Türkiye karşıtı tavırları ve açıklamalarıyla gündeme gelen İnsan Hakları Derneği, hazırladığı son raporunda Türkiye’yi Batı’ya şikayet etti. 'İnsan hakları savunucularının' Türkiye’de idari ve yargısal tacize uğradığı iddia edilen raporda Türkiye’ye baskı yapılması istendi
KAAN ARSLAN
İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları Savunucularının Korunması İçin Gözlemevi ve Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH) ile ortak hazırladığı “Prosedüre Boğup, Başarısızlığa Mahkûm Etmek: Türkiye’de Sivil Topluma Yönelik İdari Taciz” başlıklı raporda Türkiye’yi Batı’ya şikayet etti.
Raporda Türkiye’deki 'insan hakları savunucularına' “idari taciz” olduğu iddia edildi, Batı destekli kuruluşların aldıkları hukuki cezalara tepki gösterildi, Batı’nın açıkça baskı yapması istendi. 15 Temmuz 2016’dan sonra ilan edilen OHAL’in insan hakları ihlali yarattığı öne sürüldü. Öte yandan terörle ilişkili olduğu gerekçesiyle görevden alınan belediye yönetimlerinin yerine atanan kayyumlar da eleştirildi.
Raporun sonunda Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği (AB)'ne tavsiyeler yapılarak Türkiye’ye baskı uygulanması talep edildi.
PKK MEDYASINA SES OLDULAR
Barış İçin Akademisyenler’e hukuk yolunun yeniden açılması istenen raporda terör örgütü PKK’nın yayın organı JinNews’e erişimin engellenmesi yoluyla yargısal ve idari taciz yapıldığı öne sürüldü. Raporun ilgili kısmında, “2017 yılında, KHK ile kapatılan daha önceki medya kuruluşlarının devamı olarak kurulmuş bir Kürt kadın haber ajansı olan JinNews Nisan 2022’de 43. kez erişim engellemesine maruz kaldı. JinNews’in Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru hakkında ise henüz karar açıklanmadı. 231 Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu da haber ajansı hakkında suç duyurusunda bulundu. Ajansın muhabirleri ve editörleri hakkında 50’ye yakın ceza davası açıldı.” ifadelerine yer verildi.
Kuruluşların haksız şekilde terörle ilişkilendirildiği iddia edilirken, JinNews’in de aklanması gerektiği kaydedildi.
SOROS FONLARI SAVUNULDU
İstanbul Sözleşmesi'nin savunulduğu raporda Sözleşme'ye karşı tavır alan Türkiye, Macaristan, Polonya ve Romanya’ya tepki gösterildi. Türkiye’de faaliyet yürüten 28 kadın ve LGBTİ örgütün Batı destekli fonlardan yararlanmaları normalleştirildi, bu örgütlerin “idari tacize” maruz kaldıkları öne sürüldü.
Raporda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun George Soros’un başında olduğu Açık Toplum Vakfı ve Chrest Vakfı’ndan fon alan kuruluşlar için “kökleri dışarıda” açıklamasına tepki gösterildi. Yabancı fon alan kuruluşların “FETÖ, PKK, DHKPC” gibi terör örgütleriyle haksız şekilde ilişkilendirildiği de iddia edildi.
Öte yandan haklarında terörle ilişki olmaktan kapatma davası açılan Tarlabaşı Toplum Merkezi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na da sahip çıkıldı.
Raporda 'hayırsever iş insanı' olarak belirtilen Osman Kavala’nın dava süreci için “keyfi gözaltı ve tutuklu” ifadesi kullanıldı. Öte yandan Kavala için Türk mahkemelerinin tahliye çağrılarına uymamasının uluslararası alanda eleştirilmesine de yer verildi.
BATI’YA ŞİKAYET
Raporun “Sonuç ve Tavsiyeler” bölümünde Türkiye, Batılı devletlere şikayet edildi. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye baskı yapılması istendi.
Birleşmiş Milletler'e yapılan çağrıda, “Türkiye Hükümeti’ne hem özgül vakalar, hem de ihlal ve taciz iddialarına ilişkin daha geniş kaygılar hakkında yazarak ve dile getirilen tavsiyelerin yerine getirilip getirilmediğini takip ederek, tepki verilmelidir.” denildi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne “Avrupa Konseyi’nin diğer organları ve diğer uluslararası örgütlerle birlikte, sivil toplum aktörlerine ve İHS’lere yönelik idari tacizlere odaklanan kararlar alınmalıdır.” çağrısı yapıldı.
Öte yandan AB’ye “AB’den fon aldıkları için tacize uğrayan İHS’lere ve STÖ’lere özel koruma sunulmalıdır.” talebinde bulunulurken Ankara’daki AB Delegasyonuna, “Türkiye’deki İHS’lerin desteklenmesi ve korunması için AB yerel stratejisi, Türkiye Hükümeti tarafından hedef gösterilen İHS’lerin ve STK’ların davalarına düzenli katılım ve her düzeydeki yetkililerle bu davalar konusunda düzenli olarak iletişim kurmak da dahil olacak şekilde, tam olarak uygulanmalıdır.” tavsiyesi verildi.
‘TÜRKİYE’Yİ KINAYIN’
Son olarak AB’ye üye devletlere Türkiye’nin kınanması çağrısı yapıldı. Raporun ilgili bölümünde şöyle dendildi:
“ABTürkiye ilişkileri hakkında Konsey içinde konuyu gündeme getirerek genişletilmeli ve Türkiye’de sivil alanın daralması AB üyesi devletler tarafından, hem bu sıfatlarıyla toplu olarak, hem de Türkiye ile ikili diplomatik ilişkilerinde, kamuoyu önünde ve hep birlikte kınanmalıdır.”
AB’DEN FON DESTEĞİ
Öte yandan raporda uluslararası bağışçılardan desteklerini artırma çağrısı yapıldı.
58 sayfalık raporun girişinde Avrupa Birliği’ne desteklerinden dolayı teşekkür ediliyor. Raporun, AB fon desteği ile yürütülen “Türkiye’deki İnsan Hakları Savunucularına Kapsamlı Destek” programı kapsamında hazırlandığı da belirtiliyor.
Öte yandan raporda, Fransa merkezli İşkenceye Karşı Dünya Örgütü’ne de raporun basılmasına katkıda bulunduğu için teşekkürde bulunuluyor.
Aydınlık