İBB'DEN SIRRI SÜREYYA ÖNDER'İN DAMADINA İHALE
HİLAL KAPLAN / SABAH
İBB Başkanı İmamoğlu'nun, HDP'li Sırrı Süreyya Önder'in damadının şirketine yıllık 26 milyon TL'lik ihale verdiği ortaya çıktı. Daha önce de 455 PKK iltisaklıyı işe alıp İBB'yi "PKK Rehabilitasyon Merkezi"ne çevirdiği belirlenmişti. İmamoğlu'nun Diyarbakır ziyareti, Pervin Buldan'la fidan dikme gösterileri, Demirtaş övgüleri vb. de hatırlarsak, HDP'nin Kılıçdaroğlu'ndan çok İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemesi ihtimalinin sebebini görebiliriz. "İstanbul nimet" diyen İmamoğlu, "nimetin" aslan payını HDP'ye dağıtmaktan çekinmiyor.
ABD BÜYÜKELÇİSİ'NİN İMAMOĞLU İLGİSİ
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET
Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu’ndan vazgeçmiş değil. Ancak sadece Akşener değil, Amerikalıların da gönlünde Ekrem İmamoğlu’nun yattığı biliniyor. Akşener’le bu yıl içinde 3 kez görüşen Amerikan Büyükelçisi Satterfield, önceki gün Ekrem İmamoğlu ile görüştü. ABD Büyükelçisi 4 kilometre ötedeki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı değil neden 400 kilometre ötedeki Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etmeyi tercih etti? Çünkü Amerikalılar Kılıçdaroğlu’nu değil, Ekrem İmamoğlu’nu istiyor. Ha şimdi bana, Mansur Yavaş’tan da randevu talep ettik, yanıt bekliyoruz diyecekler. Doğru ama yanıtını onlar da bende biliyorum.
FİRARİ BAYDEMİR ŞİKÂYET ETTİ, NEDİM ŞENER'E SORUŞTURMA AÇILDI
NEDİM ŞENER / HÜRRİYET
Geçen günlerde yine karakoldan aradılar, Bakırköy Savcılığı’nın talimatıyla ifadeye çağrıldım. Şaşılacak bir durum yok, elbette hukuka saygım gereği gidip ifademi vereceğim. Şaşırtıcı olan şikâyet edenin kimliği ve şikâyet gerekçesiydi. Beni şikâyet eden, terör örgütünün en azılı sözcülerinden eski Diyarbakır Belediye Başkanı ve PKK’nın siyasi kolu HDP’nin eski milletvekili firari Osman Baydemir’miş! Şikâyetin gerekçesi de bir televizyon kanalında hakkında söylediğim sözlermiş. (…) Şikâyet dilekçesinin girişinde de, utanmadan “Baydemir’in insan hakları savunucusu olarak siyasi düşünce ve kanaatlerini paylaştığı” belirtilmiş. Oysa söylediği sözler düşünce ve kanaat değil, açıkça terör örgütü sözcülüğü ve bölücülüktür. Buna karşın savcılık, Osman Baydemir’in saçmalıklarını ciddiye alıp karakola yazı göndererek ifademi talep etmiş. Böyle bir durumda savcılığın Osman Baydemir’in kim olduğunu, ne yaptığını ve niçin nerede olduğunu araştırarak, takipsizlik vererek dosyayı kapatması gerekirdi. Hatta, savcılık, “... Orası Kürdistan’dır. Kürdistan bin yaşasın! İşgalciler bilmelidir ki şu an üzerinde misafir oldukları yeri ya Kürdistan olarak kabul edecekler ya da gelecekte Kürdistan’a komşu olacaklar” sözü üzerine Baydemir hakkında bölücülükten soruşturma açıp yargılanması için dava açmalıydı. Ama hukuk tersine işliyor işte... Bunun yerine tepki gösterdiğim için benim ifademi talep etmiş. Ben savcılığa yardımcı olayım: Osman Baydemir, PKK terör örgütü üyeliğinden hakkında davalar olan, örgüt propagandasından yargılanan, teröristlerin sözcülüğünü yapan, bunun için de yurtdışına kaçmış hakkında arama ve yakalama olan bir alçaktır. Şehitlerimizin kanıyla sulanan Türkiye topraklarının bir bölümüne, Anayasa ve yasalara aykırı biçimde bir başka isim vermek: “Teröristliktir, bölücülüktür, hainliktir ve elbette alçaklıktır.” Baydemir’e “alçak” demek hakaret değil, tespittir.