Hazırlayan: Beyhan Korkman

'RUSYA’NIN KIBRIS’I TANIMASI İÇİN SURİYE POLİTİKASINDA DEĞİŞİKLİK GEREKİYOR'

ARMAĞAN KULOĞLU

Birleşik, Federe Kıbrıs çözümünden en fazla zarar görecek Rusya'nın ikna edilmesine yönelik bir politika olumlu sonuç verebilir. Prof. Dr. Hasan Ünal'ın da belirttiği gibi; "Birleşik Kıbrıs, önce AB, ardından da NATO üyesi olabilecektir. NATO'nun genişlemesine karşı mücadele veren, Ukrayna ve Gürcistan'ın üyeliğine de karşı koyan Rusya'nın, Kıbrıs'ın NATO'ya taşınmasına sıcak bakması, Suriye kıyılarındaki üslerine tehdit olacak, Doğu Akdeniz'deki stratejilerine darbe indirecektir. Bu nedenle Rusya'nın çıkarı KKTC'yi tanımaktan geçmektedir."

Rusya'nın tanıması için Türkiye'nin atacağı adımlardan birincisi, üzerinde ısrarla durduğum Suriye politikasındaki değişikliktir. Ortak noktamız, Suriye'nin siyasi birlik içinde toprak bütünlüğüdür. Kuzeydeki terör devleti oluşumu ortak tehdittir. İlişkileri yeniden sağlayıp, ortak çıkarlar yönünde anlaşmamız mümkündür. Göçmenler konusuna da çözüm getirilebilir. Kendisinden beklenen Rusya'nın da teşvikiyle KKTC'yi tanımak olacaktır.

Bir diğer adım, Kırım politikasında söylem değişikliğidir. Kırım Türkiye için tarihi öneme haizdir. Asıl olan buradaki Türklerin hak ve hukukunun, Özerk Cumhuriyet olarak yönetimdeki etkisinin, örf, adet ve geleneklerinin, yaşam özgürlüğünün, Türkiye'yle olan irtibatının güvenli bir şekilde devam etmesidir. Bunu, Ukrayna'yı gücendirmeden, Rusya'yla anlaşarak yapmak mümkündür. Kırım'ın Ukrayna toprağı olduğunu söylememek yeterli olacaktır.

Ayrıca ABD'nin başı çektiği, Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO üyesi yapılmasında Türkiye'nin ağır davranması ve bunu Rusya'ya göstermesi de faydalı olabilir.

"Kazan Kazan" esasına göre yürüteceğimiz bu politikalar karşılığında Rusya'dan beklenen, kendisinin de menfaatine olan KKTC'yi tanımasıdır. Rusya ve Suriye'nin tanıması, Türk Cumhuriyetlerinin elini rahatlatacak, dost ve kardeş diğer ülkelerin de önünü açacaktır.

SETA’NIN BAŞKANI ÇÖZÜM OLARAK SURİYE İLE İŞBİRLİĞİNİ YAZAMIYOR!

BURHANETTİN DURAN

1 Afganistan'dan gelen göç dalgasının kısa süreli olmayacağı öngörüsüyle yeni bir entegre politikası oluşturulmalı.

2 Suriyeli sığınmacılar ile Afganistan'dan gelen yasadışı göçün birbirinden bağımsız olduğu kamuoyuna anlatılmalı.

3 Kabil Havalimanı'nı açık tutma rolü ile yasadışı göçünün engellenmesi birlikte değerlendirilmeli.

4 Afganistan'ın derin bir iç savaşa sürüklenmemesi ve milyonların yollara dökülmemesi için diplomatik katkı verilmeli. Merkezi hükümet, yerel aktörler ve Taliban ile görüşülerek uzlaşıya varılması için çaba sarf edilmeli.

5 Ülkemize yasadışı göçü durdurmak için İran sınırında çok sıkı güvenlik tedbirleri uygulanmalı.

6 Tahran ile göç dalgasının İran'da karşılanması için iş birliği yapılmalı.

7 Muhalefet partilerinin genel başkanları sığınmacı/kaçak göçmen konusunu istismar etmeyi terk etmeli.

Bu mesele seçim kazanmak için kullanılırsa herkesi yakacak tehlikeli bir sarmala dönüşür.

8 Sığınmacılara yönelik saldırı ve ayrımcılığın suç olduğu sıklıkla vurgulanmalı.

Güvenlik güçlerinin yerini bireylerin ya da kalabalıkların alamayacağı hatırlatılmalı.

9 Afganlıların gelişi engellenirken, Suriyelilerin geri dönüşünü hızlandırmak için yeni adımlar atılmalı. Güvenli bölgelerin idari, askeri ve ticari yapısı yeniden ele alınmalı. Suriyeli siyasi aktörler güçlendirilmeli.

'MUHALEFETİN ARKASINDA ABD DERİN DEVLETİ VAR'

KURTULUŞ TAYİZ

Ülkedeki siyasi muhalefetin toplumsal çatışmayı körüklemek için elinden gelen her şeyi yaptığı açık açık görünüyor. Bu işleri gizli saklı da yürütmüyorlar; ana muhalefet partisi CHP'nin genel başkanı Kılıçdaroğlu, kendi sosyal medya hesabından rahatça yabancı düşmanlığını kışkırtabiliyor; İYİ Parti yöneticileri, milletvekilleri kendi sosyal medya hesaplarından her gün ayrı bir yalanı servis edebiliyorlar. 2023'e kadar böyle devam edecekler. Hiçbir ahlaki sınır tanımayacaklar. Türkiye'yi seçim öncesi büyük kaosa sürüklemek için her türlü provokasyonu yapacaklar. İktidarın, bütün bakan ve vekilleriyle beraber, var gücüyle bu süreci göğüsleyecek hazırlıkların içinde olması gerekiyor. Karşıda sadece muhalefet partileri yok; muhalefetin arkasında Amerikan derin devleti var. Akıl hocaları onlar. Yol haritalarını onlar oluşturuyor. Taktikleri onlar veriyor.

ÜMİT YALIM, ÇÖZÜMÜ NATO’DA GÖRÜYOR!

AHMET TAKAN 

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım da orduevi yasaklılar listesinde. Taburlar halinde Türkiye’ye sevk edilen Afgan göçmenler konusunda Ümit Yalım’ın görüşleri şöyle; “NATO birliklerinin çekilmeye başlaması ile birlikte Afganistan topraklarının yarıdan fazlası Taliban’ın kontrolüne girdi. Taliban’dan kaçan binlerce Afgan göçmeni İran üzerinden Türkiye’ye giriş yapmaya başladı. Türkiye, bu durumu öngörerek 14 Nisan 2021’de yapılan toplantıda NATO’nun Afganistan’dan çekilme kararını veto etmeliydi. Çözüm önerisi; Türkiye, NATO Antlaşması’nın 4. Maddesi’nden kaynaklanan hakkını kullanarak NATO’yu olağanüstü toplantıya çağırmalı, NATO birliklerinin Afganistan’da yeniden görevlendirilmesini sağlamalı ve Türkiye’ye yönelik Afgan göçünü durdurmalıdır. Türk birlikleri, NATO birliklerinin Afganistan’a gelmesi halinde, NATO şemsiyesi altında ve muharip olmayan görevler üstlenmelidir.”

SÖZCÜ YAZARI GERİLİMİ KÖRÜKLÜYOR 

YILMAZ ÖZDİL

İki kaçak Suriyeli, başkent Ankara'nın göbeğinde, parktaki elektrik direğini tekmeliyor, bunu gören iki gencimiz “yapmayın” diye uyarıyor, vay sen misin uyaran, kaçak Suriyelilerden biri bıçağı çekiyor, ikisini birden deşiyor, göğsünden darbe alan 18 yaşındaki Emirhan ölüyor, 18 yaşındaki Ali Yasin yaralanıyor, Suriyeliler kaçıyor, bu olay gayet normal karşılanıyor, “sıradan bir sokak kavgası, üzerinde durmaya değmez” deniyor Mahalleli ölümün öfkesiyle sokağa iniyor, “üzerinde durmaya değmez” diyenler koro halinde bağırmaya başlıyor, “ırkçılık” diyor. Bizim öldürülmemiz normal. Gerisi ırkçılık yani. Gayet açık görülüyor ki. Kendi vatanımızda artık sadece Türk olmak suç.