Darbe girişiminden 3 gün sonra şehit oğlunu toprağa veren Saadet Ergüven, 5 çocuğunun en küçüğü olan Niyazi'nin 'Ya asker ya da polis olacağım' diyerek büyüdüğünü ve girdiği sınavda Niğde Polis Meslek Yüksekokulu'nu kazanarak bu hayalini gerçekleştirdiğini söyledi. Ankara'dan önceki görev yeri olan Diyarbakır'da yaralanarak gazi olduğunu ancak mesleğini ve vatanını çok sevdiği için görevine devam ettiğini belirten anne Ergüven, Ankara'ya atandıktan sona Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sürekli Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın mitinglerinde görev aldığını söyledi.
Oğluyla en sonra Ramazan Bayramı'nda bir araya geldiklerini belirten Saadet Ergüven, "Bayramı bir sevinçle geçirdik. Sonra tekrar oğlum Ankara'ya göreve gitti ben de giderken Ayetel Kürsü'yü okudum hem kendine hem de arabasına üfledim. İşine başladı, Cuma Namazı'ndan sonra beni aradı, 'Anne nasılsın, bir şey istiyor musun?" dedi. İşte o son konuşmamız oldu. O gece akşam evine gelmiş, 'Niyazi görev var' demişler. Hemen evden çıkmış, arabasına binmiş. Evden çıkarken de, 'Bu ülkeyi size bırakacağımı mı sanıyorsunuz şerefsizler?' demiş. Sonra Gölbaşı Özel Harekât Dairesi'nin önüne gelmişler. Kendi de zırhlı arabanın içindeymiş yavrum, üstlerine bombayı atmışlar. Yavrum arabanın içerisinde orada şehit olmuş."
"CUMHURBAŞKANIMIZ EKRANLARDA SOKAĞA ÇAĞIRIRKEN TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU"
Darbe girişimi gecesinde oğlu Niyazi'ye ulaşmak istediğini ama başaramadığını belirten Saadet Ergüven, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Benim içimde öyle bir ateş var ki kimse söndüremiyor bu ateşi. Gelinim aşağıda televizyona bakıyormuş, darbe olunca telefonla sürekli aradık ama ulaşamadık. 'Anne Niyazi'nin orada patlama olmuş' dediler.
Buraya geldim televizyonu açtım Cumhurbaşkanımız ekranda milleti sokağa çağırıyor. Öyle deyince tüylerim diken diken oldu. Niyazi'yi aradım meşgule düştü telefon. Büyük oğlumu aradım, 'Niyazi'nin orada patlama olmuş' dedim. Evden çıktık kaymakamlığın oraya gittik herkes orada toplanmıştı. Geri eve geldim haber alırım ümidiyle. Büyük oğluma, 'Git emniyete oğlumdan haber alamıyoruz bir öğren ne olmuş?' dedim. Ama herkes duymuş da ben duymamışım.
Ancak öğleden sonra İsmet geldi, 'Niyazi yaralanmış' dedi. Emniyete gittik amcaları, dayıları, konu komşu herkes duymuş bana duyurmuyorlarmış. Hemen bir ambulans geldi. 'Bu neymiş' dedim, oysa bana gelmiş. 'Hani Ankara'ya gitmiyor muyuz?' dedim, sonra 'Niyazi şehit oldu' dediler. Ben kendimi yere çaldım 'Allah'ım beni de al' dedim. Dizlerimi vura vura kap kara etmişim. Burada günlerce ağladım, kendimi yukardan aşağıya atıp ölmek istedim."
"PKK'LISI, FETULLAH'I ÜLKEYİ PARÇALAMAK İÇİN VAR GÜCÜYLE ÇALIŞIYORLAR AMA BAŞARAMAYACAKLAR"
Darbe girişiminde bulunanlara da lanet okuyan Ergüven, "Darbeciler 'Ankara'yı bombalarsak her şey biter' demiş. O yavruları öldürdün, bitti mi her şey? Bitmedi. 5 tane çocuğum var. O çocuğum şehit oldu. Ötekileri de veririm, eşimi de veririm. Bu bayrağı indirmem, bu ezanı dindirmem. Bu ülke benim. Bu canım sağ olduktan sonra gelsin bir canım var canımı da alsın. Başka hiçbir şeyim yok ki benim. Hain ne istemiş ki bu ülkeden.
Tüfek bizim, uçak bizim, hepsi bizim vergilerimizle alındı. Kendi için mi alındı ki, şeytan. Allah cehenneme direk etsin onu. Ülkesine hainlik edeni Allah hiç affetmeyecek. O FETÖ şeytanı var ya cehenneme direk gidecek. Bu vatanın, bu milletin çilesi bitmiyor, böyle şeyler devamlı olacak. Vatan hainleri halen daha devam ediyor. Bir yandan PKK'lısı, bir yandan Fetullah'ı, bir yandan diğerleri bu ülkeyi parçalamak için var gücüyle çalışıyorlar ama inşallah başaramayacak, güçleri yetmeyecek. Yavrumun acısı bugünkü gibi duruyor, içerimden hiç gitmiyor. Bizim yüreğimize ateş düşürdüler. Allah onlarında ocağına da ateşler düşürsün."
"ONLAR AMERİKADA'Kİ EBU CEHİL'İN ASKERİ"
Baba İsmet Ergüven ise Niyazi'nin vatanına, bayrağına, dinine, diyanetine sağlam ve inançlı biri olduğunu söyledi. Niyazi ile her zaman gurur duyduğunu belirten baba Ergüven, "Çocukluğunda polis olmayı isterdi. Son sınıftayken 'Baba ben polisliği istiyorum' dedi. Ben de 'Tamam oğlum istediğin bölümü seç. Ne olacaksa o olur. Sen zannetme ki illa polis ölecek diye bir kural yok. Allah sana onu yazdıysa orada da verir, yolda da verir' dedim. 15 Temmuz'da da şehit oldu. Hain hainliğini her zaman yapacak. Onlara Allah o işi vermiş, onlar hainliğini yapacak. Bizim çocuklara da şehadeti vermiş, onlarda şehadetliğini yapacak. O hainlere, şerefsizlere ne denilebilir ki? Onlar zaten Ebu Cehil'in askerleri olmuşlar. Amerika'da Ebu Cehil var. Ona inanmış, onu sevmişler çare yok. Vatanını, bayrağını inkâr eden bir insana ne dersin ki, ne söyleyebilirim ona ki? Hain, haindir. Adı üstünde hain. Ebu Cehil askeri. Hamdolsun 15 Temmuz'da aynı Peygamber Efendimizin zamanındaki gibi silahı, topu, tüfeği yokken tankın önüne gidip savaştılar. Yaralandılar, şehit oldular, gazi oldular. Benim asker kıyafetini giymiş, benim silahımla, benim uçağımla benim çocuklarımın üstüne, kendi kardeşlerinin üstüne bomba attılar. Bunlara daha ne söylenir ki? Vatan haini" dedi.