ABD'nin Atina Büyükelçisi Geoffrey R. Pyatt, Yunanistan'ın MEGA TV kanalına verdiği röportajda, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki meşru haklarını hedef aldı. "Yunan sınırları değiştirilemez. Yunan egemenliği tartışılamaz" diyen ABD'li Büyükelçi, Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik anlaşmaya da atıf yaparak, "Washington’un bakış açısıyla, adaların, açık denizlerde de herhangi bir kıta bölgesi ile aynı haklara sahip olduğunu" ileri sürdü.
"Bunun gibi deniz sınırlandırma konularının, Türkiye'nin geçen yıl yaptığı gibi tek taraflı eylemlerle ele alınamayacağına inanıyoruz. Bu meseleler sadece diyalog yoluyla ele alınabilir" diyen Büyükelçi Pyatt, Yunan kanalına şöyle güvence verdi: "ABD'nin güçlü bir NATO müttefiki olmasına güvenebilirsiniz. Yunanistan ile ilişkilerimizin yanındayız."
Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimin şiddetlenmesi durumunda tek kazananın Rusya olacağını da ileri süren ABD'li Büyükelçi, "Herhangi bir gerginlik durumunda, tek kazanan ortak düşmanlarımızdır. Kazanan Vladimir Putin'dir" ifadelerini kullandı.
YUNANLAR NE İDDİA EDİYOR?
Büyükelçi Pyatt'ın da dillendirdiği Yunan tezi; tüm adaların kendi kıtasahanlığı olduğu iddiasına dayanıyor. Girit, Kerpe, Kaşot ve Rodos adaları ile Meis Adası'nın da kendi kıtasahanlığı olduğunu ileri süren Yunanlar, böylece Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki 100 bin kilometrekarelik deniz yetki alanını gasp etmeye çalışıyor.
BMDHS NE DİYOR?
1982 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuk Sözleşmesi (BMDHS) ise karşılıklı kıyıları bulunan ülkeler arasında deniz yetki alanı sınırlandırması yapılırken dört prensibe uygun hareket edilmesi gerektiğini vurguluyor. Hakkaniyet(1), coğrafyanın üstünlüğü(2), oransallık(3) ve kapatmama(4) prensiplerini ortaya koyan BMDHS ilkeleri gereğince, Doğu Akdeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülkesi olan Türkiye'nin, deniz yetki alanlarının da orantılı bir büyüklükte olması gerekiyor. Ortay hattın tersinde kalan Yunan adalarının ise yalnızca karasuyuna sahip olabileceği kesin olarak belirtilmiş.
ULUSLARASI ADALET DİVANI NE DİYOR?
Yunanistan’ın, Türkiye kıyılarına yakın konumdaki adalarına tam etki tanınması yönünde ileri sürdüğü görüş, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) tarafından da bugüne kadar kabul görmemiş. Ukrayna ve Romanya arasında görülen benzer bir davada, Ukrayna’ya bağlı Serpents Adası’na, iki ülke arasındaki kıtasahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlandırmasında yer verilmedi. UAD tarafından verilen kararda, Serpents Adası’nın, sınırlandırmayla ilgili kıyılara dahil edilmemesi ve üzerinde esas nokta belirlenmemesinin en temel gerekçesi, coğrafyayı yeniden şekillendirmemek olarak açıklandı. Romanya’nın iddia ettiği, "Serpents Adası’nın, sadece 12 millik karasularına sahip olabileceği ve sınırlandırma hattı çizilirken esas nokta olarak kullanılamayacağı tezi" ise kabul edildi.
Ayrıca kararda, Libya ve Malta arasındaki kıtasahanlığı sınırlandırmasıyla ilgili karara da atıf yapıldı. Malta’ya bağlı Filfla Adası’nın etkisine ilişkin olarak, Kuzey Deniz Kıta Sahanlığı Davası’nda verilen kararda, "eşit uzaklık çizgisinin hakça olması bazı adacık, kayalık ve sahil çıkıntılarının orantısız etkilerinin bertaraf edilmesi noktasındaki önlemlere bağlı" denilmişti. Kararda Filfla Adası’nın Malta ile Libya arasındaki geçici orta hattın çiziminde dikkate alınmayacağına hükmedilmiş ve söz konusu Ada’ya sınırlandırmada etki tanımamıştı.
Divan kararında, Katar ile Bahreyn arasındaki sınırlandırma davasında da Qit’at Jaradah Adası’na sınırlandırmada etki tanınmadığına atıfta bulunuldu.
Uluslar arası Adalet Divanı'nın benzer anlaşmazlıklarla ilgili Türkiye lehine verdiği tam 17 karar bulunuyor.
SINIRLANDIRMA ANLAŞMASI PRENSİPLERİ
(1) Hakkaniyet (Karşılıklı kıyıları olan devletlerin denizleri adil bir biçimde paylaşımı anlamına geliyor.)
(2) Coğrafyanın Üstünlüğü (Sınırlandırmada ana karaların esas alınması, ortay hattın ters tarafında kalan adaların karasuları kadar deniz yetki alanına sahip olması anlamına geliyor.)
(3) Oransallık (Sınırlandırmada, devletlerin sahip olacakları deniz yetki alanlarının kıyı uzunlukları ile orantılı olması anlamına geliyor.)
(4) Kapatmama (Başka bir devletin kıyılarına yakın adaların bu kıyının denize açılımını engellememesi anlamına geliyor.)