Dış ticarette kuraldır. Ülkelerin ticaret yoğunlukları komşularıyladır. TÜİK kayıtlarına göre, Türkiye bu yılın ilk sekiz ayında 165.6 milyar dolarlık ihracat geliri sağladı. İthalata harcadığı tutar ise 239 milyar dolar oldu. İhracat gelirinin yüzde 2.77'si yani 4.58 milyar doları Rusya'dan sağlandı. İthalatın ise yüzde 16'ya yani 38.4 milyar doları Rusya'dan yapıldı. Toplam dış ticarette ilk yedi ayda Rusya'nın payı tek başına yüzde 10.6 düzeyinde. Rusya'dan yapılan ithalatta tutar anlamında enerji fiyatlarının rekor kırması yüzünden ciddi bir şişme var. İhracat cephesi ise Ukrayna savaşı yüzünden birkaç ay düşük seyretti. Ancak mayıstan bu yana hızlandı. Ocakta aylık bazda 300 milyon dolarlarda seyreden Rusya'ya ihracat TÜİK kayıtlarına göre ağustosta geçen yıla göre yüzde 110 artarak 950 milyon doları buldu. Süreç devam ederse yılsonuna kadar Rusya'ya ihracatta tek bir ayda bir milyar doların aşılması beklenebilir. Bu da yıl sonu toplam ihracatın 8 milyar doları aşması demek.

TLRUBLE POTANSİYELİ

İlk sekiz ayda ülkemize 3 milyondan fazla Rus turist geldi. Yılbaşında 12 aylık beklenti bu yöndeydi ama hedef 8 ayda aşıldı. Kişi başı yabancı turist harcaması dikkate alındığında yaklaşık 2.1 milyar dolar gelir demek. Eylül itibarıyla sayılar katlanmaya başladı. Rusya'dan gelecek turist sayısı ve elde edilecek gelir artacak.
Bunun yanında Türkiye ilk yedi ayda 69.7 milyon dolarlık ithalatın ödemesini Rus rublesi ile yaptı. Bunun yanında 187 milyon dolarlık ihracat bedelini de Rus rublesi ile tahsil etti. İki ülkenin ticareti dikkate alındığında, özellikle hem Rus hem de Türk hükümetlerinin milli paralarla ticareti artırma yönündeki niyetleri dikkate alındığında, bu tutarlar oldukça az. Bardağın dolu kısmına bakarsak ciddi bir potansiyel barındırıyor. Bu noktada ABD baskısı ile Türk bankalarının Rus ödeme sistemi MİR'i askıya alması bu vizyon ile ters. Türk bankalarının, Batılı finans devlerinin tehdidi ile böyle bir karar aldığı öğrenildi. Yıllık yarım milyar dolarlık bir işleme aracılık eden MİR de bütün bir finansal sistem dikkate alındığında atılan taş ürkütülen kuş misali feda edildi. Ancak bu karar bir kere daha tam bağımsız ekonominin neden gerekli olduğunu yüzümüze tokat gibi vurdu.

HEDEFLERE ANCAK
BÖYLE ULAŞILIR

Bu gelişmeler yaşanırken Türkiye çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Görev Holding'in girişimiyle Rusya Federasyonu Merkezi Hükümeti yetkilileri iktisadi işbirliğini geliştirmek üzere Türkiye'ye geldiler. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek'in davetiyle İstanbul'da düzenlenen istişare toplantısına Rusya Federasyonu Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin ve TürkRus iş insanları yoğun katılım gösterdi. 150'ye yakın iş insanının yer aldığı toplantıda iki ülkenin ihtiyaçları, karşılıklı beklentileri, iktisadi işbirliğini geliştirecek öneriler konuşuldu. “TürkiyeRusya Altın Fırsatlar Buluşması” adı altında yapılan toplantıda, yukarıda aktardığım tutarları katlayacak, iki ülkenin daha önce yıllık 100 milyar dolar olarak ilan ettiği karşılıklı ticaret hedefine ulaşmasını sağlayacak irade ortaya konuldu. O irade cesaretti. Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel'in de perşembe günü kaleme aldığı yazısında ifade ettiği gibi iki ülkenin ticaretinin gelişmesini engelleyecek gelişmeler o kapılardan içeri alınmadı. Rus Bakan Sergey Çeryomin, ABD’nin yaptırımlarından korkmadıklarını toplantıda ifade etti. O toplantıda Batı tehditlerinden korkmayanlar, “komşu komşunun külüne muhtaçtır” sözünden hareketle dış ticaretin altın kuralı olan komşularla ticaret yönünde iradelerini ortaya koydular.

ONLARDA HAM MADDE
BİZDE İSE SANAYİ VAR

Toplantıya katılan sanayicilerden Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu'na izlenimlerini sorduğumuzda şunları söyledi: “Konjonktüre uygun oldu. Gayet güzel bir ortam vardı. Rusya petrole sahip. Ana hedefi; doğal olarak, onu ham halde değil de işleyip satmak istiyor. Petrokimya ürünleri ve bundan sonra da son mamül olarak satmak istiyor. Bizim tarafta ise Avrupa'da Almanya'dan sonra en büyük plastik mamül üreticisi ülkeyiz. Rusya ile komşuyuz. Bizim kendi doğal kaynağımız ve petrokimyada ham maddeleri üretecek yeterli endüstrimiz olmadığı için yüzde 12 yerlilik oranı var. Ama Türkiye her türlü mamülü üretiyor. Bu anlamda petrokimyada iki ülke arasında ortaklık olabilir. Dünyaya mal satmak için iki ülke bir platform oluşturduğunda her iki taraf da kazanır ve dünya çapında güç elde edersiniz. Bunları toplantıda aktardım. Bu işbirliğini sağlama sürecinde karşılıklı uygulanan gümrükler varsa bunların kaldırılmasının faydalı olacağını söyledi. Salgın döneminde artan ham madde fiyatlarına karşı Çinli şirketlerle işbirliği yaptık. Tekeli kırdık. Çinliler ile dönemsel bir işbirliği idi bu ise kalıcı olur. Birbirini tamamlayan iki ülke küreselde büyük bir plastik mamül üretim havzası oluşturur. Sayın Rus Bakan da not altılar. Toplantı sonrası da daha sonra bizi ziyaret edeceklerini söylediler. Büyük bir potansiyel var.”

'KOMŞUNUZLA TERS DÜŞME LÜKSÜNÜZ OLMAMALI'

Toplantılar sonrası taraflar arasında bilgi akışı da sağlanırsa çok faydalı bir sürecin olacağını ifade eden Eroğlu, “Gayet güzel bir toplantı oldu. Ruslar yoğun katılım göstermiş. Bakan çok yapıcıydı. Doğu bey de iyi bir iş organize etmiş, toplantıyı değer üretecek şekilde yönetti. Değer üretme üzerine kurulması çok yerinde.” diye konuştu. Yaptırım tehditlerine yönelik sorumuzu da yanıtlayan Eroğlu, “Uzaktaki birinin sizinle kavga etmesi başka bir şey sizin komşunuzla kavga etmeniz başka bir şey. Birbirinize muhtaç olduğunuz bir noktada ters düşmeniz başka bir şey. Bunun ayırdına varmak lazım. Komşu ile ters düşme lüksü kimsenin olmamalı. Çok yıpratıcı olur. Bedeli ağır oluyor. Uzaktaki başka yan yana olduğun başka. Öteki türlü hepimiz zayıf kalırız. Akıl burada önde olmalı. Bugüne kadar ülkemizin izlediği yaklaşım da oydu. Savaşı kimse istemez. İş dünyasının görevi ülkenin çizdiği çerçeveye uyumlu şekilde işlerini yapmaktır.” mesajı verdi.

'TARİHİ BİR ADIM OLDU’

Toplantıya katılan iş insanlarından Ganda Şirketler Grubu Başkanı Ferhat Pazarbaşı, Rus muhataplara iki ülke ticaretini geliştirmek ve üçüncü ülkeleri de buna katmak için lojistik ağı güçlendirmek anlamında demiryollarını daha verimli kullanmalarını önerdi. Pazarbaşı, “Bu toplantı, iki ülkenin yeniden kendi potansiyel üretim güçlerini görmeleri ve bu güçleri birleştirecekleri yönünde irade beyan etmeleri açısından tarihi bir adım oldu.” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi, Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan ise, “Bizim konumuz gıda olduğu için orada zaman zaman teknik engellemeler oluyor. Bunlarla ilgili görüşlerimizi aktardık. Gıda kontrol kurullarının bürokratik engellerinin aşılması gerekiyor. Bu daha çok ihracatın önünü açar. Oradaki muhataplarımız bizden daha çok ürün istiyor. Ama bürokrasi bir engel. Toplantı olumlu geçti. Sıkıntıları aktardık sonuçların çıkmasını bekleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.  


Recep Erçin

Aydınlık