Rüstem Şahin, 28 Haziran’da İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosuna ifade verdi. Şahin, Alihan Kuriş’in lideri olduğu cemaatin yıllar içinde FETÖ’ye hizmet eder hale geldiğini söyledi
Alihan Kuriş’in lideri olduğu Süleymancılar cemaatine yönelik şüpheli ölüm iddiaları yargıya taşındı. 45 yıldır Süleymancılar cemaati mensubu olduğunu belirten Rüstem Şahin, Ahmet Arif Denizolgun, Hasan Arıkan, Mehmet Arıkan ve Burhan Candemir’in ölümlerinin araştırılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu.
İstanbul’da yaşayan Şahin, 28 Haziran’da İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosuna’na ifade verdi. Cemaatin yıllar içinde FETÖ’ye hizmet eder hale geldiğini söyleyen Şahin, Süleymancıların Türkiye’yi tehdit ettiği konusunda uyardı. Şahin, “Fiili olarak cemaat içerisindeki yapılanmayı ve kimin ne görev aldığını bilirim.
17 Temmuz’da ikinci kez ifade veren Şahin, cemaatin lideri şu ihbarda bulundu:
“Eski Milletvekili Fatih Süleyman Denizolgun’un Facebook sayfasında iddia ettiği dokümanlar… Süleymanlı cemaati lideri Ali Erhan (Alihan) Kuriş’in eski bakan Ahmet Arif Denizolgun, Mehmet Arıkan, Hasan Arıkan ve Burhan Candemir’in katili olduğu iddia edilerek suçlanmaktadır. Bu cinayet davalarının açığa çıkması için isimleri geçen bu iki kişinin dinlenmesini ve bu olayın açığa çıkmasını saygılarımla arz ederim. Ben de Süleymanlı cemaati mensubuyum.”
DENİZOLGUN’UN İDDİALARI
Cemaatin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’ın torunu Fatih Süleyman Denizolgun, cemaatin kıdemli mensuplarından Hasan Arıkan ve Mehmet Arıkan’ın ölümlerinde şüphe olduğunu ileri sürmüştü.
1 Nisan’da sosyal medya üzerinden açıklama yapan eski AK Parti Milletvekili Denizolgun, cemaate ait olduğu bilinen Hisar Hastanesi’nde tedavi gören Hasan ve Mehmet Arıkan’ın, Alihan Kuriş’e biat etmedikleri için şehit edildiğini iddia etmişti.
Öte yandan Denizolgun, 27 Nisan’daki paylaşımında da Alihan Kuriş’in sekreteri Fahri Candemir’in babası Burhan Candemir’in Hisan Hastanesi’nde şüpheli şekilde öldürüldüğünü, katilin de Kuriş olduğunu ileri sürmüştü.
Denizolgun ayrıca, 2000 yılında hayatını kaybeden ve cemaatin o dönemki lideri olan Kemal Kacar’ın da şaibeli şekilde öldüğünü yazmıştı. Denizolgun, Kacar’ın ölümünden önce vasiyetini yazdırdığını, kendisinden sonra cemaati Mehmet Beyazıt Denizolgun’un yönetmesi gerektiğini belirttiğini söyledi. Ancak Kacar’ın şüpheli şekilde öldürülerek sahte bir vasiyet hazırlandığı, bunun ardından da cemaatin başına Ahmet Arif Denizolgun’un geçtiğini aktarmıştı.
ŞÜPHEYİ BAŞSAVCILIK TESPİT ETTİ
Aydınlık, 2016’da hayatını kaybeden Ahmet Arif Denizolgun’un ölümüyle ilgili savcılık soruşturma dosyasına ulaşmıştı.
Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı, 7 Eylül 2016’da hayatını kaybeden Denizolgun’un ölümünü şüpheli bularak bir bilgi notu hazırlamış ve burada “Ahmet Arif Denizolgun’un vefatının şüpheli olması sebebiyle başlatılan soruşturma kapsamında edinilen bilgiler ve belgeler şüpheli ölüm ihtimalini güçlendirmektedir.” denilmişti.
Bilgi notunda, “Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayene Tutanağı’na göre Ahmet Bey’in boynunun sol tarafında yaygın ekomotik alanlar olduğu tespit edilmiştir. İnternetten yapılan araştırmalarda ekomotik alan bir dış etkenle oluşan kanama/morarmaya maruz kalan bölgedir. Bu halde Ahmet Bey’in boğazının sıkılması, ağızburun kapatılmak suretiyle nefessiz bırakılması vb. saldırı ihtimali akıllara gelmektedir.” ifadeleri yer almıştı.