21. Yüzyıl Savaşlarının Cephe Hattı: Sosyal Medya
Ne kadar büyük işler yaparsak yaparım propagandasını yapmazsak bir anlamı yoktur. Çünkü, “propagandası olmayan iş yapılmamıştır.”
21. Yüzyıl Savaşlarının Cephe Hattı: Sosyal Medya
Erol Aslan
AKıL FiKiR KULüBü ÜYESi
Dünya tarihi, birçok savaşa şahit olmuştur. Tarih ilerledikçe savaşlarda kullanılan mühimmatlar değişmiş, yeni taktikler geliştirilmiştir. Gelişen teknolojiye ve yeni savaş taktiklerine göre ordusunu düzenleyen devletler savaşlardan galip çıkmış ve güçlenmeye devam etmiştir. Tabi geçmişten günümüze savaşların belirleyici unsurlardan birisi de propaganda olmuştur. Propaganda da zaman geçtikçe gelişmiş ve atılımlar göstermiştir. Gelişen propaganda taktikleriyle insanlar daha fazla etki altına alınmış ve yönlendirilmiştir. Hatta savaşlar içerisinde kendisine verilen değer zaman geçtikçe değişmiş ve artmıştır. Günümüzde ise propagandanın artan değeri sonrası artık ateşli silahları kullanmadan propaganda yoluyla çeşitli başarılar elde edilir ve yönlendirmeler yapılır hale gelmiş durumda.
Çelişkiler Derinleşti Dünya Değişti
Bugün dünya yeni bir dönemi yaşıyor. Emperyalizm her cephede çeşitli yenilgiler alıyor ve geri çekiliyor. Türkiye’de devrim oluyor tahlilimiz sadece ülkemiz için geçerli değil aynı zamanda dünyada da devrim oluyor. Dünya büyük bir değişim yaşıyor ve Atlantik’in çürümüşlüğüne karşı Asya’nın aydınlığı öne çıkıyor. Elbette dünyanın bu kopuş süreci kendiliğinden yaşanmadı ve bugün yine kendiliğinden ilerlemiyor. Emperyalizme karşı Asya devletlerinin vermiş olduğu silahlı ve ekonomik mücadele sonucunda emperyalizm büyük yenilgiler alarak geri çekiliyor. Elbette cephede verilen savaşın yanında birde cephe gerisinde verilen bir savaş var. Aslında cephe gerisinde verilen savaşta cephede verilen savaşla eşgüdümlü olarak ve birbirinin başarısını destekleyerek ilerliyor. Nasıl cephede verilen savaşın birlikleri, mevzileri, taktikleri varsa cephe gerisinde verilen mücadelenin de mevzileri birlikleri ve taktikleri var. Emperyalizm propaganda yoluyla yenilgisini gizlemeye çalışırken, Asya devletleri o yenilgiyi ortaya koyuyor.
Örgütlenme Sadece Sokaklarda Olmaz
Dünya üzerinde savaş taktikleri nasıl değişiyor ve gelişiyorsa elbette teşkilatların örgütlenme tarzları da bu süreç içerisinde değişimler gösteriyor ve gelişiyor. Değişen dünya düzenine ve koşullara uygun olarak kendisine yeni alanlar açan örgütlenmeler atılım gösterir. Önemli olan örgütlenme alanına uygun olarak çalışabilmektir.
Örgütlenme hayatın her alanında devam eder. Bir TGB’linin hayatında mesela; bir etkinlik sırasında buluştuğumuz arkadaşla yaptığımız sohbette, afişimizi asarken, bazen arkadaşlarımızla telefonda konuşurken siyasetlerimizi aktarma gayreti içinde oluruz. Fakat örgütlenme çalışması sadece sahada yaptığımız çalışmalarla kısıtlı kalmaz. Değişen dünya düzeninde örgütlenmenin en verimli alanlarından birisi sosyal medya haline gelmiştir.
Sosyal medyada varlık göstermek ile ilgili tartışmalarda hepimizin bildiği çeşitli yazılmamış kuralları sıklıkla dile getiririz. Görünür olmak adına günümüzde en çok kullanılan Instagram ve Twitter tarzı uygulamaları yoğun kullanmak, gönderileri beğenmek ve paylaşmak, siyasi tepkiler vermek, videolar üretmek… Bunlar hepimizin bildiği bir gerçektir fakat bunu bilmek bize bir kazanç getirmez. Önemli olan bu dile getirdiğimiz maddeleri hayatımızda yer vermektir. Etki alanımızı genişletirken artık hayatımızda doğallaşan bu alanlardaki varlığımızı silikleştirirsek görünürlüğümüz düşüyor demektir. Her gün siyaseten müdahale edebileceğimiz, fikirlerimizi dile getireceğimiz birçok olay oluyor. Kafamızdaki siyaseti bu konuya müdahale etmeye yönlendirmiyorsak, okula giderken fakülteye girmemiş gibi oluyoruz.
Sosyal medya paylaşımlarımızda beğeni, paylaşım veya görüntüleme sayıları sadece birer rakam değildir. O rakamlar siyasetlerimizin ulaştığı ve bizim tarafımızdan örgütlenebilecek insanlardır. Bu insanlara daha yoğun ulaşmak için en başta görevler bizlere düşer nasıl ki iletişim numarası olan bir ismi arıyorsak fikirlerimizin daha geniş kesimlere ulaşması için de gönderilerimizi yaymak zorundayız.
Buna ek olarak her sosyal medya alanın kendi dili vardır. Twitter kısa, öz ve direkt siyasetleri ortaya koyan, sıklıkla yapılan paylaşımlar ister. Uzun uzun anlatılan ve hedefi olmayan paylaşımlar etkisiz kalır yani atacağımız her tweet akıllı mühimmat gibi hedefi bulmalıdır. İnstagram ve Tiktok ise etkili görseller, kısa ama hareketli paylaşımlarla öne çıkar. Orayı kullanan insanlar kısa süre içerisinde istediğini almalı ve etkisinde kalmalıdır. Fakat tüm hesapların ve sosyal medya çalışmasının birinci ve kesin kuralı siyasetsiz paylaşımlar değil siyaset veren ve o siyaseti uzatarak değil kısa ve öz vermektir.
Gerçek Sosyal Medya Savaşçısı
Bugün savaşlar sadece hava kuvvetleri, kara kuvvetleri ve deniz kuvvetleri ile verilmiyor. Savaşın birde sosyal medya ayağı var. Orada olan savaş da en az sahada verilen savaş kadar önemli. Rakiplerimiz milyonlarca lira para harcayarak çalışma yürütürken bizim en büyük avantajımız azimli kadrolarımız ve siyasetlerimiz. Yani okullarımızda nasıl DEM/PKK propagandasına izin vermiyor ona karşı mücadele veriyorsak DEM’i meşru bir parti olarak gören ve onu öven paylaşımlar yapan çıkışlara karşılık vereceğiz. Nasıl ki Şeyh Sait’i savunan HÜDAPAR’a karşı pankart açarak sahada cevap veriyorsak, Şeyh Sait’i savunanlara sosyal medyada nefes aldırmayacağız. Unutmayalım, terörün ve destekçilerinin ne okullarda ne meydanlarda ne de sosyal medyada propaganda izni yoktur. Biz o propagandanın önüne sosyal medyada cepheye girerek dur diyeceğiz.
Siyasetlerimizin daha etkin ve daha hızlı hareket ederek yayılması için sosyal medya çalışmasıyla kendimize alan açmalı ve karşı kuvvetlerin yalanlarını ortaya çıkartmalı, yalan üretim merkezlerini etkisiz hale getirmeliyiz. Yapmamız gereken tek şey, neden örgütlendiğimizi ve mücadele ettiğimizi hatırlayıp sosyal medyanın gerçek bir mücadele alanı olduğunu farkına varmaktır.
Unutmayalım ne kadar büyük işler yaparsak yaparım propagandasını yapmazsak bir anlamı yoktur. Çünkü, “propagandası olmayan iş yapılmamıştır.”