Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, başında ABD’nin bulunduğu 10 ülke büyükelçisinin Türkiye’nin egemenlik haklarını hiçe sayan ve Türk yargısına müdahale amacı güden küstâh bildirisi sonrası ‘istenmeyen adam ilânı’, Türkiye’deki Batı yanlısı medya kuruluşlarını rahatsız etti.
Yürütmenin başında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birinci ağızdan dile getirdiği ‘İstenmeyen adam ilân edilmesi talimatını verdim’ sözlerinin ardından, Atlantikçi medya hep bir ağızdan ‘Dışişleri’ fitnesine başladı.
Atlantik medyasının fitne girişimi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’nin kaos planı çerçevesi içerisinde bürokratlara yönelik yapmış olduğu ‘itaatsizlik çağrısını” akıllara getirdi.
Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen Karar gazetesi bugünkü manşetine “Dışişleri iki gün direndi” başlığını taşıdı.
Haberde, “Türkiye’nin kriz yüküne bir ‘katkı’ daha... Cumhurbaşkanı’nın 10 büyükelçi talimatı Batı dünyasıyla en ağır gerilimin fitilini ateşledi. Diplomasi uzmanları ‘İlişkiler çıkmaza girer, Ankara izole hale gelir’ uyarısı yaptı. Dışişleri bürokratlarının ise her konuda yansıması olacak ve faturası 84 milyona çıkacak vahim kararı frenlemek için 48 saat boyunca çaba harcadığı ortaya çıktı.” ifadeleri kullanıldı.
Karar gazetesi yazarı Hakan Albayrak, “Büyükelçiler bildirisi krizinin tırman(dırıl)madan bir an evvel sona erip gündemden düşmesini ve Kavala meselesinin demokratik hukuk devleti prensibi çerçevesinde Türkiye’nin kendi iç dinamikleriyle tatlıya bağlanmasına el verecek yeni bir ortamın en kısa zamanda oluşmasını temenni ederim vesselam.” sözlerine yer verdi.
Cumhuriyet gazetesi ise, Erdoğan’ın 10 büyükelçi hakkındaki ‘istenmeyen adam talimatı’ konusunda Dışişleri Bakanlığının formül aradığını öne sürdü.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Örsan Öymen de, bugünkü yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘istenmeyen adam ilan etme’ talimatının “vatanseverlik olmadığını” iddia ederek şu ifadelere yer verdi:
“Bu, iç politikada malzeme olarak kullanılmak amacıyla ortaya konmuş akıldışı bir şovenizmdir. Amaç, seçmenin bir kesiminin, gelişmiş ülkeler karşısında hissettiği eziklik duygusunu okşayarak oy toplamaktır.”
Yine Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı ise, Türkiye’nin içişlerine müdahale niteliği taşıyan bildiriyi hazırlayan 10 ülkenin Türkiye büyükelçilerini ülkeden çıkarmasına yol açacağını savundu.
Bursalı yazısında şunları söyledi:
“Bu ülkelerin çoğu, ülkemizin en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında. Erdoğan’ın, üstelik ekonomi büyük krizde iken bu tavrının nedenleri üzerinde durursak: Birincisi, Erdoğan’ın büyük ve meydan okuyan dünya lideri olarak hem kendisini görmesi hem de seçmenlerine kendini böyle kabul ettirmiş olmasıdır. Yani elçilerin bu girişimi karşısında kendisinden beklenen çıkışı yapmış olması. Fakat elçilerin gönderilmemesi durumunda, bu itibar gider. Eğer elçiler atılırlarsa 10 ülkenin de bizim elçileri ülkelerinden çıkartması kesindir. Sonra ayıkla pirincin taşını..”
“Siyasi krizlerden kriz siyasetine” manşetiyle çıkan Evrensel gazetesinin haberinde ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 büyükelçiyi ‘istenmeyen adam ilân etme’ talimatıyla yeni bir krizi tetiklediği iddia edildi.
CHP’li Erdoğan Toprak’ın “Elçilerin bedeli ağır olur” sözlerini manşetine taşıyan Sözcü gazetesi, Abdullah Gül’ün sorunun çözümü için Dışişleri’ni işaret ettiği açıklamasına da yer verdi.