Batı Uganda’da insanlar ve primatlar arasındaki temasa odaklanan araştırma, Kovid19 gibi salgınlara dair dersler çıkarma ve yeni küresel salgınları önlemek için strateji geliştirme amacıyla yapıldı.
Stanford Üniversitesi’nde doktora adayı ve çalışmanın başyazarı Laura Bloomfield, “Kovid19 bize bir pandemiyi başladıktan sonra kontrol etmenin çok zor olduğunu öğretti” dedi ve ekledi:
Tekrarlayan pandemi olasılığını azaltmanın bir yolu, insanların vahşi hayvanlarla temas kurma potansiyelini azaltmaktır.
Uganda’da hızla büyüyen nüfus, daha fazla kişinin ailelerine bakmak için orman arazisinde yamalar açmasına neden oluyor.
Independent Türkçe’nin The New York Times’tan aktardığına göre insanlar, Dünya topraklarının üçte birini tarımsal amaçlı kullanıyor. Tropik ormanlar her yıl rekor seviyede veya rekor seviyeye yakın oranlarda yok ediliyor.
Örneğin Amazon ve Endonezya gibi bölgelerde soya veya palmiye yağı gibi ürünler yetiştirmek ya da sığır beslemek için el değmemiş yağmur ormanları yakılıyor. Son dönemde Brezilya Amazonundaki ormansızlaşma, Başkan Jair Bolsonaro yönetimi altında keskin bir artış gösterdi.
Standford’da dünya sistemleri alanında çalışan, araştırmanın yazarlarından Prof. Dr. Eric Lambin, hayvan kaynaklı ve ABD’ye özgü bir hastalık olan Lyme hastalığından bahsetti:
Hayvanların bizi enfekte ettiğini görüyoruz. Ancak bu çalışma ve diğer çalışmalar gösteriyor ki aslında onlara biz gidiyoruz. Biz onların yaşam alanlarına giriyoruz.
Uganda’da araştırmacılar, Kibale Milli Parkı yakınında yaşayan 900’den fazla kişiyle yapılan anketlerle uydu verilerini birleştirdi. Böylece insanlar ve vahşi primatlar arasında artan fiziksel etkileşimlere yol açan coğrafi faktörler ve davranışsal özellikler analiz edildi.
Kaydedilen insanprimat temasları arasında şunlar yer aldı: Ailesinin bahçesinde kazı yapan bir çocuk kara beyaz bir kolobus maymunu tarafından ısırıldı, ormanda kereste arayan bir adamın köpeği, dağ maymununu ısırdı ve bir kadın mısır ekinlerinde ölü bir Vervet maymunu buldu, bedenini temizledi.
Bu etkileşimlerin her birinin vahşi primatlardan insanlara atlaması için virüslere davetiye sunduğu ifade edildi.
Öte yandan araştırmacılar, en sağlıklı habitatlarda ve en yoğun primat popülasyonlarında en yüksek teması görmeyi beklerken tam tersini buldu. Orman adacıkları küçüldükçe insanlar vahşi primatlara daha fazla yakınlaşıyordu. Bu da insanlar ve primatlar arasında daha fazla etkileşime yol açıyordu. İnsanlar, kereste veya yiyecek bulmak için ormana giriyor ve maymunlarla şempanzeler de ekinler üzerinde ziyafet çekmek için dışarı çıkıyordu.
Florida Üniversitesi’nden söz konusu çalışmaya katılmayan Doç. Dr. Sadie J. Ryan, “Bunu açıkça ölçebildiler, bu harika” dedi.
Dünya çapında 1 milyon 876 bin 296 kişiyi etkileyen Kovid19’un da zoonotik hastalık olduğu biliniyor. Hastalığa neden olan koronavirüsün yarasa kaynaklı olduğu düşünülüyor.
Geçen ay hakemli bilim dergisi eLife’da yayımlanan bir çalışmada da hayvanların habitatlarının işgal edilmesine dikkat çekildi.
Araştırmacılar, yarasalardan insanlara sıçrayan hastalıkların genellikle habitatlarının işgal edildiği yerlerde gerçekleştiğini ve hayvanların stres altında olmasının virüs taşıyan daha fazla salya, idrar ve dışkı üretmeleriyle sonuçlandığını ifade etti.