TBMM’nin 21
Kasım 2019 tarihindeki oturumunda, CHP grubunun “12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren Kenan Evren'in adının kamusal
mekânlardan kaldırılmasına” ilişkin grup önerisi ele alındı.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol söz
alarak 12 Eylül 1980 darbesinde yaşananları anlattı ve darbenin başı Kenan
Evren’in adının Ankara’nın Evren ilçesi dâhil olmak üzere okul, cadde, sokak,
mahalle, köy ve kışlalardan silinmesi gerektiğini bildirdi.
Daha sonra söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfi Türkkan, HDP
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, AKP Kırıkkale Milletvekili
Ramazan Can, MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, 12 Eylül 1980
darbesinde ülkemizde yaşananları anlattılar ve CHP’nin önerisini
desteklediklerini bildirdiler. Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Celal Adan da
benzer sözlerle darbeleri kınadı. Yapılan konuşmaların ardından CHP’nin
önergesi oylandı ve sonuçta kabul edilmedi.
Yapılan konuşmalar ile verilen oyların
birbirini tutmadığı görülen TBMM’ye güven her geçen gün azalmaktadır. İşin
doğrusu ne olduğu belli olmayan bu yeni sistemde zaten TBMM’nin bir varlığı da yoktur,
çünkü her şey tek adama bağlanmış durumdadır ama bir işe yaramayan 600
milletvekili ile danışmanları ve sekreterleri devletten maaş almaktadır.
Kenan Evren’in adının kamusal alanlardan
silinmesi konusunda TBMM’deki tüm siyasi partiler anlaşıyor. Ancak %92 oy ile
kabul edilen Kenan Evren’in anayasasına oy verenler, bugün darbe karşıtlığı
yaparak, kendi yaptıkları sivil darbeyi gizlemektedirler. Kenan Evren’in adını
silmek isteyen tatlı su demokratları, neden Siyasi Partiler Yasası ile Seçim
Yasalarını değiştirmek için çabalamıyorlar? 12 Eylül 1980 darbesinin ürünü olan
Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasaları, bugün iktidarın da, tüm muhalefetin
de işine gelmektedir. Geleceği belirlemekte anlaşamayanlar, geçmişi
değiştirmekte anlaşabiliyorsa buna demokrasi denemez.
12 Eylül darbesinden 33 yıl sonra Kenan
Evren göstermelik olarak yargılandı. Ancak ülkeyi 12 Eylül’e taşıyan sivil
yöneticileri yargılamak kimsenin aklına gelmedi. Ülkeyi darbe ortamına getiren
koşullara destek olanların da yargılanmadığı bir süreçte, sadece kendimizi
kandırmaktayız. Eğer askeri ya da sivil darbe olmasını istemiyorsak, o darbeyi
hazırlayan koşulların da yaratılmaması gerektiğini unutmamalıyız; hukuk dışı
tutum ve davranışlara onay vermemeliyiz. Günümüzde Kenan Evren’in gölgesinde
siyaset yapanların bazıları doğrudan ya da dolaylı olarak siyaset sahnesinde
dans ederek, demokrasicilik oynamaktadırlar.
Kamusal alanlara sadece ulusal
kahramanların isimleri verilmelidir. Yoksa sıradan başbakanların,
cumhurbaşkanlarının isimlerinin verilmesi gelecekte büyük yanılgılara neden
olur ve dönülmez sıkıntılara yol açar. Kimin kararıyla olursa olsun tarih
değiştirilemez. Kenan Evren ve 12 Eylül 1980 süreci, tarihimizde bazıları
tarafından alkışlanan ama aslında utanacağımız kara bir sayfadır. Bu kara sayfa
İngiliz zırhlısıyla vatanı terk edenlerle ve ulusal varlıklarımızı yabancılara
peşkeş çekenlerle eşdeğerdir. Tarih yeniden yazılamaz, hatalardan ders alınarak
doğru yönetim yapılır.
İlk Kurşun
Gazetesi, 2 Aralık 2019.