‘ÖZALİZMİN BİTİŞİNİ İZLİYORUZ’
NAGEHAN ALÇI HABERTÜRK
Türkiye politik açıdan Rusya’ya benzerken ekonomik açıdan da Çin modelini benimsediğini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkça bunu ilan etti. Değersiz bir TL ve çok değerli bir Dolar ile ithalatı boğabildiği kadar boğarak düşük faizli kredilerle içeride mecburi bir aşırı sanayileşme yoluyla imalat ve ihracatı zorunlu olarak canlandırmaya dayanan bir model. MGK bildirisiyle 6 orgeneralin birden imzaladığı, TSK'nın, MHP’nin ve ulusalcıların tam destek verdiği bir yeni model. Yani açıkça 24 Ocak 1980’le açılmış ve son 40 yıldaki tüm hükümetlerin iyi kötü devam ettirdiği bir parantez devlet kararıyla sona eriyor. Özalizmin gerçekten bitişini yaşıyoruz. Bir tip Çin tarzı sosyalist piyasa ekonomisine ya da tam bir devlet kapitalizmine geçiyoruz. Atatürk’ün karma ekonomi modelini öven sözleri de bu aralar rejim bileşenleri tarafından çok alıntılanacaktır.
SOROSÇU KAVALA KARŞIT GÖRÜŞLÜ OLDUĞU İÇİN HAPİSTEYMİŞ!
SONER YALÇIN SÖZCÜ
“Kölelik Yolu” ile “Büyük Dönüşüm” taban tabana zıttı. Peki, Polanyi'nin “Büyük Dönüşüm” kitabı ne zaman Türkçeye çevrildi. 42 sene sonra neoliberalizmin gündemde olduğu 1986 yılında… Peki, kitabı kim çevirdi Osman Kavalı'nın eşi Prof. Ayşe Buğra… Peki, kitabı hangi yayınevi yayınlıyor; Osman Kavala'nın sahibi olduğu İletişim. Peki, Polanyi hakkında konuşma yapması için, (örneğin, Viyana Mayıs 2019 gibi) dünyanın dört yanındaki seminerlerepanellere kim davet ediliyor; Prof. Buğra. Gelelim can alıcı soruya: Hayek'in/neoliberalizmin dünyadaki en önemli temsilcilerinden biri bugün kim; George Soros! Erdoğan'ın, “Şu Osman Kavala denilen bu ülkede Soros'un adeta ofisi olan, temsilcisi olan kişinin karısı da, yine aynı şekilde Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içerisinde yer alan kadındır…” sözünün gerçekliği var mı? Erdoğan, ne Hayek'i ne Polanyi'yi tanıyor. Erdoğan, ne Osman Kavala'yı ne Prof. Ayşe Buğra'yı tanıyor. Erdoğan, Prof. Buğra'nın (Osman Savaşkan ile yazdığı) son kitabı “Türkiye'de Yeni Kapitalizm” kitabından haberdar mı? Sanmam. Öyle olsa; 2014'de yayınlanan bu kitapta “Gülen ağının toplumun geniş kesimlerinde yarattığı korku” ve “devlet kurumlarındaki kontrolü” üzerine yazdıklarını bilirdi… Bugün… Osman Kavala'nın Silivri zindanına atılışı üzerinden 1500 gün geçti! Hezeyana/ anlamsız şüpheye dayalı dört yılı aşkın süren tutukluluk… Yazık. Bırakın Hayek'i, Polanyi'yi, Marks'ı özgürce tartışalım. Her karşıt görüşü bir kılıf bulup yasaklayamaz, hapse atamazsınız.
ABD ÇEKİLDİ KÖRFEZ RAHATLADI
BERCAN TUTAR SABAH
ABD'nin bölgeden çekilmesi, İran ile yeniden masaya oturması ve İsrail ile ayrışması Körfez'de ve Ortadoğu'da gözlerin yeniden Türkiye ve Rusya'ya yönelmesine yol açıyor. Bir bakıma PostAfganistan sürecinden geçiyor Körfez bölgesi. Obama'dan sonra Biden doktrini de alarma yol açıyor. AUKUS ile Fransa'yı karşısına alan ve İsrail'in İran taleplerine kulak tıkayan ABD'nin Riyad, Kahire ve Abu Dabi'yi de Kâbil gibi kendi kaderine terk edeceği görülüyor. Bu da ABD'ye endeksli ülkelerin stratejik tercih spektrumunu farklılaştırmasına neden oluyor
CUMHURİYET YAZARLARI HDP’YE KALKAN OLUYOR
‘KAVALA VE DEMİRTAŞ SİYASİ REHİNE’
ORHAN BURSALI CUMHURİYET
Türkiye resmen diktatörlüğe adım atmış olur, Kavala ve Demirtaş ve daha yüzlerce, binlerce insanın haksız ve hukuksuz yere infazı rahat rahat yerine getirilir. Fakat bu “uygulamam” tutumunun seçim süreciyle yakın ilgisi var. Eğer iktidar bu “uygulamam” politikasını sürdürmekte kesin kararlıysa, dünyaya yine meydan okumak, seçim politikasının önemli bir ayağı olacak demektir. Kavala ve Demirtaş, bu politikanın rehinleri durumunda.
‘HER ŞEY İKTİDARDA KALMAK İÇİN’
MUSTAFA BALBAY CUMHURİYET
5 Kasım’da HDP yazılı savunmayı Anayasa Mahkemesi’ne verdi. Hemen ardından 29 Kasım’da da başsavcı esas hakkındaki görüşünü mahkemeye iletti. Başsavcı hem HDP’nin kapatılmasını hem de 300’e yakın HDP’liye siyaset yasağı getirilmesini istiyor. Bu trafik içinde 23 Kasım’da da 13 HDP’li milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin fezleke TBMM’ye gönderildi. Bütün bunlar tesadüfse biz de şimendiferiz! Türk Lirası’na acımayan... Türkiye’nin varlıklarını gözünü kırpmadan bitiren... Merkez Bankası’nı kevgire çeviren... Milleti açlık ve yoksullukta eşitlemeyi göze alan... Bir anlayışın elbette iç barış da umurunda olmaz. İktidarda kalmak ya da kalmamak!
ŞİPŞAK BAŞKAN
Şurada da çeksene beni..
Başkanım camın içi boş oraya alalım sizi
O kadar da değil yahu
Başkanım sizi az Atatürkçü zannederler
Neyse tamam gireyim bari, zaten tam bana göre
Çekiyorum başkanım
Nasıl iyi mi böyle?
Sağ elinizi de kemerinize doğru getirirseniz başkanım...
CHP Milas Belediye Başkanı Av. Muhammet Tokat