FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde TBMM'yi bombalayan eski pilot Yüzbaşı Hüseyin Türk, ceza infaz kurumu idaresi tarafından tehlikeli tutuklu statüsü verilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Yüksek Mahkeme başvuruyu kabul edilemez buldu.

FETÖ/PDY silahlı terör örgütünü kurma veya yönetme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ile anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçlarından tutuklu bulunan Hüseyin Türk, Sincan 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulunun verdiği 2 Ağustos 2017 tarihli kararıyla tehlikeli tutuklu statüsüne alındı.

Hüseyin Türk, 22 Haziran 2020 tarihli dilekçe ile yeni infaz düzenlemesi kapsamında söz konusu kararın tekrar değerlendirilerek iptal edilmesini ve bu karara istinaden kendisine uygulanan kısıtlamaların kaldırılmasını talep etti. Ankara Batı 2. İnfaz Hakimliği 25 Haziran 2020 tarihli kararı ile talebi iki başlık altında inceledi. Türk'ün, kurulun 2 Ağustos 2017 tarihli kararının yeni infaz düzenlemesi kapsamında tekrar değerlendirilerek iptal edilmesi talebi, şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedildi.

İTİRAZ SÜRECİ

İnfaz hakimliği, Türk'ün tehlikeli tutukluluk hali sebebiyle uygulanan kısıtlamaların kaldırılması talebinin ise bu hususta değerlendirme yapılması ve karar verilmesi için kurula gönderilmesine karar verdi. Türk'ün, infaz hakimliğinin anılan kararına karşı yaptığı itiraz Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesince 10 Temmuz 2020 tarihinde reddedildi. İnfaz hakimliğinin, uygulanan kısıtlamaların kaldırılması talebini, bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi için kurula göndermesi üzerine kurul Türk hakkında 2 Ağustos 2017 tarihli kararın tekrarı mahiyetindeki 10 Temmuz 2020 tarihli kararı verdi. Türk'ün bu karara yaptığı şikayet, infaz hakimliğinin 18 Ağustos 2020 tarihli kararı ile reddedildi.

AYM'YE YAPTIĞI BAŞVURU

İnfaz hakimliği kararının gerekçesinde, tutuklunun işlediği isnat olunan suçun işleniş şekli, niteliğinin toplum içerisinde infial oluşturan bir suç olması, ayrıca cezaevi idaresinin yazısında tutuklunun kurumda barındırıldığı süre zarfında kapalı ziyaret sonrası odasına götürülürken üzerinde örgütsel not tespit edilmiş olduğu belirtildi. Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itiraz da 9 Eylül 2020 tarihli kararla reddedildi. Hüseyin Türk de ceza infaz kurumu idaresi tarafından tehlikeli tutuklu statüsü verilmesi nedeniyle özgürlük ve güvenlik hakkının, itiraz üzerine verilen kararların gerekçe içermemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği iddiasının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasının da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.

15 TEMMUZ’DAKİ EYLEMLERİ

Hüseyin Türk, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Meclisi bombalayan darbeciler arasında yer almıştı. Akıncı Üssü iddianamesine göre olay tarihinde Akıncı Üssü 141. Filo'da görevli olan Türk, darbe girişimine saatler kala eski yarbay Hakan Karakuş'un başkanlığındaki darbe toplantısına katıldı. Türk, Polis Özel Harekat Başkanlığını vurarak bir sivil ile 43 polisi şehit eden eski yüzbaşı Uğur Uzunoğlu'nun kullandığı uçağın ikinci pilotuydu. Daha sonra Akıncı Üssü'ne dönen Türk, bir süre sonra ikinci kez havalandı. Türk, "Aslan6" kodunu kullanan "930663" kuyruk numaralı F16 ile TÜRKSAT'a bomba attı. Can kaybının yaşanmadığı saldırıda 7 milyon liralık hasar oluştu. Türk, 03.24'te de Meclis'i bombaladı. Birer dakika arayla düşen bombalardan biri TBMM'nin ikinci katındaki Başbakanlık makam odasının bulunduğu bölümün üstüne, ikincisi ise makam odasına giden koridora isabet etti.

 

ÖRGÜTSEL NOT ELE GEÇİRİLDİ

Hüseyin Türk hakkında, koğuşunda bulunan motivasyon notu nedeniyle "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan fezleke de hazırlanmıştı. Sincan Cezaevinde infaz koruma memurlarınca koğuşta yapılan aramada Hüseyin Türk'ün bir kağıdı parçalara ayırarak çöp kutusuna attığının görülmesi üzerine durum cezaevi yönetimine bildirilmişti. Memurlar tarafından çöpten alınarak birleştirilen kağıt üzerindeki notun içeriğinin örgütsel doküman niteliğinde olduğunu tespit eden cezaevi yönetimi, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu. Başsavcılıkça başlatılan soruşturma kapsamında ifadesi alınan Türk, odada bulduğu notun kendisine ait olmadığını, disiplin cezası almamak için de yırtıp çöpe attığını iddia etmişti. Aydınlık Olcay Kabaktepe