CHP’nin 22. Dönem milletvekilleri, 1 Mart 2003’te ABD askerlerinin Türkiye’ye konuşlanmasına izin veren tezkerenin reddedildiği tarihin 17. yıldönümünde, Anadolu Kulübü’nde yemekli bir toplantıda bir araya geldiler.
CHP YÖNETİCİLERİ KATILMADI
CHP’nin mevcut yöneticilerinden hiçbirinin katılmadığı toplantıya, ABD’nin Irak’ı işgaline karşı çıkan ve Amerikan askerlerinin Güneydoğu’da konuşlanmasına izin veren hükümet tezkeresinin ret edilmesinde rol oynayan dönemin parti yöneticileri Önder Sav, Onur Öymen, Kemal Anadol, Mustafa Özyürek, Yılmaz Ateş, Algan Hacaloğlu, Zekeriya Akıncı ile birlikte çok sayıda milletvekili ile eşleri katıldı.
Programın açış konuşmasını yapan Zekeriya Akıncı, 1 Mart 2003’te reddedilen tezkere oylamasının herhangi bir oylama olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Aksine yaşamın bizzat kendisi tarafından haklılığı ve doğruluğu her an, her gün onaylanan bir siyasi karardır. Büyük bir ileri görüşlülükle sergilenmiş kararlı bir tutumdur. Ve biz o duyguyla her yıl toplanıyoruz, o ruhu, o inancı ayakta tutmaya, kamuoyuna da unutturmamaya çalışıyoruz.”
CHP YÖNETİMİNE SİTEM
Akıncı, toplantıya katılmayan parti yöneticilerine sitemde bulundu:
“Gönül isterdi ki, o gün bizimle omuz omuza o mücadeleyi vermiş ve bugün de hâlâ partinin üst organlarında görev yapmaya devam eden kimi arkadaşlarımız da bugün bizimle beraber olsalardı. O günkü anlayışı birlikte savunuyor olabilsek. Ne yazık ki olmadı, olamadı.”
‘BAŞBAKAN BİLMİYORUM DEMİŞTİ’
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve emekli büyükelçi Onur Öymen de yaptığı konuşmada, 1 Mart tezkeresinin ABD’nin bütün baskılarına karşın ret edildiğini anımsattı. “1 Mart Tezkeresi reddedilmeseydi Türkiye’ye gelecek on binlerce Amerikan askerinin büyük bölümü, Türkiye’nin en hassas bölgesi Güneydoğu bölgesinde kalacaktı” diyen Öymen, şöyle sürdürdü: “Eğer tezkere geçseydi, aşağı yukarı 62 bin askerin 32 bini Irak’a geçecek, gerisi Türkiye’de kalacaktı. Ne kadar kalacaktı? Tezkereye göre altı ay... O zaman Başbakan’a ne kadar kalacaklarını sormuşlar, ‘Valla ben de bilmiyorum’ demişti. İkinci Dünya Savaşı bittikten sonra Amerika’nın Japonya’da 50 bin askeri vardı. Aradan 74 sene geçti, hâlâ 50 bin askeri var. Kore savaşında Güney Kore’de 26 bin askeri vardı. Aşağı yukarı aradan 70 sene geçti, hâlâ 26 bin askeri var. İkinci Dünya Savaşından sonra Almanya’da 30 bin askeri vardı, hâlâ 30 bin askeri var. Bu tezkere geçseydi, birkaç kuşak boyunca Türkiye’nin en hassas bölgesinde 30 bin Amerikan askeri olacaktı.”
‘EĞER O TEZKERE GEÇSEYDİ...’
Onur Öymen, ABD askerlerinin Türkiye’ye konuşlanma amacının, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde Kürt devleti kurmak olduğuna işaret etti: “Amerika, Kuzey Suriye’de PYD ile çok yakın işbirliği içindedir. Binlerce TIR dolusu silah ve mühimmat gönderdi. Yılda 200 milyar dolar para aktardı. Biz, ‘bunu yapamazsınız. Çünkü bu PYD, PKK ile iç içedir’ dedik. Amerika’nın son Şam Büyükelçisi de PYD’nin Kandil’de kurulduğu söyledi. Türkiye’de pek çok terör eylemini yapanlar Suriye’nin kuzeyinde PYD tarafından eğitilmiştir. Bugünkü gelişmeler ışığında bunları düşünürseniz. Nerden nerelere geldik? İste buralara kadar geldik. Eğer o tezkere geçseydi ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini bugün daha iyi anlıyoruz.”
BABACAN’IN İMZALADIĞI ANLAŞMA
Aynı dönemde ABD ile imzalanan 8.5 milyar dolarlık anlaşmayı hatırlatan Öymen, şunları söyledi: “O zamanki Hazine Bakanı Babacan ile Amerikan Hazine Bakanı arasında Dubai’de 8.5 milyar dolarlık bir anlaşma imzalanıyor. Ne karşılığında? Türkiye, Kuzey Irak’a girmeyecek ve Kuzey Irak’ta Amerikan politikalarına destek verecek. O zaman yaptığımız konuşmalarda ‘Cumhuriyet tarihinde para karşılığında taviz vermenin hiç örneği yoktur. Bunu yapamazsınız’ dedik. İmzalanan bu anlaşma Meclis’e getirilemedi.”