S400’ler kısa süre içinde Türkiye’ye gelecek. Pazar günü kargo uçaklarına yüklenmesi bekleniyor. Ancak Amerika’ya yakın kaynaklar S400’lerle ilgili tartışmayı sürdürüyor. S400’lerin radarlarının kapalı olacağı, depoda bekletileceği gibi iddiaları gündeme getiriyorlar. Türkiye S400 almasın diye çırpınan Amerikan uşağı Cumhuriyet gazetesi de dün “Radarı kapalı S400” manşetiyle çıktı. Konuyla ilgili açıklama yapan Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş, "Bir psikolojik harekat yürütüldüğü ortada. Ne yazık ki buna alet olan kesimler de var." dedi. Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın da bugünkü köşesinde, "Türkiye'ye Patriot satmayı reddettiler. Türkiye de Ruslardan S400 almaya yöneldi. Artık Amerikan tarafı bile Türkiye'yi caydıramayacağını gördü. Fakat içerideki lobiler belki farklı sebeplerle de olsa hâlâ baskıyı sürdürme taraftarı." ifadelerini kullandı. .

Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş S400'ler konusunda psikolojik harekat yürütüldüğüne dikkat çekti ve S400'lere karşı psikolojik harekat yürütüldüğünü söyledi. S400 karşıtlarının iddialarının teker teker çürüdüğünü kaydeden Karataş, şöyle konuştu:

"S400 karşıtları önce nasıl alırsın dediler. Sonra 'alınmayacak' bilgisini yaydılar. Ama alınacağı kesinleşince şimdi de 'gelecek ama aktif hale getirilmeyecek' diye ortaya çıktılar. Bir psikolojik harekat yürütüldüğü ortada. Ne yazık ki buna alet olan kesimler de var. Türkiye'ye büyük kötülük yapıyorlar. Bilgi kirliliği yaratıyorlar."

İŞTE CUMHURİYET'İN "RADARI KAPALI S400" MANŞETİ

Aydınlık'ın haberine göre, bazı yöneticilerin açıklamalarının kafa karışıklığına yol açtığını vurgulayan Karataş, "Bazı yetkililer konuyu tam bilmiyor ama konuşuyor. Bilgisizce yapılan açıklamalar psikolojik harekat yapanlara malzeme oluyor" ifadelerini kullandı.

Karataş S400'lerle ilgili olarak şunları söyledi:

'BAHARDA YERİNE ULAŞIR'
"S400'ler gelecek. Tahminime göre eğitimlerin yapılması, mevzilerin kazılması, altyapıların hazırlanması yaklaşık altı ay sürer. Sistem aktif olacak. Zaten sistem aktif hale getirilmeden eğitim yapamazsınız. En önemli eğitim, sistemin başındaki eğitimdir. İntikal yerleri tespit ediliyor. Asli ve yedek olarak intikal yerleri belirleniyor. S400'lerin bahar aylarında asıl intikal yerlerine ulaşacaklarını tahmin ediyorum."

Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş

'SIRA MİLLİ PROJELERDE'
S400 karşıtlarının ellerinde koz kalmadığını da belirten Karataş son söz olarak da şu görüşleri savundu: "S400'ler Türkiye'nin önemli bir açığını kapatacak. S400'lerle tüm Türkiye'nin korunması mümkün değil. S400'lerle özellikle Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruyacağız. Kritik tesislerimizi ve bölgelerimizi koruyacağız. Ancak bu da yetmez. Türkiye olarak uzun menzilli yüksek irtifa hava savunma sistemlerimizi de oluşturmamız lazım. Milli projelerle bunu sağlamalıyız."

S400 TARTIŞMALARINDA SAVRULMAK
Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın da bugünkü köşe yazısında S400 teslimatıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

İşte o yazısı:

S400 konusunda Trump bile bir noktaya kadar gelmişken ve Türkiye'nin haklılığını ortaya koymuşken içimizdeki aklıevveller bu konuyu bir türlü kapamak istemiyor. Artık günleri sayıyoruz. Bu ay içinde teslimat başlayacak. Ama üzerine yürütülen kampanya bitmek tükenmek bilmiyor. Amerikan tarafını anlarım.
Türkiye'yi bağımsız bir aktör haline getirme şansı olan bir sistemin alınmasını istemiyor.
Türkiye'nin NATO pazarı dışında alışveriş yapmasını istemiyor.
Kendince daha birçok gerekçesi var.
Bu nedenle de Türkiye'ye yönelik baskı uzun süredir devam ediyor.
Ancak beni asıl endişeye sevk eden içimizdekiler. Bu konu üzerine daha önce de yazmıştım ve S400 konusunda başta sahte bilgiler içeren bilgilerle kafa karışıklığı yaratılmaya çalışıldığını anlatmaya çalıştım. Meselenin hem teknik hem siyasi boyutlarıyla ele alınması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Fakat sular öylesine bulandırılıyor ki, yine doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırmak imkânsız hale geliyor.
Burada teknik ayrıntılara girecek değilim.
Ancak S400 sisteminin Türkiye hava sahasını koruyacak en önemli silah sistemlerinden biri olduğunu söylemekle yetinelim. Türkiye'nin çok ihtiyacı olan bu sistem başka kaynaklardan elde edilemedi. Amerikan Başkanı'nın kendi ağzından da dinlediniz.
Türkiye'ye Patriot satmayı reddettiler.
Türkiye de Ruslardan S400 almaya yöneldi. Artık Amerikan tarafı bile Türkiye'yi caydıramayacağını gördü. Fakat içerideki lobiler belki farklı sebeplerle de olsa hâlâ baskıyı sürdürme taraftarı.
Bunların üç gruptan oluştuğunu düşünüyorum. Birincisi teknik meseleye odaklanıp siyasi boyutunu görmekte sorun yaşayan iyi niyetli mühendis arkadaşlar.
Bunlar hangi sistemin daha etkili olduğunu uzun süre tartışabilir. Ancak eğer seçim yapılmışsa artık bu tartışmanın bir anlamı yok demektir. İkincisi Amerikancılar. Bunlar Türkiye'nin Amerika'dan bağımsız atacağı her adımı rahatsız edici bulan ve tek görevi Türkiye'nin Amerika'ya bağımlılığını sürdürmeye çalışmak olanlar. Uzun süre S400 karşıtlığının yükleniciliğini bu grup yaptı. Şimdi görevi üçüncü grup devralmış gibi görünüyor.
Bunlar kör muhalifler. Tek derdi Erdoğan karşıtlığı olan bu grup dünyanın en güçlü silahını da alsanız kendilerine buldukları bir sosyal medya fotosu üzerinden her türlü saçmalığı yapabilirler.
Bu tür kritik dış politika ve güvenlik gündemlerinde hep aynı hissi yaşıyorum.
Ülkemizde maalesef ciddi bir eksiklik var. Ulusal çıkar kavramını bir türlü yerleştirememişiz. Herkes kendi siyasi çıkarı üzerinden yorum yapabilir. Veya herkes kendi teknik bilgisi üzerinden eleştirilerde de bulunabilir. Veya bazılarımız Amerika'yı üzmemek gerektiğine samimiyetle de inanıyor olabilir.
Ancak bunun seviyesi ülkenin ulusal çıkarlarına zarar verecek bir düzleme çıkmamalı. S400'ler Tayyip Erdoğan'ı korumak için gelmiyor. Tüm Türkiye'yi koruyacak.