor, şehir gerçek sahibine kavuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu gelişme üzerine yaptığı açıklamadaki bir kısım ise aslında bütün süreci özetler nitelikte: “Türkiye olarak bölgede her türlü gerekli adımı atmış vaziyetteyiz. Suriye’nin bölünmesine karşıyız. Hedefimiz, oradaki terör örgütlerinin çıkmasıdır. Örgütlerin çıkması halinde bize de yapacak iş kalmaz.”

Türkiye’nin terörle mücadelesi sadece Suriye topraklarıyla sınırlı kalmadı. Hem Irak’ın kuzeyindeki terör yapılanması hem de yurtiçindeki teröristler güvenlik güçlerinin balyozunu yedi. 2018 yılı verilerine baktığımızda terör örgütünün belinin kırıldığını açıkça görebiliyoruz. İçişleri Bakanlığının yürütülen operasyonlara ilişkin verilerine göre;

Yıl içinde 130 bin 640 operasyon düzenlendi.

24 ilde toplam bin 166 sığınak ve mağara imha edildi.

Çeşitli çap ve markalarda bin 474 silah, çeşitli çapta 19 milyon 292 bin 582 adet mühimmat, bin 590 el bombası ve 70 roketatar ele geçirildi.

Örgüte katılım son 30 yılın en düşük seviyesine ulaştı ve 2018 yılında örgüte katılan kişi sayısı 95’e kadar geriledi.

Bin 746 terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi. Bunlardan 107’si sözde üst düzey teröristler arasında bulunuyordu.

Uyuşturucuyla mücadeleye yönelik 2018 yılında 147 bin 562 operasyon yapılırken, yakalanan 203 bin 297 şüpheliden 22 bin 815’i tutuklandı.

Bu sayıya yurtdışındaki operasyonların rakamları eklendiğinde 2018 yılı içerisinde toplam 7 bin 378 PKK/YPG terör örgütü mensubunun etkisiz hale getirildiği görülüyor. Şu anda yurtiçinde kalan terörist sayısının 700’lere kadar gerilediği de biliniyor.

2019’DA TERÖRÜN KÖKÜ KAZINACAK

Tüm bu gelişmeler içinde yeni yıla başlarken artık Türkiye’nin terör sorunundan kurtulacağını açıkça görebiliyoruz. ABD’nin Suriye’den çekilme kararı yıllardır adım adım yürütülen Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) projesinin tarihin tozlu raflarına bir daha açılmamak üzerine kaldırıldığını gösteriyor. 2018’den 2019’a geçerken 2011’den beri Suriye’nin en büyük düşmanı olan Körfez ülkelerinin Esad’la el sıkışmanın yollarını aradığına şahit oluyoruz. Filistin halkı ve Lübnan Hizbullah’ının direnişi karşısında İsrail’in boyun eğeceği günlere bu yıl şahit olabiliriz. Zira Hamas’ın bu yıl içinde yaptığı son füze saldırılarında İsrail’in ‘delinmez’ dediği ‘Demir Kubbe’ hava savunma sistemi kevgire döndü. İsrail bu gelişme karşısında ateşkes ilan etmek zorunda kaldı. TürkiyeRusyaİran ve Irak’ın kurduğu ittifakın gizli üyesi Suriye’nin 2019’da masada direkt söz sahibi olacağı günler de yakında. Batı Asya’da kurulan bu ittifakın Çin’in de katılımıyla hem ekonomik hem de askerî açıdan küresel bir güce dönüşmesi karşı konulmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Suriye’de, İran’a yaptırımlarda, Avrupa’yı baskılamada yalnız kalan ABD için içe kapanış dönemi bu yıl daha da artacak. 2019 Doğu’nun daha da yükseleceği, Batı’nın ise Doğu ile ittifak arayışlarına girmesi gerekeceği bir yıl olacak.

Milli savunmada atak yılı

Türkiye’nin 2018’deki en büyük başarı gösterdiği alanlardan biri de savunma sanayi oldu. T129 ATAK helikopterinin ihracat anlaşmasından, Altay’ın tankının seri üretim aşamasına gelmesine, milli gemisavar füzesi Atmaca’dan, eğitim ve hafif taaruz uçağı HÜRKUŞ’a kadar büyük başarılar yakalayan Türk savunması 2019’a da büyük projelerle giriyor. 2019’un en büyük gelişmesi ise Türkiye’nin S400 hava savunma sistemine kavuşması olacak. Rusya’dan alınacak bu füzeler ile Türkiye’nin hava savunması NATO boyunduruğundan kurtulacak ve hava sahamız daha güvenli hale gelecek. ABD’nin yaptırım uygulamaması halinde ilk iki 5. nesil savaş uçağı F35’in de Kasım 2019’da Türkiye’ye gelmesi bekleniyor.