ABD’de geçtiğimiz günlerde George Floyd isimli siyahi vatandaşın polis tarafından boğularak öldürülmesinin ardından başlayan eylemler, birçok eyalette şiddet ve yağmalama olaylarına döndü. Göstericiler Beyaz Saray önünde de eylem yaparken; ABD Başkanı Donald Trump eylemlerin ardından, terör örgütü YPG ile hareket eden Antifa’yı hedef göstererek “terör örgütü” ilan edeceğini duyurdu. Konuyla ilgili gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Eski Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanı Gürsel Tokmakoğlu ile Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar değerlendirdi.


ABD'de sular durulmuyor. George Floyd isimli siyahinin polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan eylemler, şiddet ve yağmalamaya dönüşerek farklı bir boyuta taşındı. Konuyla ilgili gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Eski Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanı Gürsel Tokmakoğlu ile Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar değerlendirdi.

ABD'DEKİ GÖRÜNTÜLER NE ANLATIYOR?
Tokmakoğlu:
 ABD'de öteden beri siyahi toplumla ilgili bir sorun vardı. Koronavirüs süreci içerisinde bu sorun yeniden tazelenmiş görünüyor. Özellikle yozlaşmadan bahsedebiliriz. Ama derin bir sosyal eşitsizlik kavramı üzerinde durmamız gerekiyor. Çünkü gelir dağılımı ve hakkın paylaşımı konusunda çok önemli sorunlar var. Öte taraftan sosyal güvenlik anlayışı bakımından çok büyük sorunlar var. Bunlar bu süreçte tekrar hatırlanmış oldu. Irkçılık ön plana çıktı. Temel sorunlardan bir tanesi de işsizlik. Bu ortam içerisinde, Hong Kong'da yaşananlar da ön plana çıktı.

Türkiye olarak bu konular bildiğimiz konular. ABD de biliyor. Özellikle terör bakımından çifte standartlarını biliyoruz. PKK'ya ve FETÖ'cülere verdiği destek. Bir de bu dönemde ABD'de seçimler var.

Abdullah Ağar: Elbette mesele tarihi bir boyutu var. Pandemiyle birleşen bir başka boyutu da var. 1400'lü yıllardan itibaren beyaz ırkın, siyah ırkı kendi menfaatleri doğrultusunda kullanması özellikle ABD toplumunda travmatik bir hafızaya denk geliyor. Gerek ekonomik, gerek sosyal, gerek psikolojik anlamda varlığını ve etkisini devam ettiriyor. ABD'deki pandemi meselesi son derece travmatik bir süreç izliyor. Zaten pandemi kendi karakteri içerisinde ürettiği korku ve endişelerle, güvensizlik ve belirsizliklerle insanlarda sosyolojik ve psikolojik bir travmaya sebep verdi.

YPG DESTEKLİ "ANTİFA" ABD'Yİ KARIŞTIRDI
Tokmakoğlu: 
Antifa'yı kısaca özetlersek, 1930'larda Avrupa'da Anti Nazi hareketi olarak solcu eksenin yarattığı bir fikir akımı ve sonrasında eylemlere dönüşen şekli var. 1980'lerden itibaren ABD'de de görmeye başladık. Antifa'nın terör örgütü olarak ifade edilmesi bir milattır. Mesela Ortadoğu kökenli radikal örgütleri, terörist olarak tanımlayan bir ülkeden bahsediyoruz. Kendi içerisinden ürettiği terörist, bu bağlamda yoktu. Bu dönemden sonra artık şunu söylememiz gerekiyor; ABD'de de terörist var. Kendi içerisinden de beslenebiliyor. Direkt olarak ABD'de artık bir terörist grup var. Ama şunu da işaret edelim; bunlar ABD'de demokrasinin tam değil eksikli bir demokrasi olduğunu ifade ediyor.

Ağar: Antifa ile birebir ilişkilendirilecek bir örgüt bilindiği kadarıyla yok. Bir zihniyet ve akımdan bahsediyoruz. Ama Trump'ın terörist olarak ilan ettiği bu zihniyet Suriye ve Irak'ta YPG/PKK ile iş birliği içerisinde. Hatta Türkiye, Trump'a da Sayın Erdoğan götürmüştü. "Bakın sizin iş birliği yaptığınız örgüt, sizin devletinizin kimyasına ters düşen bir zihniyetin türevi" Bunun üzerine Trump da bizim onlarla ilişkimiz iyi demişti. Yani menfaat eksenli davranmıştı. Şimdi de kendisi Antifa'yı terörist ilan etti. Bu nasıl bir stratejiye dönüşür zaman içerisinde gözlemlememiz gerekiyor.